Geçen yıl 2020'de kapalı salonlarımız, oynanmayan (iptal) oyunlarımızla girmiştik 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'ne... Birkaç haftada bitecek bir salgın, etkisi de bir o kadar sürer planlarıyla başlamıştı salgın günleri, tedbirleri. İlk günlerde önceden boş vakit bulamadan yaşamaya alışmış tiyatro insanları (bizler) şaşkın ve sıkıntılı ama dinlenmiş bir on onbeş gün sonra; bir kısmımız dijitalden "kendi medyasını" oluşturmak, hattâ oyunlarını izletmek, hem oyalanmak, hem de bağlantıda kalmak için kolları sıvadı. Bir kısımımız da seyirci olmadan yapılan iş tiyatro olmaz yani dijital gösteriden öteye geçmez, dedik. Öte yandan bir üç hafta çalışanlara ücretli izinle tam kapanma kabul ettiremedik... Giderek garip açılma kapanma gün, saatli uygulamalar daha da garip yaş grubu uygulamaları ile meslek gruplarının sanat insanlarının ve esnafin çilesi ile açıla kapana geçirdik, doktorların çektiği ise tamamen ayrı bir yazı konusu...
Bu kadar karmaşada bizler de Bağımsız Tiyatro Birliği olarak gereksiz ve ayrımcı uzlaşmalara girmeyi reddettik. Tiyatro bütünlüğünün, sanatın özgür kalması ve yüzünü ticarete değil seyirciye dönmesi gerektiğini savunduk. Dijitalde tiyatroya ise hiç ısınmadık, adı: oyun-şenlik-festival vb. olan uygulamalara katılmadı çoğumuz ama dijitalin artısı, söyleşi, konferans, teorik çalışmalar oldu aslında...
Tüsak deneyimimiz bulunduğundan, Bakanlık desteklerinin de biçimine karşı olduk. Destek sözleri; yasalar, yönetmeliklerle sanatın özgür olma hâlini zedeleyeci ve şirketleşmeyi dayatan, şirket olmayan bağımsız tiyatroları ve amatör tiyatroları dışlayan, dernekleri yok sayan biçimde olmamalı idi...
Tam hâkim olamasak da ayrı bir kulvarda yürümeyi ve reddeden ses olmayı başardık, yapılacak en basit işlemi; kapalı dönem için oyunlarımızın bilet karşılığının doluluk oranına göre verilmesini istemiştik, öneriyi kabul ettiremedik. Ayrıca oynamaktan, seyirciyle bir biçimde buluşmaktan hiç vazgeçmedik. Gölge(görünmez) tiyatro yaptık, yazın açıkhava ve parklarda olduk, sokak tiyatrosu, forum tiyatro yaptık. Çünkü özellikle "toplumsal gerçekçi" oyunlar çıkaran tiyatroların seyircileri çalışanlar, dar gelirliler ve öğrencilerdir.
Tam kapanma olmadığı ve seyircimizin metro, toplu taşıma ile en az bir iki saat işlerine gittiği durumda bizler de zorunlu kapanmalar dışında hep vardık. Parklarda atölyeler yaptık, 1/2 salon seyirciye oyunlar oynandı... Tiyatro insandan yanadır o vakit insanların yanında olmalıdır, dedik. Ama yine de dolu dolu salonlar, festivaller, tiyatro buluşmalarımız yapılamadı. Bölge Atölyelerimiz, etkinliklerimiz hep ertelendi, provalarımızın çoğu oyun olamadan beklemeye bırakıldı.
Ve geldik yeni bir 27 Mart'a hâlâ inatla varız diyoruz, kısa oyunlarla kısıtlı saatlerde buluşuyoruz. Teorik olmayan atölyeleri dijitalde vermiyoruz. Dijitalde zorunlu ders, okul ve eğitim eşitliğinin bile kurulamadığının farkındayız... Saat uygulaması yüzünden çile çeken esnafla, müzik ve sanat insanlarından yanayız. Virüsun saati olmaz dedik, virüs saat, yaş, hafta sonu gibi uygulamalarla değil bilimsel metotlar ve sağlık sisteminin sosyal devlet anlayışı içinde yenilir diyoruz...
Mersin Tiyatro Derneği Başkanı Melih Kayadelen'in 27 Mart etkinliğindeki konuşması:
27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü sahnelerden uzak, seyircilerden ayrı kutlamaya bir yıl dayanabildik. Türkiye’nin genelinde dijital ortamda yapılamin kutlamalara rağmen biz ‘tiyatro, seyircisi ile var olur’ diyerek bu yıl Dünya Tiyatro Günü’nü olması gerektiği yerde, sahnede kutladık.
Bu özel günde Zilli Şıh oyunuyla bize destek veren değerli hocamız Prof. Dr. Nurhan Tekerek’e ve iki gün boyunca ‘Oyun Sahnelemede Reji Metin Analizi’ atölyesiyle her zamanki gibi yanımızda olarak bize güç veren değerli hocamız Kımız Bozkır’a teşekkür ederiz.
Dernek üyemiz Mustafa Çavuş’un sunuculuğunu üstlendiği etkinliğimiz Şehnaz Çetiner ve Ceyhun Akgün’ün verdiği nefis bir müzik dinletisi ile başladı. Daha sonra 27 Mart Dünya Tiyatro Günü bildirgelerinin okumasına geçildi.
Başkanımız Melih Kayadelen derneğimizin bildirgesini okurken üyemiz Yeşim Can Avcı ulusal ve İrem Serin uluslararası bildirgeleri okudular.
Prof. Dr. Nurhan Tekerek’in Zilli Şıh oyununun girizgâhını sahnelenmesinin ardından dernek üyemiz Duvarsız Sanat Tiyatrosu Ahmet Telli’nin şiirlerinden derlediği Soluk Soluğa adlı oyundan bir bölüm sahneledi.
Etkinliğimizin sonunda ise Tiyatro Agon, Kahkaha Garı adlı oyundan bir skeç sahneledi.
Pandemi şartlarına uygun sınırlı sayıda seyirciyle gerçekleştirdiğimiz etkinliğimize katılarak bu özel günde bizlerle olan seyircilerimize ve Salonu bizlere tahsis eden Yenişehir Belediye Başkanı Sayın Abdullah Özyiğit’e teşekkür ederiz.”
Ve 27 Mart'ta tam da bu nedenlerle sokakta, sahnede Dünya Tiyatro Günü Kutlamalarında bir aradayız! Seyircimizle oyunlarımızla, atölyelerimizle şarkı ve danslarımızla girdik 27 Mart'a, Dünya Tiyatro Günü Kutlu olsun...
KIMIZ BOZKIR
28 Mart 2021, Mersin / Ankara