16 şehirde 8 ay önce başlayan Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin Antalya ayağı 10 Kasım akşamı sona erdi. 2 Kasım’da başlayan Antalya Kültür Yolu Festivali’nin öylesine yoğun programı vardı ki, hangisine gideceğinizi şaşırdığınız zamana bağlı etkinlikler oluyordu; açılışlar, konserler gibi. Örneğin 9 Kasım akşamı; Cumhuriyet Meydanı’nda Tuluyhan Uğurlu, Re22’de Cameratalia ve Hatice Doğan Sevinç, Antik Side Tiyatrosu’nda Antalya Devlet Senfoni Orkestrası konserleri vardı. Pop, halk müziği ve popüler müzik konserlerini dahil etmedim bu yoğunluğa.
Başladığı günden beri kullanılan festival sloganı, bir zamanlar Antalya Piyano Festivali’ni simgeleyen “Şehirde Müzik Var”dan esinlenilmiş olsa da çok güzeldi; “Şehirde Festival Var”.
Festival programı; Sergi ve yerleştirmeler, konser, opera, tiyatro, dijital sergi, dans/gösteri ve etkinlikler başlıklarıyla kategorilere ayrılmış. Pek çok kurum ve kuruluş da festivalde yer almış.
Konserler; Side Antik Tiyatro, Aspendos Antik Tiyatro, Re22 Kültür sanat ve Haşim İşcan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Dünyaca ünlü caz trompetçisi Chris Botti, Anjelika Akbar, Aspendos Ensemble, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, Tuluyhan Uğurlu, Serkan Çağrı-Tuluğ Tırpan, Alagöz Dans Topluluğu belirtilen mekânlarda konserler verdiler. Pop ve popüler müzik konserleri, Beach Park ve , Cumhuriyet Meydanı’nda yapıldı. Anadolu Ateşi’nin dans gösterisi de Aspendos Antik Tiyatrosunda sahnelendi.
Opera kapsamında; “Gala Bale”, “Son Veda-Beni Hatırlayınız”, “Rapunzel”, Tosca” Haşim İşcan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Tiyatro da; “Lysistrata”, “Acaibü-l Temaşa” “Yüzyıllık Destan ‘Ateş’” adlı temsillerini aynı mekânda sahneledi.
Dijital sergiler, “Narlı Kentin Hikayesi” Side antik Tiyatro’da, “Yeryüzü Rüyaları: Anadolu-Refik Anadol” Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi’nde ve “Zamanın Hüneri” Saat Kulesi’nde yapıldı.
Sergi ve Yerleştirmeler ise en geniş alanda gerçekleştirilen etkinliklerdi. Antalya Kültür Sanat’ta “Frida Kahlo’nun Günlükler”, Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde, “Pablo Picasso Resimden Seramiğe Bir Serüven” ve “Andy Varhol-Varhol’un Dünyası”, Antalya Arkeoloji Müzesi’nde “Kaçış Yok”, “Heykel Yerleştirilmesi-Beste Alperat(bahçe)” ve Sürdürülebilir Gelecek” sergileri yer aldı. “Lykia Atları” Antalya Nekropol Müzesi’nde, “Doğanın Belleğinde uyuyanlar” Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde… Himmet Öcal Khan Sanat Galerisi’nde “İmoga’dan İzler”,
Akdeniz Üniversitesi Olbia Sanat Galesi’nde “Coğrafya Geleneğin Kaderi: Antalya” sergilendi. Casa Sur Antalya’da “Ozan Oganer-Cengiz Yatağan Heykel Yerleştirmesi” yer alırken, Hadrian kapısı’nda Haşime Altaylı’nın atölye çalışması, Simitçi Mıstık Gallery’de “Antalya’nın Denizden Görünümü” sergilendi. Lonca Studio Cam Atölyesi’nde ise Sıcak Cam Üfleme Gösterisi yapıldı.
Bunca etkinlik içinde gezebildiğim sergiler, dinlediğim konserler oldu. Konserleri yine bu köşede yazdım. Belirlenen sürede tüm organizasyonu gezme/görme olanağım olmadı doğal olarak. Ayrıca şunu belirtmeliyim, festivale kent içinde pek çok alanda, programa sonradan dahil edilen etkinlikler de oldu; Çocuk oyunları, Festivalin Lezzet Durağı adlı yeme içme tadım gösterileri, kültür gezileri, farklı atölye çalışmaları, Türk Yıldızları’nın “Ata’ya Saygı Uçuşu”, “Kazı Başkanları ile Antik Kent Gezileri” gibi…
Festivalde ilkin Antalya Arkeoloji Müzesi’ndeki sergileri gezdim. Sanatçı ve eğitimci Aydın Yalçınkaya’nın “Sürürülebilir Gelecek” adlı sergisi ilk durağım oldu. Yalçınkaya; “Bu serginin amacı, bireylerin çevreye karşı sorumluluğunu hatırlatmak için sürdürülebilir dönüşümler ile sıradanlığın güzelliğini ortaya çıkararak "Sıfır Atık Bilinci”ni oluşturmaktır” diyordu.
Eserlerini oluştururken nelerden yararlandığını anlatıyor: “Ağacını Toros Dağları'ndan ve Akdeniz'in Antalya kıyılarından, halı ve kilim parçalarının Döşemealtı'na yakın köy ve kasabalarından, diğer materyal ve parçaların Antalya'nın çarşısından, pazarından temin edilerek oluşturulan eserlerin en küçüğü 10 cm’den başlayıp en büyüğü 330 cm’ye kadar çıkmaktadır.”
Sanatçı ortaya koyduğu eserlerinde, heykel ve resimlerde işlevini yitirmiş atık konumdaki malzemeleri de değerlendirmiş. En beğendiğim sergilerden birisi oldu Sürdürülebilir Gelecek.
Antalya Arkeoloji Müzesi’nin Lahitli Salonu’nda “Kaçış Yok” adlı sergide, salondaki eserlere ek olarak yurtdışından iadesi sağlanan kültür varlıklarımızın da sergilemesi vardı. Zaten ülkemizden kaçırıldıktan sonra, uzun çabalar sonucu Antalya’ya geri kazandırılan Perge Yorgun Herakles Heykeli ve Perge Herakles Lahdi vb. kültür varlıklarımızın öyküleriyle “kaçış yok” adı/teması belirlenmiş.
Müze bahçesinde de heykeltraş Beste Alperat’ın Heykel Yerleştirmesi etkinliği vardı. Bahçenin çeşitli noktalarına yerleştirilen heykellerin öyküleri de künyelerinde yer alıyordu.
Kaleiçi’nde Casa Sur otelin bahçesinde, Ozan Doğaner ve Cengiz Yatağan’ın heykel yerleştirme sergileri vardı. Doğaner’in heykel sanatına kattığı dantel ve iğne oyasıyla yarattığı kendisine özgü tekniği de göze çarpan farklılıklardı.
Aynı alanda seramik sanatçısı Emel Mülayım’ın “Yaşamın Halleri” adlı kişisel seramik sergisi de yer alıyordu. Ayaküstü kısa sohbetimizde Mülayım, eserleriyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Seramik malzemesinin sıcaklık hissini; eserlerimin zemin dokusunda kullanırken hayatın izlerini, yaşamın hallerini, seramik yüzeylere bir nevi figürler üzerinden resimlemekteyim… Seramik eserlerim; Aşk, hüzün, sevgi, yalnızlık, gitmek-kalmak gibi sıfatların yanı sıra, aile ve yüreğin göçü gibi kavramları da sorgulatan bir izlenim içermektedir. Her bir eserimde, farklı duygu ve temsili figür üzerinden yaşamın hallerini sorgulayarak, seramik astar boyalarıyla maskeleme figür tekniği ile kil üzerinde elle ve fırça yoluyla şekillendirerek topluma mesajımı vermeye çalışmaktayım.”
Frida Kahlo’nun Günlükleri Antalya Kültür Sanat’ta sergilendi ve: “özelinde gerçekleştirilen ve bu sebeple dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan sergi, izleyicisini sanatçı hakkında herkesin bildiği ancak derinliklerinde kimsenin görmediği duyguları keşfetmeye davet ediyor” diye tanıtılıyordu. Günlükler, Türkçe metin olarak da düzenlenip aynı sayfaların yanına yerleştirilmişti.
Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde “Pablo Picasso Resimden Seramiğe Bir Serüven” ve “Warhol’un Dünyası- Andy Warhol- Pop Artın İkonu” adlı sergiler yer alıyordu. Gördüğüm sergiler içinde en etkileyici olanlardan ve en çok ilgi görenlerden birisi Pablo Picasso sergisiydi.
Antalya Nekropol Müzesi’nde heykeltraş Cem Güney Çevikbaş’ın “Lykia Atları” sergileniyordu. Sergi yazıtından şu notu aldım; “Hoşluğu, inceliği, soyluluğu, kendine özgü biçim ve güzelliğiyle, büyüleyici, görkemli bir algı yarattığı için tarih öncesinden bu yana sanatın en önemli izleklerinden biri olmuş at. Sanatçı ve at arasındaki ilişkinin odağında yer almış at izleği ve imgesi”
Akdeniz Üniversitesi Olbia Sanat Galerisi, “Coğrafya Geleneğin Kaderi: Antalya” adlı sergiye ev sahipliği yaptı. Döşemealtı halılarının dokundukları coğrafya ve orada yaşayan insanların hikayesini anlatan halılar ve ekipmanları sergileniyordu. Dokumacılıkla, yöre insanının konar-göçer yaşam ilişkisine vurgu dikkat çekiciydi. En güzel sergilerden biri olarak gördüğüm bu alanda, gezdiğim zaman diliminde hiç kimse yoktu. Üstelik burası, üniversitenin en büyük ve ünlü Olbia Çarşısı içinde yer alıyordu. En son uğrak yerim de burası oldu festival kapsamında.
Festival haftasında basılı programda görünmese de, hem sanat kurumlarımız hem de başka kurum ve kuruluşlar “Atatürk’ü Anma” temalı etkinlikler/konserler düzenlediler. Basılı festival programına göre hareket edenler, haberleri olmadığı pek çok etkinliği de kaçırmış oldular. Umarım sonraki festivallerde bu tür aksaklıklar yaşanmaz.
Antalya Kültür Yolu Festivali’nde yer alan sergilerin bir kısmı 20 Kasım’a, bir kısmı da 30 Kasım’a kadar açık kalacak.
Konser giderlerinin tartışıldığı şu günlerde, böylesine büyük hacimli festivalin destekçiliğini(sponsorluk)de, Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank ve Emlak Katılım üstlenmişti.
Hem kültür sanat içerikli portalimizin, hem de benim ilgi alanımda olmayan konserlerde yer alan türkücü/şarkıcıları da yazayım: Murat Boz, Ebru Yaşar, Emir Can İğrek, Gökhan Türkmen, Fatma Turgut, Haluk Levent, Norm Ender, Simge.
HASAN HÜSEYİN DULUN
14 Kasım 2024, Antalya