AKM Aspendos Salonu’nda bu hafta çok kalabalık bir dinleyici kitlesi vardı. Bu yoğunlukta göze çarpan önemli bir ayrıntı, Rus ve Ukraynalıların çokluğuydu. Eser(konçerto) Rus, solist Ukraynalıydı. Büyük yetenek Valery Sokolov ile birlikte orkestrayı yönetecek Gürer Aykal’ın etkisi büyüktü dinleyici yoğunluğunda. Salon tamamen dolduğu gibi, balkonda; ayakta ve merdivenlerinde de çok sayıda sanatsever yer almıştı.
Orkestra sahneye yerleştiğinde ilk göze çarpan çalgı düzeninde yapılan değişiklikler oldu. Böylesi değişiklikleri her konserinde görmek mümkün şef G.Aykal’ın. Bize göre sahnenin solunda, her zamanki yerinde 1. Kemanlar, en sağda viyola grubu yer alıyordu. Viyolonsel grubu, tam karşıda 2. kemanlarla yan yana konuşlanmıştı. Senfoni seslendirilirken, 5 korno ve bazı bölümlerinde iki pikolo dikkat çekiciydi. Yeni üye Seray Seyhan’la birlikte zaman zaman Ezgi Ada Akyıldız da ikinci pikolo olarak çaldı. Korno grubunda baba-oğul Bivol ailesi de yer alıyordu ki, oğul Paul’ü neredeyse bebekliğinden tanıyoruz, şimdi ADSO korno grubu üyesi.
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, bu hafta önemli bir keman sanatçısını konuk etti; Valery Sokolov. Girizgâhta da buna vurgu yaptım. Orkestrayı Devlet Sanatçısı şef Gürer Aykal yönetti, başkemancı rahlesinde Olgu Kızılay vardı. Uzun bir Borusan ayrılığı olduysa da, Kızılay ADSO’nun en kıdemlilerinden sayılır. Onu birkaç haftadır hak ettiği koltukta görmek kimseyi şaşırtmamalı.
ADSO şu spotla seslenmişti sanatverlere: “Rus romantik müziğinin başyapıtlarını Antalyalı sanatseverlerle buluşturuyor!”
Konser akşamının solisti Sokolov hakkında şu bilgileri okuyoruz konser kitapçığından; “George Enescu Keman Yarışması birincisi ve neslinin öne çıkan keman virtüözlerinden…”
Çaykovski (1840-1893), “Rus Beşleri” olarak bilinen grup ile aynı zaman dilimi içinde yaşadı. İlk zamanlarda bu grupla ilişkisi olduğu halde, sonradan değişik, kozmopolit, ulusal ögeler ile yabancı; Alman, Fransız ve İtalyan kökenli öğeleri bir araya getiren bir anlayışı benimsedi. Hemen bütün müzik türleri üzerine eserler verdi... Bu örnekler göz önünde bulundurulduğunda, Çaykovski gerçek anlamda tek Rus romantik bestecisi sayılır.(1)
1878 yılında Çaykovski Antonina Milukova ile evliliğinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, üzüntüsünü gidermek amacıyla İsviçre’de Clarens kasabasına sığınmıştı. Günümüzde keman edebiyatının başyapıtlarından biri sayılan Re majör Konçerto bu atmosferde yaratıldı. Çaykovski’yi bu eseri yazmaya yönelten eserin Edouard Lalo’nun İspanyol Senfonisi olduğu belirtilir. Konçerto, dönemin ünlü keman virtüözü Leopold Auer’in ilk seslendirilişini yapması için planlanmış, ancak Auer konçertoyu “çalınamayacak derecede güç” bulunca, bir başka ünlü kemancı Adolph Brodski tarafından seslendirilmiş. Böylece yapıt, kısa zamanda büyük üne kavuşarak, keman dağarının en önemli eserleri arasında yerini almıştır.(2)
Programdaki P. İ. Çaykovski’nin Re majör Op.35 Keman Konçertosu seslendirildi ilk olarak. Bu üç bölümlü(Allegro moderato/Canzonetta/Allegro vivacissimo) muhteşem yapıtı, yetenekli solistimiz de muazzam yorumladı.
Kemancı Sokolov, konseri sonrası kendisine sunulan çiçekleri, viyola grubunun kıdemli, değerli sanatçıları Sevinç Duran Yalaz ve Aydal Sargurtan İşgören’e takdim etti.
Aradan sonra, ulusunun halk müziğini yücelten bir diğer büyük Rus besteci Vasily Kalinnikov’un (1866-1901) 2. Senfonisi seslendirildi. Kısa ve dramatik yaşamında destek gördüğü iki isimden birisi de Çaykovski’dir, Kalinnikov’un. Bestecinin yapmış olduğu iki senfoni bestesinden 2 Numaralı olanını dinledik bu konserde. Bu güzel senfoniyi de her bölüm arasında coşkuluca alkışladık!
Devlet Sanatçısı şef Gürer Aykal, konserlerinde eser aralarında alkışlayanları kendine has tarzıyla uyarır, devamına engel olurdu. Bu haftaki konserde hiç tepki vermedi. Bu durumu, rahatlıkla ‘alkış fetişistlerinin galibiyeti’ olarak yorumlayabiliriz.
Aspendos Salonu’nun koltukları artık epeyce yıprandı. Hele balkon koltukları ve tabanı her oturuş kalkışta, her adımda adeta “gacırt-gucurt” seslerle ayrı bir armoni yaratıyor konserlerde. AKM’nin maliki Antalya Büyükşehir Belediyesi umarım bu konuya bir çözüm üretir.
MÜZE KONSERLERİ
Antalya Devlet Opera Balesi-Antalya Arkeoloji Müzesi işbirliği ile sürdürülen Müze Konserleri de bazen bahçede, bazen Konferans Salonu’nda sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. Sezon başından beri her ay 2-3 konserini Antalya Arkeoloji Müzesi bahçesinde yapan AntDOB, son konserini Süleyman Fikri Erten Konferans Salonu’nda düzenledi.
Bilindiği gibi geçtiğimiz yıla kadar, AntDOB konserlerini müze içindeki sergileme salonlarından birinde gerçekleştiriyordu. Dinleyici sayısının çok artması ve içeride kontrolün sağlanamaması üzerine, tüm konserler ya konferans salonuna ya da müze bahçesine alınmıştı.
Müze Konserleri’nde geçen yıl basılı program dağıtılmaya başlanmıştı, son konserde nedense yoktu. Buna karşın, konserde görev alan tüm solistler, seslendirecekleri eserler hakkında kısa açıklamalar yaptılar.
Ses dağılımının kötü olduğu salonda operamızın değerli sanatçıları büyük iş başarıyorlar aslında. Hem şarkılar hem de bilgilendirmeler, bu konserde daha çok ilgi topladı diye düşünüyorum. Aşk İksiri’nin düet ve aryalarının en çok alkışlananlar olduğunu da belirtmeliyim.
Konserde görev alan sanatçılar: Yusuf Yıldız (bariton), Tuğçe Oğuzülgen (mezzo soprano), Betül Uzunoğlu Oruç ve Işılay Meriç Karataş (soprano) Dağhan Ergün (tenor) ve Sait Karabulut (piyano)
Seslendirilen eserler:
A.Caldara – La Costanza in amor vince l’inganno - Selve Amiche – Arya-Yusuf Yıldız
G. Fauré– Üç Şarkı Opus 23 No:1 Les bercaux – Tuğçe Oğuzülgen
G.F. Händel – Rinaldo-Alminera’nın Aryası-Lascia ch’io pianga – Betül Uzunoğlu Oruç
C. Debussy –Şarkı-Nuit d’etoiles - Işılay Meriç Karataş
F. Durante – Preghiera-Vergin tutto amore – Yusuf Yıldız
G. Donizetti – L’elisir D’amore – Nemorino, Adina Düet-Una parola o Adina… Chiedi all’ aura lusinghiera – Dağhan Ergün ve Işılay Meriç Karataş
J. Offenbach – Les Contes D’offmann-Nicklausse, Giulietta-Barcarolle – Betül Uzunoğlu Oruç ve Tuğçe Oğuzülgen
G. F. Händel – Xerxe-Xerxe’nin Aryası-Ombra mai fu – Yusuf Yıldız
S. Rachmaninov –6 Romans Opus 8 No:4 Polyubila ya na pechal svoyu – Tuğçe Oğuzülgen
G. Fauré –Üç Melodi Opus 7 No:1 Après un rêve – Işılay Meriç Karataş
A. Vivaldi –Cantata per Contralto RV 675- Piango, gemo – Betül Uzunoğlu Oruç
G. Donizetti – L’elisir D’amore – Nemorino’nun Aryası-Una furtiva lagrima – Dağhan Ergün
V. Bellini– Composizioni di camera-Vaga Luna – Yusuf Yıldız
C. Saint-Saëns –Samson et Dalila- Dalila’nın Aryası- Mon coeur s'ouvre a ta voix – Tuğçe Oğuzülgen
C. Gounod –Romèo et Juliette -Juliette’in Aryası-Je veux vivre – Işılay Meriç Karataş
J. Massenet - Werther –Werther’in Aryası- Pourquoi me réveiller – Dağhan Ergün
G. Fauré –Soprano ve Mezzo Soprano için düet Opus 10 No:1 Puisqu‘ici-bas toute âme – Işılay Meriç Karataş ve Tuğçe Oğuzülgen
***
ADSO haftaya, Öğretmenler Günü’ne adadığı konserde A. A. Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu’nu seslendirecek. Şef yine Gürer Aykal… Devlet Çoksesli Korosu’nun şefi Burak Onur Erdem. Soprano Mine Kurtoğlu, alto Aylin Ateş, tenor Ufuk Toker ve bas Tuncay Kurtoğlu da solist olarak görev alacaklar.
HASAN HÜSEYİN DULUN
17 Kasım 2024
(1-2) Dinleyicinin Kitabı, Üner Birkan