Antalya kültür sanat yaşamının bir parçası olmayı sürdüren Re22 Kültür Sanat, bu hafta da ülkemizin çok yetenekli eğitimci/piyanistlerinden birisi, Kenan Tatlıcı’yı konuk etti.
Sanatçımız, solo piyano resitalinin programını; Franz Schubert’ten iki doğaçlama(impromptü) ve Pyotr İlyiç Çaykovski’den dört bölümlü “Grand Sonat”tan oluşturmuş. Kenan Tatlıcı, konseri öncesi yaptığı açıklamada; “Grand Sonat dünyada fazlaca çalınmıyor, hatta ülkemizde de (yanılmıyorsam notuyla) ilk kez ben seslendireceğim” dedi. Moskova Devlet Konservatuvarı mezunu olan Tatlıcı’nın bu yapıtı bilmesi ve seslendirmesi, mezuniyeti bakımından doğal olmalı.
İlk önce F. Schubert’in iki doğaçlamasını seslendiren Tatlıcı, Çaykovski Grand Sonat’ı yorumladı. Bu sonat, bestelenmesi sonrasında ilk seslendirilişinde çok beğenilmiş olmasına karşın, sonralarda pek tercih edilmemiş. Güçlü tuşesiyle biz muhteşem bir icra dinledik genç piyanistimizden. O kadar çok beğendim ki, bu yapıtı bir de Sviatoslav Richter 1956 kaydı dinledim üstüne.
Sanat danışmanlığını keman sanatçısı Can Özhan’ın yaptığı Re22 Kültür Sanat, klasik müzik sevgisini yaygınlaştırmak, genç sanatçılarla deneyimli sanatçıları buluşturmak, aynı zamanda izleyiciler ile köprü kurma hedefinde önemli aşama kaydetti. Dinletiler, sergiler ve söyleşilerle masterclass çalışmalarını da yıl boyu konserlerin gerçekleştiği Kauçuk Otel’de sürdürmektedir.
TAMER KARADAĞLI’NIN SİYASETE MÜDAHALESİ
Gelelim T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’nın, yerel seçimlere iki gün kala siyasete müdahil olmasına.
Önceki gün yayınladığı bir video ile Karadağlı, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni, dolayısıyla da Başkan Muhittin Böcek’i suçluyor, Antalya Devlet Opera ve Balesi ile Antalya Devlet Tiyatrosu’nun faaliyet gösterdiği Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kiralanmış Haşim İşcan Kültür Merkezi’nin dış cephe olumsuzluklarını anlatıyordu bir yandan da. İddiaları ilginçti Karadağlı’nın; “Rezalet!” diyerek tanımladığı durumu, “Devlet tiyatroları ve opera işte böyle bir binada olmak zorunda. İnanamıyorum. Sanki savaştan çıkmış gibi bu bina, ya da müteahhit bırakıp kaçmış! Korkunç bir durumda. Burası uluslararası festivalleri yaptığımız Antalya. Belediye hiç bir iş yapmamış. Belediye hiç görmüyor mu acaba bunu? Hiç bir şey yapılmamış burada. Gerçekten utanç kaynağı bu” şeklinde sürdürüyordu.
Bir an Karadağlı’nın iddialarını doğru kabul edelim. E, o zaman devlet aygıtının işleyişine göre kurumlar birbirlerine istemlerini yazılı olarak, usulüne göre bildirirler. Yani, hem AntDOB, hem de ADT yakındıkları varsayılan durumu ya kendi kurum içi yazışmalarıyla ya da direkt bakanlık (genel müdürlükleri) kanalıyla yapmaları gerekirdi. Devlet geleneğinde bir kurumun diğer bir kurumu provokatif videolar çekerek kamuoyuna şikâyet etmesi yöntemi yoktur. Kaldı ki, bu yapı teslim edildiğinden beri sorunlu bir yapı. AntDOB’un pek çok dekor ve kostümü sular altında kalmıştır, ilk yıllarında.
Ortaya çıkan manzara; seçim arifesinde DTGM Tamer Karadağlı’nın, ABB Başkanı Muhittin Böcek’e “çakmak” üzere görevli geldiği izlenimi uyandırıyordu.
Bir sanat kurumunun başındaki bürokrat da desek, sanatçı da desek son derece yakışıksız bir durum Karadağlı’nın sergilediği manzara. Zaten Başkan Böcek de kendisine verdiği yanıtla durumu özetlemiş: “Seçime 2 gün kala birilerini seçim telaşı iyice sarmış. Kendilerinin Antalya halkını cezalandırır gibi ilgilenmedikleri, bakım onarım yapmadıkları bu tesiste Antalya’ ya gelip videolarla halkı aldatmaya çalışmak, çok ucuz bir siyasi yöntemdir. Halkı yanıltıcı siyasi propaganda yapmak yerine bu arkadaş genel müdürlük görevini yapıyor olsaydı biliyor olması gerekirdi.”
Muhittin Böcek, aynı zamanda 2006 yılında dönemin belediye başkanı Menderes Türel’in imzası olan protokolü de yayımlayarak, bakım ve onarımların Dösim (Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü) tarafından yapılacağı maddesine vurgu yaptı.
Sanat kurumlarımızı ve değerli sanatçılarımızı siyaset arenasına müdahil olarak görmek istemiyoruz. Siyasete merakı olan, kendisine yakın hissettiği bir siyasi partiye girip rahatlıkla politik yaşamını sürdürebilir.
HASAN HÜSEYİN DULUN
30 Mart 2024, Antalya