İstanbul Devlet Opera ve Balesi çatısı altında yıllarca, kurumdan yaş haddinden emekli olmama yakın tarihlerde ise aynı katta birlikte çalıştığımız ‘’Can kardeşim’’ Cem Altaş’ı kaybettik. Bir kardeş gibi sevdiğim Cem Altaş’ın vefatı, kalbimde çok derin bir yara açtı.
Cem Altaş’ın vefat ettiği 17 Ocak 2020 Cuma gününün akşamında, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin Süreyya sahnesinde C. Gounod’un Faust operası temsili vardı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Sn. Özgül Özkan Yavuz, temsil akşamı seyircilerin bu sezonda da büyük bir heyecanla beklediği FAUST prodüksiyonunu seyircilerle birlikte izledi ve ardından sanatçılarla buluştu.
Oyun başlamadan önce sahneye çıkan İDOB Müdür ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan seyirciye hitaben, Cem Altaş’ın vefatını duyurarak şunları söyledi:
‘’Sayın Bakanım, değerli sanatseverler, sevgili meslekdaşlarım; Faust, gençlik ve ölümsüzlük uğruna Şeytan’la pazarlığa girişmiştir. Ama nafile. İzin verirseniz bu akşamki temsilimizi, biraz önce kaybettiğimizi öğrendiğimiz, devre arkadaşım, orkestramızın değerli viyolonselcisi, Orkestra Müdürlüğü, Sanat Yönetmenliği Yardımcılığı gibi idari görevler de yapmış, hem sanatçılığında, hem de idareciliğinde, üstün başarılar elde etmiş; dürüst, samimi; sevilmemeyi bile göze alabilecek kadar doğruların peşinden giden bir arkadaşımıza ithaf etmek istiyorum.’’
17 Ocak 2020 akşamının Faust operası temsili de işte bu konuşmanın ardından, onun için oynandı. Tüm müzikler, aryalar, düetler ve koro ezgileri hep O'nun için icra edildi. Temsilden sonra İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü'nden şu açıklama yapıldı:
‘’ACI KAYBIMIZ Cem Altaş’ın Ardından.
Ankara Cebeci Devlet Konservatuarı’ndaki başarılı mezuniyetinin ardından geldiği ve üyesi olduğu İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nın viyolonsel grubunun en değerli isimlerinden biri olan Cem Altaş, gerek mesleki anlamdaki disiplinli yaşamı, büyüklerine saygıda asla kusur etmemesi, gençlerin her daim arkasında Cem abisi olmasıyla gerek yıllarca Sanat Danışmanlığı ve Sanat Yönetmenliği Yardımcılığı gibi önemli görevlerde de bulunan, en önemlisi de, o kocaman kalbi gibi yaşama sıkı sıkı kollarıyla sarılan Cem arkadaşımızın aramızdan ayrılışı hepimizi büyük bir hüzne boğdu. Vefat haberini Cuma akşamı Faust temsilinden önce aldık ve o akşam da bugün yapılan temsilimizde her notayı onun için söyledik, çaldık! Başta ailesi ve yıllarca omuz omuza beraber müzik yaptığı viyolonsel grubu olmak üzere, İstanbul Devlet Opera ve Balesi ailesi olarak hepimizin başı sağ olsun. Onu kuşkusuz çok özleyeceğiz, mekanın cennet olsun koca yürekli adam! Acımızı paylaşmak ve yarın onun son yolculuğuna uğurlamak için bu akşam ve yarın yeni bir gönderi paylaşamayacağımızı bildirmek isteriz.’’
Cem Altaş’ın cenazesi 19 Ocak 2020 günü İstanbul Şişli Camii’nden kaldırıldı. Cami avlusuna kalabalık Opera arkadaşları yanı sıra, sevenleri, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçıları ile birçok sanatsever, son görevlerini yapmak için gelmişlerdi. Öğle namazı ardından kılınan cenaze namazı sonrası Altaş’ın cenazesi, Yeni Ayazağa Mezarlığı’nda, yine kalabalık bir cemaatle toprağa verildi.
10 Şubat 1962’de doğan Cem Altaş 9 Eylül 1982 yılında H.Ü. Devlet Konservatuarı Yaylı Sazlar Viyolonsel Bölümü’nden mezun oldu. Mezuniyetin ardından ertesi yıl İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nda viyolonsel sanatçısı olarak çalışmaya başladı. Orkestrada gösterdiği başarılar üzerine uzun bir süre Orkestra Müdürlüğü, daha sonra da Sanat Yönetmen Yardımcılığı görevlerini yaptı. Yedi yıl önce yakalandığı amansız hastalığa büyük mücadele ederek direndi. Son zamanlarında sağlık sorunları iyice artınca, Nisan 2017’de kurumdan emekli oldu.
Cem Altaş iyi sanatçılığı yanında, mükemmel bir insandı. Kendisi ile barışıktı. İDOB Müdürlüğü'nde birlikte çalıştığımız dönemlerdeki ilişkilerimiz, ağabey-kardeş şeklinde ve seviyeli bir düzeydeydi. Kurumda son yıllarda arşiv düzenleme ve kitap hazırlama konularında daima bana yardımcı olmuştu.Çeşitli kaynaklardan derlemiş olduğum arşiv malzemelerinin tasnifinde vakit buldukça keyifle yardım ettiğini hatırlıyorum. Çalıştığımız sürece asla kalbimi kırmadı. 12 yaş küçüğümdü ve bir ‘’Can kardeşti’’. Yerini doldurmak mümkün değil. Huzur içinde yat ‘’Can Kardeşim’’.
İsmail Hakkı Aksu
19 Ocak 2020, İstanbul