Bir sinema düşünün, adı hep sanatsal ve büyük yapım filmlerle anılır. Üstelik, Beyoğlu’nun Yeşilçam Sokağında. İşte bu sinema, İstiklal Caddesi'nin en şahane yapılarından olan Cercle d'Orient binasındadır. Uzun yıllardır kapalı olan bu binada, İstanbul'a birbirinden kıymetli eserler kazandırmış olan bu sinemada, daima kaliteli filmler izlerdik.
Onarım aşamasında, ben de tüm gönül verenler gibi tadilatının sonuçlarından endişe duyduğum için tepki vermiştim. Oysa ki, gelinen noktanın, beni ve diğer gönül verenleri yanılttığını gözlerimizle gördük. Çünkü bu işin başına, sanattan ve kaliteden asla ödün vermeyecek bir sanatçı yönetici getirildi. Trombon sanatçısı ve Devlet Opera ve Balesi Eski Genel Müdürü Remzi Buharalı.
Remzi Buharalı, DOB Genel Müdürlüğü zamanında ilklere imza atmış bir sanatçı yöneticidir. Genel Müdürlüğü döneminde, Samsun Devlet Opera ve Balesi’nin kurulması onun girişimleriyle sonuçlandırılmıştır. Aspendos Opera ve Bale Festivali’ne işlerlik kazandırmıştır. Ayrıca Side Festivali de onun gayretleri ile gerçekleşmiştir. Bunun gibi, daha birçok etkinlikler.
Bu çalışkan yönetici, birileri tarafından fark edilip, Emek Kültür ve Sanat Vakfı’nın başına getirildi. Sinema ve Grand Pera inşaatı ile Cercle d’Orient restorasyonu 3 yıldır devam ediyor. Artık açılış için gün sayıyor. Uzun zamandır merak ettiğim bu binayı ve eski Genel Müdürümü ziyaret etmek için Emek Sineması'na gittim.
Beni her zamanki zerafet ve nezaketi ile karşıladı, binayı gezdirdi, açıklamalarda bulundu. Hayranlığımı gizleyemedim, bayıldım. Biraz da utandım tabi ki. Çünkü herkes gibi ben de endişe ediyordum. Niyet iyi olunca, sonuç da iyi oluyor. Grand Pera’nın yarısından fazlası kültür ve sanat faaliyetlerine ayrılmış durumda.
Grand Pera kapsamındaki Cercle d’Orient tarihte, önceleri konut olarak, Osmanlı devlet adamı Abraham Paşa tarafından 1881'de sipariş verilmiş. 1883'te, adını aldığı Cercle d'Orient yâni Büyük Kulüp'e kiralanmış.
Yıllarca Osmanlı'nın ileri gelenlerini ve yabancı misyonu ağırlayan etkin bir kulüp... Dönemin en havalı mağazaları, en prestijli terzileri burada yer almış.
Arka taraftaysa 'Skating Palace' diye bilinen buz pateni sahası vardı. Paten hokeyi gibi aktiviteler 19. yüzyıl sonu Beyoğlu'sunda, burada yapılmış! Bundan sonraki yıllarda bu arka alan satışa çıkarılmış ve önce Skating apartmanı, sonra da İpek apartmanı inşa edilmiş.
Remzi Buharalı ile birlikte binayı gezmeye başladık. Önce Emek Sineması fuayesini, 150 kişilik Cep Tiyatrosu’nu, ardından, yeniden inşa edilen Sinema salonunu gezdik. Eski Sinemanın duvar ve tavan bezemeleri bire bir yerine takılmış, süslemeler, Topkapı Sarayının restoratörleri tarafından yerinden özenle sökülerek, salona restore edilip monte edilmiş. Tavana bakınca gözlerimiz kamaştı o tavan, duvar, kapı, baca, çerçeve süslemelerinden... Nasıl bir ihtişam ama nasıl da bir zerafet o öyle!
1500 orijinal parçanın 1400'ü aynen korunup yeni yerine yerleştirilmiş, kalanı da aslına uygun üretilmiş. Ergonomik koltuklar, son model havalandırma, esnetilip her türlü performansa imkân veren hârika bir hareketli sahne, mükemmel akustik...
İşte, bu Remzi Buharalı, şimdi Emek Sanat ve Kültür Vakfı'nın başında. Benzerlerine, Avrupa’nın büyük kentlerinde rastlayabileceğimiz kalitede bir mekân olmuş Grand Pera. Girişe Madame Tussaud Balmumu Heykeller Müzesi gelecek ve istanbul’daki merkezi Grand Pera içerisinde olacak.
Binada, Emek dışında irili ufaklı sekiz sinema salonu daha var. 54 kişilik en küçük salon, genç yönetmenlere alan açacak.. Her şey hârika! Ne diyeyim, başta Eski Genel Müdürüm, şimdiki ESKV Genel Müdürü Remzi Buharalı olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür ederim. Açılışı dört gözle bekliyorum.