İstanbul Emirgan’daki Sabancı Müzesi, The Seed Konser Salonunda, bu yıl 13. kez gerçekleştirilen, dünyaca ünlü birçok piyanisti ağırlandığı İstanbul Resitalleri'nin Kasım ayı programında Rus piyanist Nikolay Demidenko sahneye çıktı. Özellikle Rus konçertoları repertuvarındaki hakimiyeti, yaklaşık 40 albümü, etkileyici ve güçlü yorumculuğu ile 21. yüzyılın sıra dışı piyanistlerinden biri olarak kabul edilen Rus piyanist 1955 doğumlu. Rus piyano ekolünün uluslararası arenadaki büyük isimlerinden. Nitekim, bugüne kadar 80'den fazla uluslararası sanatçı ile 100'den fazla resitale ev sahipliği yapan İstanbul Resitalleri'nin 15 Kasım 2019 akşamı, kaliteli bir etkinlik oldu.
Demidenko ilk eser olarak F. Schubert’in, F. Liszt tarafından düzenlenmiş olan S.427'den No.6 Viyana Geceleri adlı (Allegro con strepito, La minör) 6:00 dakikalık parçasını seslendirdi. Schubert’in ardından, onun vals ve kaprislerini esas alarak Liszt'in bestelemiş olduğu 9 piyano parçası Viyana Geceleri adı altında toplanmıştır. İşte bunlardan 6 numaralısı resitalin ilk parçasıydı ve solistimizin tekniğini anlamamızı sağladı.
İlk yarının ikinci eser i F. Schubert’in La Majör, D.664 Op. Posth. 120, 20:00 dakikalık 14. Piyano Sonatı idi. I. Allegro moderato, II. Andante ve III. Allegro olarak üç bölümlü sonatını besteci 1819 tarihinde 22 yaşında iken, 18 yaşındaki piyanist Josephine Koller için bestelemiş, Romantik Döneme ait olan sonat özellikle birinci bölümdeki mutluluk teması ile beğeni kazanmıştır. Lirik ve tipik olarak keskin olan bu sonatın doğası, "düşünülemez derecede sevimli" olduğu düşünülen yazlık bir Avusturya kırsalında yaşayan aşık genç bir Schubert imajına uymaktadır. Yorumcumuzun da bu romantik melodileri bize aynı güzellikte aktarabildiğini belirtmek isterim.
İkinci yarıda yine önce bir kısa, bir de normal uzunlukta iki eser yer almaktaydı. Bunlardan ilki A. Scriabin’in, Op.68 Piyano Sonatı No.9, "Messe Noire" (Siyah Messe) adlı 8:00 dakikalık eseriydi. ‘’Moderato andante - Molto meno vivo - Allegro molto - Alla marcia - Allegro - Presto - Tempo primo’’ tempolarında, ancak tek parça eser, Scriabin'in diğer geç dönem eserleri gibi, oldukça kromatiktir. Scriabin sürekli bir montaj karmaşıklığı ve gerginlik yapısı oluşturur ve sıra dışı bir azim ile temaları birleştirir ve sonunda müziğindeki herhangi bir şey kadar sert bir doruğa ulaşır. Eser bu şekliyle tam bir çağdaş ve atonal özellikleri yansıtıyor. Demidenko’nun, bu eserde de romantikler kadar başarılı olduğunu gözlemledik.
Yine bir çağdaş Rus besteci olan S. Prokofiev’in Op.84 No.8, Si Bemol Majör Piyano Sonatı ile konserin son yarım saati başlamış oldu. I. Andante dolce, II. Andante sognando ve III. Vivace olarak üç bölümden oluşan piyano sonatını besteci 53 yaşında iken yazmış ve ilk kez Emil Gilels tarafından 30 Aralık 1944’de Moskova’da seslendirilmiş.Demidenko konserini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra seyircilere bir bisle teşekkür etmeyi de ihmal etmedi. Ünlü İtalyan bestecisi Domenico Scarlatti’nin K11 – L352 Do minör sonatı ile konserini sona erdirirken, Barok döneme ait bir eserle bize tüm akımları dinletmiş oldu.
İsmail Hakkı Aksu
18 Kasım 2019, İstanbul