2022 yılının ilk gününü çok net hatırlıyorum. Yılbaşı gecesinin mahmurluğunu atar atmaz e-postalarıma gelen mailler arasında bir albüm dikkatimi çekmişti; Evrim Demirel'in bir klasik müzik formatı olan süit formunda bestelediği bir caz albümü idi. Yıla güzel başlamak için iyi bir haber diye düşünmüştüm. Caz dünyası yayınlanan albümler ve konserler, festivaller ağırlıklı bir dünyadır. Albümler bu yüzden önemli. Bir yılın müzikal bereketini temsil etmesi bakımından da önemlidir. Yılın ilk günü yeni bir albüm haberi gelmesini bu yüzden önemli bulmuştum.
Güzel haberler ve kayıplarla dolu üzücü haberler. Dünya bu iki kutup arasında bir şekilde yol alıyor.
Yılın en üzücü haberlerinden biri ise yılın son günü geldi. 30 Aralıkta bir süredir hastalık sürecinde olan Ayşe Gencer'in vefatı büyük üzüntü yarattı. Ayten Alpman ve İlham Gencer'in kızı, caz dünyasının önde gelen ismi İmer Demirer'in eşi olan Ayşe Gencer arkasında sayısız güzel anı ve kayıtlı müzik bırakarak yeni bir yolculuğa çıktı. Buradan bir kez daha rahmet dilemek istiyorum.
Yılın ilk günlerine yeniden geri dönersek... Evrim Demirel'in ardından caz tarihimizin önde gelen ustalarından Emin Fındıkoğlu'nun sadece plâk olarak basılan albümünün ardından caz şarkıcısı Evrim Özşuca'nın caz klasiklerini seslendirdiği "Stray the Cats" albümü yılın ilk ayında gelen müjdeler arasında öne çıkanlar oldu.
2022 Ocak ayı şimdi geriye dönüp bakınca meğer bereketli bir ay imiş bunu tekrar görebiliyorum.
Yılın en güzel albümlerinden biri olarak alkışlanan genç müzisyen Mehmet Ali Şimayli'nin "Portrait and a Dream" albümü de Ocak ayında çıkmış, unutmuştum. Bir başka caz şarkıcımız Erdem Özkan'ın "Get Around" albümü de Ocak ayı çıkışlı.
Geçen yılın ilk günlerine dair hayatımızı sarsan en önemli konular arasında durdurulamaz enflasyon artışı ve dövizin yükselişi olmuştu. Halâ öyle, değişen bir şey yok ama o sıralar konser ve festival camiası dövizin bu haliyle nasıl iş yapacağız diye haklı olarak endişe ederken sıkıntı hem festivallere, hem yıl içinde gerçekleşen toplam konser sayısına olumsuz olarak yansıdı. Öte yandan, bu konserleri izleyen bizlerin de bilet paralarını karşılayacak takati iyice azalmıştı. Bu etkinin bu yıl da devam edeceğini öngörmek kehânet olmayacaktır.
Bu tartışmalar arasında Türkiye'nin kültür hayatına köklü katkıları olan İKSV'nin 50. yılı olduğu haberi düştü. Vakıf yıl boyu farklı etkinlikler ve duyurularla 50. yılını kutladı.
Tam da bu günlerde kamu ve özel kurumların kültür merkezleri ve salonları yıllık takvimlerini açıklamaya başlamıştı. İlk konserler de öyle. Mesela bunların arasında başı çekenlerden Cemal Reşit Rey konser salonu yılın ilk yurtdışı starını ünlü caz şarkıcısı Jane Monheit olarak belirlemişti. Hemen ardından Kübalı caz piyanisti Alfredo Rodriguez konseri ve İlhan Erşahin'in "Invite Your Eye" albüm haberi geldi.
Yılın ilk dönemlerini hatırlatmak bence daha önemli çünkü son ayları zaten yeni yaşadık, sıcaklığı taze ve henüz hatırlıyoruz.
Elbette 2022'nin ilk ayları henüz pandeminin etkisinin yoğun hissedildiği aylardı. Hatırlıyorum, acaba insanlar konserlere yeniden rağbet edecek mi yoksa korkup gelmek istemeyecekler mi diye endişe ediyorduk. Bir an önce hayata katılmak isteyenlerle hâlâ çekinenlerin bugün de olduğunu biliyoruz. Galiba bu durum da normal oldu.
Yılın ilk caz festivali Şubat ayında İzmir Avrupa Caz Festivali gerçekleşti. Benim kurucu editörlüğünü yaptığım Cazkolik portalımızda ise önemli bir yeniliği hizmete açtık. Türkiye Caz Albümleri Arşivi, arkadaşımız Beran Paçacı yönetiminde tamamlanmıştı ve Türkiye'de ilk kez bir müzik tarzı bugüne kadar yayınlanan tüm albümleri derlemeyi başarmıştı.
Hemen ardından Zorlu PSM'nin Sonar elektronik müzik festivali geldi. Elektronik müziklerin sadece dans müziği olduğunu zannedenler yanılıyor, bu müzik türü kendi içinde hayli entelektüel versiyonlar üretmeye, dünyanın sorunlarına yönelik içerikler kaydetmeye başladı. Ve derken Şubat ayının ve yılın en önemli kayıp haberlerinden biri gerçekleşti. Maffy ağabeyimizi kaybetmiştik. 92 yaşında halata vedan eden Muvaffak 'Maffy' Falay bir büyüğümüz olmasının yanı sıra arkadaşımız gibiydi de. Onu hep özleyeceğiz. Maffy hakkında çekilen Maffy's Jazz isimli belgeselin mutlaka bulup izlemenizi öneririm.
Tam bu günlerde Nardis geleneksel caz vokal yarışmasını gerçekleştirdi ve caz dünyasını yeni genç sanatçılarla tanıştırdı.
Konserler ve festivallerin haberleri sıklaşmaya başlamış, havalar ısındıkça gündem de hareketli hale gelmeye başlamıştı. Pandeminin etkisinden giderek daha hızlı sıyrılıyorduk. Bir arada olmayı özlemiştik, şehir hayatına karışmayı da öyle. Kafelerde buluşmalar arttı, sarılıp hasret gidermeler de öyle.
Bu günlerde İstanbul kültür sanat hayatının en büyük aktörlerinden Zorlu PSM EFG London Jazz Festival isimli haberini duyurdu. İngiliz caz sahnesinin önde gelen isimleri bir bir İstanbul'da konserler verdi.
Ama maalesef Rusya-Ukrayna savaşı da başlamıştı. Gündem biraz güzel haberlere dahi tahammül edemiyor.
Tahmin edersiniz ki bütün bir yılın almanağını çıkarmak kolay değil, şart da değil, bunu yapmanın yolları var ama ben yılın bu ilk yazısında istedim ki biten senenin unutulan ilk günlerini yeniden hatırlayalım. O güzel albümleri ve konserleri yeniden analım. Elbette bu anmaların başı ve sonu yok, hayat zaten böyle bir şey. Bir akışın içinde kendinize ayırabildiğiniz kısıtlı zamanları biz yıllar sonra güzel anılar olarak hatırlıyoruz. Bugün geriye dönüp baktığımda aklımda kalan güzel şeyler arasında kimbilir ne sıkıntılar, ne sorunlar yaşamıştık ama hafıza çoğunu unutur ve aralarından iyi olanları seçer, seçmeyi tercih eder. Yeni bir yıla girerken bunları hatırlamak ve biraz üzerinde durup düşünmek iyi olur dedim.
Tüm okurlarıma sağlık ve mutluluk içinde geçireceğiniz bir yıl diliyorum. En önemlisi ümidi kesmemek.
Feridun Ertaşkan
02 Ocak 2023, İstanbul