Bilkent Konser Salonu’nda Cumartesi akşamları konser dinlemeye alışık olan Ankaralı müzikseverler, bu kez müzikli bir dramatik yapıt izlediler: Igor Stravinski’nin Askerin Öyküsü . Eserin anlatıcısı, sanırım Türkiye’deki yaratıcısı da olan, tiyatro dünyamızın en önemli sanatçılardan biri, Genco Erkal idi. Genco Erkal’a şef Orhun Orhon yönetiminde Bilkent Senfoni Orkestrası’nın müzisyenlerinden oluşan bir “çekirdek” orkestra eşlik etti.
Askerin Öyküsü’nü Stravinski 1918 yılında, sürgünde olduğu İsviçre’de bestelemiş. İsviçre’li yazar, şair Charles-Ferdinand Ramuz (1878-1947) ile birlikte, savaş nedeniyle müzik yaşamının kaybolduğu endişesiyle, gezgin bir tiyatro kurmayı planlamışlar ve kolay icra edilebilecek bir eser üzerinde çalışmaya karar vermişler. Aslen Rus olan Stravinski’nin Rus halk hikâyeleri yazarı Aleksander Afanasiev’in derlediği eski Rus öykülerinden yaptığı seçkiyi gören Ramuz, bundan esinlenerek, bildiğimiz librettoyu yazmış. Askerin Öyküsü bu şekilde ortaya çıkmış. Öykü Goethe’nin Faust’unu anımsatır.
Aslında Anlatıcı, Asker ve Şeytan olmak üzere 3 karakter için yazılmış olan esere 7 çalgı (keman, kontrbas, klarnet, fagot, trompet, trombon ve vurmalı çalgılar) eşlik etmekte. Ancak bu kez (ve de sanırım tüm yorumlarda ) Genco Erkal tek başına diğer karakterleri de seslendirdi.
Genco Erkal ses tonu, mimikleri, vurguları, karakterleri yaşayarak seslendirmesi, hatta canlandırmasıyla ne kadar büyük bir tiyatro aktörü olduğunu bir kez daha gösterdi. Lakin eserin bir diğer önemli “karakteri” daha vardı ki, o da orkestraydı. Askerin ruhunu temsil eden ve temel bir partisi olan kemanda BSO başkemancı yardımcısı Irina Nikotina son derece zor, virtüoz partiyi çok başarılı biçimde seslendirdi. İkinci önemli rol, şeytanı temsilen vurmalı çalgılara tanınmıştı. Aydın Mecid de aynı şekilde başarılı performansıyla dikkatleri çekti. Şunu da hemen ekleyelim, diğer tüm solo pasajlardaki müzisyenlerin (fagotta Ozan Evruk; trompette Julian Lupu; klarnette Nusret İspir; trombonda Cem Güngör; kontrbasta Hacer Özlü) önemli partileri vardı ve hepsi de caz, vals, ragtime, tango vb.den esinlenen Stravinski’nin müziğini çok başarılı biçimde seslendirdiler. Elbette Anlatıcıyla çalgılar arasındaki uyumu sağlayan genç şeflerimizden Orhun Orhon’un başarılı yönetiminden söz etmeden geçmemeli.
Program broşüründe küçük bir eksikliği dile getirmek gerekirse, o da Askerin Öyküsü metninin muhteşem çevirisini yapan Cevat Çapan’ın adının hiçbir yerde yer almamış olması, denebilir.
Yoğun alkışlar üzerine gurup Brecht’in 1918 de yazdığı ve bestelediği ( daha sonra besteci, orkestra şefi Paul Dassau tarafından yeniden ele alınmış) Ölü Askerin Destanı’ndan kısa bir bölüm seslendirdi, müthişti.
Hangi yıl olduğunu anımsayamadık ama yıllar, yıllar önce Askerin Öyküsü’nü Ankara’da yine Genco Erkal’dan izlemiştik. Beynimize, içimize o kadar işlemiş ki, arada dinlememiş olmamıza rağmen, dün gibi her satırı, notayı hatırladık. Genco Erkal, müzisyenler ve yapıtı programa alanları içten kutlamak isteriz.
Fotoğraflar: Aydın Ramazanoğlu