Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın programında bu hafta, yaklaşan 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma etkinlikleri çerçevesinde, üretken bestecimiz Can Atilla’nın Gelibolu-57 Alay Senfonisi’nin çalındığı Özel Konser vardı. Çanakkale Savaşı’nın 100. Anma Yılı Etkinlikleri için bestelenmiş olan eseri Can Atilla, savaş sırasında unutulmaz kahramanlıklar gösteren ve mensuplarının tamamı hayatını kaybeden 57. Alay’a ithaf etmiş. Bestecinin ikinci senfonisi olan yapıtın prömiyeri 2015 yılında İstanbul Dünya Barış Zirvesinde gerçekleştirildikten sonra, bunu 2018’de Londra’da İngiliz Kraliyet Filarmoni Orkestrası; İstanbul’da Bilkent Senfoni Orkestrasının konserleri izlemiş. Şimdi de Ankara’da Burak Tüzün’ün yönetiminde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından seslendiriliyor.
Gelibolu- 57. Alay Senfonisi programlı bir müzik; tarihimizin acı, hüzün dolu bir sayfasının notalara dökülmüş hali. Programda anlatıldığı üzere, ilk iki bölüm 57. Alay’a; Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’e, onun duyguları, hüznü, endişelerine; Alay’ın kahramanlığına hasredilmiş. Viyolonselin bir konçertoda olduğu gibi ön planda olduğu bu bölümler, viyolonselin içli, hüzünlü, ağıt türü solo partileri; tüm orkestranın oldukça karanlık melodileriyle, hayli melankolik, duygulu. Program kitapçığında viyolonselin Alay Komutanını sembolize ettiği belirtilmiş. Bilkent Senfoni Orkestrası viyolonsel grubu mensubu ve öğretim görevlisi Serdar Rasul’un kusursuz denilebilecek, duygusal yorumu, sağlam arşesi ve çok güzel bir ses rengini haiz viyolonselinden çıkan notalarla Hüseyin Avni Bey’in besteci tarafından yansıtılmak istenen duyguları güzel verilmiş. Savaşta yaşamlarını yitiren Anzak askerlerine ithaf edilen üçüncü bölümde soprano, bugün Çanakkale Şehitliğindeki kitabelerde yazılı ve Anzak askerlerine hitaben “ Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanının toprağındasınız.” diye başlayan ve devam eden İngilizce sözler, bir ağıt (lamento) şeklinde yansıtılmış. Lirik soprano Angela Ahıskal’ın berrak, tatlı bir koloratura olan sesiyle, abartıya kaçmayan, sükûnetle, duygulu biçimde seslendirdiği ve orkestranın özenle, bastırmadan, her bir nüansın duyulabileceği şekilde eşlik ettiği bu bölümü, dördüncü kısımda yine sopranonun, sözlerini Anzak şairi John Le Gay Brereton’un (1871-1933) bir şiirinden alan, lirik bir şarkı izlemekte. Soprano Angela Ahıskal’a Serdar Rasul’un viyolonselle eşlik ettiği pasajlar, her ikisinin düeti, hele de öyküyü bilince, gerçekten de duygusal anlar yaşatıyor.
Burak Tüzün yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yaylılarının kayda değer denge ve içtenlikle çalışları, yorumlarıyla; bakır çalgıların (tuba, trombon) ve de diğer nefeslilerin pırıl pırıl icrasıyla; genel olarak tüm orkestranın çok başarılı performansıyla dramatik bir olay, besteci Can Atilla ve kaleminden çıkan notaların sayesinde, kitapların sararmış sayfalarından çıkarak, yüreklere dokunmakla kalmadı, gelecek nesillere de güzel bir yapıt bırakılmış oldu.
Bir kısa övgünün de program sayfaları için yapılması gerek: dinleyiciyi ciddiye alan, bestecinin ne anlatmak istediğini açık ifadelerle aktaran, eserle ilgili ayrıntılı bilgileri kapsayan notlar, okuyanlar için çok değerli ve saklanması yararlı satırları oluşturmaktaydı. Tüm CSO konser programları için benzer notlar iyi olacaktır.
AYŞE ÖKTEM
15 Mart 2019, Ankara