Ankara’nın artık iki değişik müzesi daha var. Bunlardan biri, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi (Erimtan Müzesi), bir yıl kadar önce, Ankara Kalesi giriş kapısı karşısında hizmete açılmıştı. Diğeri ise, geçtiğimiz yılın Ekim ayında halka açılan Satranç Müzesi. Her iki müzeyi de Ankaralı sanatsever iki işadamımıza borçluyuz: Yüksel Erimtan ve Akın Gökyay. Ve ortak bir noktaları var: her ikisi de bünyelerinde müzik etkinliklerine yer veriyorlar. Erimtan Müzesi, Salı Konserleri adı altında, çok sayıda klasik müzik sanatçısına kapılarını açtı, kış ayları boyunca. Aynı şekilde, Satranç Müzesi’nin de bünyesinde kültür, sanat etkinlikleri düzenlediğini öğrendik.
Orhan Ahıskal Akın Gökyay’ın elinden armağanını alıyor.
Bu etkinliklerin üçüncüsünü “1826’dan Günümüze, Türkiye’de Batı Kökenli Müzik Tarihi” başlıklı sunumundan sonra verdiği solo keman resitaliyle, keman sanatçımız Orhan Ahıskal, 30 Nisan 2016 günü gerçekleştirdi. Orhan Ahıskal’ın yıllardır düşlediğini anlattığı “Düştüm Yola” adlı projesi kapsamında 2014 yılından bu güne Anadolu’da, Batı’dan Doğu’ya, çok sayıda il ve ilçeye giderek, sunumlar yaptığını; sunumlarında sözünü ettiği kendi tabiriyle, “eski” bestecilerimizin solo keman için bestelenmiş ender çalınan (ya da hiç çalınmamış) eserlerini icra etmek dışında, genç bestecileri de yeni beste yapmaları için yüreklendirerek, bu “taze” bestelerin ilk icralarını da bizzat gerçekleştirdiğini biliyoruz. Satranç Müzesi’ndeki resitali de Ahıskal’ın bu kapsamdaki etkinliklerindendi.
Resitalde Muammer Sun, İlhan Baran, Ekrem Zeki Ün ve Ahmet Adnan Saygun’un keman solo için besteledikleri, kısa sayılabilecek yapıtlarını çaldı. Ama eserlerin öncesinde kısaca bilgiler vermeyi de ihmal etmedi. Kendisinin de kabul ettiği ve söylediği gibi, bazıları hem çalınması, hem de dinlenmesi kolay olmayan eserler. Ancak, yine Ahıskal’ın da belirttiği gibi, gerçekten de bu yapıtlar bir kere bestelenmiş ve çoksesli Türk müziği repertuarına girmişler; icra edilmeyi bekliyor, unutulmamayı hak ediyorlar. Bunların arasında Ekrem Zeki Ün’ün 1970 yılında bestelediği “Keman için Çeşitlemeler” ve Ahmet Adnan Saygun’un “Yalnız Keman için Partita” (1961) adını verdiği, diğerlerine göre en uzun olan yapıt, Orhan Ahıskal’ın sağlam tekniği, temiz yorumu ve tok sesli güzel enstrümanından çıkan çarpıcı tınılar sayesinde, biz dinleyicileri etki alanına almayı başardı.
Yoğun bir resital/konferans programı dışında, Orhan Ahıskal ustalık sınıfları ve atölye çalışmalarıyla, eğitim alanında da çok aktif.
Bu faaliyetlerinden dolayı kemancımızı; Ankara’ya Satranç Müzesi’ni kazandırdığı için de Gökyay Vakfı’nı özellikle kutlamamız gerekir diye düşünürüm.
Müzenin içinden küçük bir kesit