Ekim sonlarında ilk kez “kalmalı” gittiğimiz Datça’nın, Değirmenaltı bölgesinde anayolun hemen iç tarafındaki harap görünüşlü yel değirmenleri ile deniz tarafındaki yeni yapılı yel değirmeni ve çevresindeki binalar dikkatimizi çekiyor. Kaldığımız sürenin yağmurlu olmayan bir gününü seçip, yolumuzu “Datça Vineyard &Winery”e denk düşürüyoruz.
Orada geçirdiğimiz iki saat boyunca bizimle ilgilenen işletme sahibi Hasan İşleyici Ankaralı bir kimya mühendisi. 10-12 yıl kadar önce , içmekten keyif aldığı şarabı amatörce üretmek için, satın aldığı üzümlerle denemelere başlıyor. Kısa bir süre sonra da uğraşını, şarabın güzelliklerini hiç değilse dost çevresi ile paylaşabilmek için profesyonelliğe taşıma kararını alıyor. 2010 yılında Marmaris Yolu’nun Datça’ya 7 km. uzağında 3-4 bin yıl öncesine dayanan Knidos Bağları’nın bulunduğu Kızlan Köyü’nün Değirmenaltı bölgesinde 40 dönümlük bir arazi ediniyor. Yolun karşısındaki değirmenlerden esinlenerek, şimdiki tadım-satış binasını yaptırıyor. Üst katını mesken olarak kullandığı diğer binanın alt katına şaraphaneyi, her türlü donanımlarını, depo tanklarını, meşe fıçılı mahzeni özenle yerleştiriyor. Aynı tarihlerde, Tirilye’de Melih Karaer’e ait bir şaraphanenin kapanma sıkıntılarıyla uğraştığını öğrenince de bu hazır tesisi Datça’ya taşıyıp güçlerini birleştiriyorlar. 2011 ilkbaharında ilk asmalarını dikerek, eşi ve çocuklarıyla buraya taşınıyor.
Halen 7 dönüm bağları var, 10 dönüm daha bağ yeri hazırlamışlar. Bu bağlarda Cabarnet Sauvignon, Syrah, Merlot, Chardonnay ve Sauvignon Blanc üretiyorlar. Bunlar Cnidus Öküzgözü Boğazkere, Cnidus Syrah, Cnidus Cabarnet Sauvignon, Silenus Chardonnay ve Silenus Blush olarak etiketleniyor. Tirilye bağlarından gelen üzümler de Tirilye Kırmızı-Tirilye Batik-Tirilye Beyaz türlerini oluşturuyor. Geçen 3-4 yıl içinde 20’ye yakın üzüm türü yetiştirmişler. Dağlarda tek-tük kalan Delice asmalarını ehlileştirmenin yanında, eskiye ait 7 üzüm türünü daha gün ışığına çıkarmayı planlıyorlar. Yel değirmeni biçimli Satışevi’nin önünde, çok geniş ufuklu setüstüne oturup, ahşap masa ve koltuklarımızda “3 Güzeller” olarak sunulan Knidos türü üç şarabı yudumluyoruz, özenle hazırlanmış “peynir tabağı” eşliğinde. Dürüst bir “IN RAKI VERITAS”çı olarak, içilenlerin değerlendirilmesini “IN VINO VERITAS” çılara bırakmakla birlikte, ortamdan çok keyif aldığımı vurgulamam gerek.
İşletmenin hedefleri, kesinlikle “büyüme arzusu taşımaksızın”, yılda 45-50 bin şişe kaliteli şarap üretmek. İyi şarabı düşük fiatla satışa sunup, dostluk çemberini genişletmek ve şarabın bilgeliğini paylaşmak niyetindeler. Mahzenleri üç cepheden toprağa gömülü, açıktaki cephesi taşla kaplı. Sıcaklık, yazın bile 20 dereceyi geçmiyor. Hasan beyin ifadesiyle, “Datça rüzgarı” bir yandan asmaları hastalıktan koruyor, güneşin batışıyla birlikte de üzümlerini serinletip asit oluşturmalarına yardım ediyor. “Datça nemi” ise, seyrek sulama uygulamalarına destek olmakta, asma köklerinin derinlere inmesini sağlamakta, gece-gündüz sıcaklık farkı ile asit dengesini korumakta.
Hasan bey bu işleri eşi Meltem, oğlu Yalım, kızı Simin, ortağı Melih, bahçıvan İsa ile eşi Raziye, Tolga-Kurtuluş-Seher’li satış ekibinden oluşan “çekirdek aile” ile yürütüyor. Ağır vergiler-Kültürel baskılar-Büyük oyuncular-Alkolle ilgili yasal dayanakların sakatlıkları-Tarım sektörünün güçlükleri gibi bir yığın sorunları var ki Hasan beyin deyişiyle “bunlara hiç girmesek daha iyi olur gibi”.