Yıl 1887, günlerden 27 Şubat Pazar… St. Petersburg’da şık bir kıyafet balosu. St. Petersburg’un tüm sosyetesi davetlidir. Siyaset ve sanat dünyasının ünlüleri, çok tanınmış isimleri bu davete katılmışlardı. Balonun seçkin davetlilerinden biri ünlü besteci Alexander Borodin’di (1833-1887). Her şey olumlu giderken ve hiçbir sebep yokken o gece Alexander Borodin âniden hayatını kaybetti.
Sanatçıdan geriye çoğunlukla tamamlanmamış eserler kaldı. Onlardan biriydi “Prens İgor Operası”. 4 Perde olarak düşünülen eserden çok az nota ve çalışma taslakları kalmıştı. Borodin’in ölümünden hemen sonra Alexander Glazunov ve Nikolay Rimsky-Korsakov eseri ele aldılar. Mevcut taslaklar ışığında Borodin’in müzik dilinin teknik dili analizinden sonra opera biçimlendirildi. Opera ile ilgili konuları uzatmadan sizlere 1 Mart 2024 Cuma günkü CSO konserinde seslendirilen Uvertür hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum.
Uvertürün neredeyse tamamı Glazunov tarafından bitirildi. Bestecinin kendisinin ait olan 1891 yılında yayınladığı el yazması anılarında uvertürle ilgili kısa bilgi şöyle:
"Uvertür kabaca Borodin'in planına göre benim tarafımdan bestelendi. Temaları operadan aldım ve Borodin’den kalan temaları üzerine geliştirdim. Bestecinin eskizleri arasından bir bütüne yürüdüm. Uvertürün ana temasını biraz değiştirdim… Ne kadar ilginçtir ki, bulduğum bazı notalar kağıt parçalarına yazılıydı. Bestecinin notları arasındaki notalardan uvertürü ilerlettim. Son kısım tamamen benim tarafımdan bitirildi.”
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın 1 Mart konserinde orkestrayı Ari Rasileinen (d.1959) yönetti. Rasileinen klasik müzik dünyasının çok değerli ve saygı duyulan şeflerinden biridir. Yıllardır Türkiye’ye gelir, orkestralar yönetir. Yönetimlerden onunla ilgili tek sorun duymamışımdır. Yurt dışında çok önemli orkestralarda kayıtlar yapan, özellikle kaybolmuş, unutulmuş, ya da az tanınan eserlerin kaydıyla isim yapmış bir sanatçıdır. Adnan Saygun’un tüm senfonilerinin kaydında da onun imzası vardır.
Merak ettiğim, bu değerli şefin neden kendi ülkesi Finlandiya’da hakettiği önemi kazanamamış olmasıdır. Evet bazı orkestralarda genel müzik direktörlükleri veya yöneticilikler almıştır ama onu daha büyük orkestralarda önemli yerlerde görme arzum her zaman oluşmuştur.
Ari Rasilainen, işine hakim, son derece dengeli, egolarından sıyrılmış, teknik ve yönetim otoritesini kendisine saygı oluşturarak sağlayan, Orkestramızın başında her zaman görmeyi arzu ettiğimiz çok değerli bir şeftir.
Cuma günkü konser genel anlamda çok başarılıydı. Prens İgor Uvertürünü kendi isteği ile ilk eser olarak seçen Rasileinen, çok rahat ve dengeli bir yorum sundu. Şef ve Orkestra başarılı birlikteliklerini daha ilk eserde belli ettiler. Böyle durumlarda Orkestra’nın diğer eserlerde ne yapacaklarını da hissediyorsunuz.
Konserin ikinci eseri W. A. Mozart’ ın (1756-1791) 4 numaralı Korno Konçertosuydu. Solist Viyana Senfoni Orkestrası’nın Michael Stückler ile birlikte birinci Korno üyeliğini sürdüren Peter Dorfmyer’dı.
Dorfmayr’ın size ilk hissettirdikleri, “Korno meğer ne kadar temiz ve pürüzssüz ve bu kadar yumuşak sese sahip olabilen bir enstrümanmış” duygusu . Ayrıca sahnede mütevazı, içten, sıcak, samimi bir sanatçıyı izliyorsunuz. Her şeyine hakim olduğu enstrümanının hocası durumunda eğitimler veriyor, ustalık sınıfları düzenliyor. Ayrıca Rasileinen ile de hârika bir eşleşme olmuş .
Bu kadar anlatımdan sonra sanırım acaba Mozart nasıldı diye sormayacaksınız. Anlatılmaz. Dinlemek lazımdı.
Dorfmayr, Mozart sonrası tanıdık temalarla dolu bis ile bizi büyüledi , Till Eulenspiegel’in açılışındaki Korno teması uzun süre konserlerde duymadığımız kalitedeydi. Acaba seneye programa alınabilir mi ? Keşke seneye bu eseri dinlesek ve Peter Dorfmayer de orkestrada olsa diye geçti içimden.
Bu karmaşık dünya hallerinde böyle hayaller ve fanteziler kuruyoruz işte.
Son eserimiz Modest Mussorgsky’ nin (1839-1881) piyano eseri “Bir Sergiden Tablolar” dı. Bu eser Maurice Ravel ve daha pek çok besteci tarafından orkestralanmış. Bildiğimiz popüler düzenleme Ravel tarafından yapılmış ve öylesine benimsenmiştir ki çoğu seslendirmede Mussorgsky’nin yanına Ravel’in adı yazılmaz. Doğru mu ? Elbette yanlış.Yazılması gerekir. Bu eseri kalplerimize kazıyan orkestrasyonun sahibidir Ravel.
Ari Rasileinen ve orkestramızın çok başarılı performansını kutlamak lazım. Rasileinen orijinal orkestrasyonların bazı bölümlerine kendine özgü nüanslar katıp küçük ve şık değişiklikler yapmış. Ama bir bütün olarak duygulu, görkemli bir yorumdu. Belli ki rahat ve huzurlu bir çalışma, prova dönemiyle hazırlanmış orkestra. Unutmadan söylemek isterim ki Bir Sergiden Tablolar’da tüm orkestranın başarısının yıldızlaşan isimleri, Trompette Cem Sevgi, Kornoda Utku Ünal’ dı . Uzun yıllar sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın bakır üflemeliler gurubundan bu kadar doyurucu başarılı tınılar gelmemişti. Nazar değmesin.
VEFA ÇİFTÇİOĞLU
3 Mart 2024, Ankara