Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nı 11 Ekim 2024 Cuma akşamki konserinde Çinli Orkestra şefi Wilson Ng yönetti. Solist Koreli flüt sanatçısı Yubeen Kim idi. Programda W. A. Mozart'ın K.V 314 2 numaralı flüt konçertosu, Mikis Theodorakis'in Flüt ve Orkestra için düzenlenen Zorba Süiti ve ikinci yarıda P. I. Tchaikovsky'nin 5 . Senfonisi yer alıyordu.
İlk eser olarak seslendirilen Mozart'ın 2 numaralı Flüt Konçertosu aslında bestecinin 1877 yılında yazığı Obua Konçertosunun flüt için düzenlenmiş şeklidir. Besteci, babasının ısrarları üzerine para kazanmak için Mannheim'e gitmeden önceki dönemde, yine mali durumlarını düzeltmek için ele aldığı bir dizi piyano ve flüt eseri ve 2 flüt konçertosunu doktor ve amatör müzisyen Ferdinand Dejean’a sundu. Mali durumu çok da iyi olmayan Dejean, tüm eserleri alamayacağı için en beğendiği eseri, 2. flüt konçertosunu tercih etti. Konçerto'nun ücreti mali kriz yaşayan Mozart'a bir süre nefes aldırdı. Daha sonra ilk seslendiriliş ile birlikte flüt dağarının en önemli eserlerinden biri oldu
Konserin ikinci eseri Mikis Theodorakis'in Zorba bale süitinin flüt ve Orkestra için yapılmış düzenlemesiydi. Düzenleme Achilleas Watsor tarafından yapılmış görünüyor ama bu düzenlemede Stathis Karapanos ‘un da imzası olduğuna dair bilgimiz vardı. Acaba değişik bir düzenleme mi ? diye bir soru işareti takıldı kafamıza.
TERTEMİZ, RAFİNE, HUZURLU…
Eserlerin solisti Yubeen Kim Güney Kore'nin Daejon kentinde doğdu 9 yaşında eğitim almaya başlayan sanatçı, Seoul deki Yewon Art Scooll’a kabul edİldi ve daha sonra Fransa’ya geçerek kariyer çalışmalarına bu ülkede devam etti. Şu anda San Fransisco Senfoni Orkestrasının ve Berlin Konzerthause Orkestrası’nın flüt gurup şefliğini yapan Kim, Dünyanın önde gelen senfoni orkestraları ve ihtisas gurupları ile çalışmalarını sürdürüyor.
Kariyeri bu noktalara taşınmış olan Yubeen Kim’i dinlemek bizler için büyük şans. Tertemiz, rafine, dengeli, huzurlu ve yüksek bir tekniğe sahip Kim, her iki eserde de sıra dışı bir deneyim yaşattı bizlere. Tekrar Ankara'da görebilir miyiz bilmiyorum ama gelecekte özellike orkestralardan çıkıp solistik kariyerlerini yukarılara taşıyan James Galway ve Emmanuel Pahud gibi ünlü isimlere çok büyük bir rakibin yolda olduğunu söyleyebilirim.
Şef Wilson Ng müthiş bir enerjiye sahip, müziğe çok hakim, kıvrak zekası ve orkestraya hakimiyeti üst düzeyde. Bu enerjik ve zeki yapısı özellikle Mozart yorumlarında eserlere bambaşka bir tat kattı. Bu yaklaşıma orkestra da katılınca ünlü flütcüye güzel bir eşlik sağlandı.
ŞEFİ İYİ TANIMAK…
İkinci yarıda Tchaikovsky'nin 5 Senfonisi şefi daha iyi tanımak için bizlere güzel bir fırsat yarattı .
Bestecinin "Kader " senfonisi olarak anılır 5. Senfoni. Daha ilk ölçülerde klarinet ve yaylılarda kaderin ağır ve karamsar havasını betimlenir. Bölüm tamamen kader ve ona direnişin yansımasıdır. İkinci bölüm kadere yenilginin, isyanın yürek sızlatan ifadesidir. 3. bölüm kaderle barışık bir dans, son bölüm isyan ve zaferi simgeler.
Wilson Ng’nin biyografisinde ilginç bir vurgu var. Kendisinin yetenekli bir iletişimci olduğu izleyenlerle yaratıcı ve etkili bir iletişim kurma uzmanı olduğu belirtilmiş. Bunun doğruluğunu sanatçı orkestrayı yönetirken sanatçılarla kurduğu iletişimden anlamak mümkün. Belli ki orkestrayı iyi çalıştırmış, hatta pasaj pasaj nota not istediklerini belirtmiş. İstediklerini de almış. Genel anlamda bakıldığında son bölümdeki sallantılara rağmen üzerinde çalışılmış dinamik bir 5. Senfoni ortaya çıkmış.
Wilson Ng’nin vücut dili ve enerjisinin orkestraya yansıması oldukça pozitif etki bırakmış, buna şüphe yok .. Başarılı bir 5. Senfoni ama biraz da Tchaikovsky olsaymış.....
Uzak Doğulu sanatçılarının çoğunun problemi bu. Teknik açıdan mükemmel, dinamikler yerli yerinde, çalışkan bir ruh .. Ama bestecilerin analizi, ruhu, duyguları ve bunlarla empati maalesef çok az. Bu durumun uzak doğu ülkeleri de farkında. O nedenle sanatçılarını batıya gönderip orada uzun süre yaşamalarını sağlıyorlar.
Bu eksiklik yalnız Tchaikovsky değil diğer besteciler için de geçerli. Önce hissetmek, duymak, sonra bunu orkestraya yansıtmak oradan alıp dinleyicinin kalbine sunmak. Son dönemlerde değil uzak doğu artık batıda da türeyen veya türetilen kimlikler de bu duygulardan çok uzak. Öyle heveslenip Wagner, Mahler, Bruckner, R. Strauss yönetmek artık yeterli olmuyor. Kusursuzca yönetilen, hatasız bir Mahler veya benzerlerini çıkarmak mümkün olabiliyor. Ama artık yetmiyor! Yeni kuşak şefler, solistler gittikçe ihtisaslaşıyorlar. Onlardan eser ve besteciyle ilgili düşüncelerini dinlerken işin içine belli bir alt kültürün girdiğini, felsefenin girdiğini görüyoruz.
Örnek mi : Teodor Currentzis . Eserler, besteciler sanatçının süzgecinde. Konuşurken dinlediğinizde size felsefe anlatıyor. Ortaya çıkan yorumlar da ona göre oluyor.
Sanırım artık, sanat eğitim kurumlarında çok ciddi felsefe ve yoğun müzikoloji sanatçı adaylarına yüklenmeli.
Gecenin başarılı isimleri Orçun Civelek (klarnet), Utku Ünal (korno)ve Kaan Civelek’di (obua) . Ayrıca sürpriz isim Konsertmaister koltuğunda oturan Melodi Eylül Kayış idi. Kendisinin gayretleri, ailesinin yoğun desteği ile çok önemli okullarda, önemli isimlerle çalışan Melodi’yi bu noktalarda görmek bizlere gurur verdi. .
VEFA ÇİFTÇİOĞLU
12 Ekim 2024, Ankara