Besini az kalmış, toprak parçasına sıkışmış ağacın korunmasına Çin’de “penjing” deniyor. Çin’de doğup dünyaya yayılan ve aslında bir süsleme sanatı olan penjing, Japonya’da geliştiriliyor-yaygınlaştırılıyor-sanatsallaştırılıyor. Japonya’da, Japonca’daki “bon=tabak” ve “sai=ağaç” sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşan ve “tabaktaki ağaç” anlamına gelen “BONSAİ” olarak adlandırılıyor.
18. Ayvalık Zeytin Hasat ve Turizm Festivali, bu yıl 13-19 Ekim tarihleri arasında düzenlendi. 14 Ekim Cumartesi günü Cunda (Alibey) Adası’nda Cunda Fora Glamping tesislerinde düzenlenen etkinlikler arasında, 18 ağaçlık Bonsai Zeytin Ağacı (ki bu ağaçların birinin üzerinde birkaç da zeytine rastlamak hayli şaşırtıcı idi) Sergisi de bulunuyordu. Kendisiyle o gün tanışıp, 9 Kasım’da da müşaviri olduğu oteldeki sergi alanını ziyaret ettiğimiz Fehmi Gökmen Teksin 26 yıllık bir avukat. Yıllar önce aldığı bir bonzai (uyuşturucu) davası sırasında bonsai ile tanışmış. İnternette yaptığı bir dizi araştırma sonunda, mesleğin stresinden uzaklaşmak için 2005-2006’da yetiştiriciliğe karar vermiş. Bu günkü en yaşlı ağacını 2007’ye tarihliyor.
Teksin, her ağacın kişinin sosyal yaşamına ve psikolojisine olumlu katkılar getirdiği kanısında. Çam, pitos, ladin, kayın, mazı, şimşir gibi değişik ağaçlardan bonsai üretmek mümkün. Teksin, bölgenin ağacı olan “zeytin” ile uğraşmayı yeğlemiş. Sayıları 35’e yaklaşan bonsailerinin çoğu zeytin. Üzerlerinde çalıştığı kayın, pitos, ladin, Amerikan sarmaşığı gibi birkaç ağacı daha var.
Bonsai bir anlamda, ağaçların özel tekniklerle, saksılar içinde budanarak ve bodurlaştırılarak büyütülmesi demek. Teksin’e göre her fidandan bonsai yaratmak olası. Ancak gövdenin sizi tatmin etmesi ve şekil verilebilir olması ya da ağaç dallarında sizin bu şekillendirmeyi yakalayabilmeniz, sanatsal bir değer kazanması önemli.
Önce yeteri kadar kök oluşturularak işe başlanıyor. Gelişen sürgünlere gereken müdahaleler yapılarak yapraklar ve dallar alüminyum ve bakır tellerle sarıp-sarmalanıyor, istenen görsellik yakalanana kadar yönlendiriliyor. Adeta diş hekimliğindeki “ortodontik tedavi” uygulanıyor. Sonra teller çözülüyor, ama bonsainin üzerinden teller hiç eksik olmuyor.
Ağacın alt ve üst yapısına şekil verilirken uyulan bazı oranlar var. Örneğin, saksının derinliğinin ağacın gövde çapı uzunluğuna eşit olması gibi. Ağacın büyüklüğünün 1/3’ünü gövdenin, 2/3’ünü dalların oluşturması gibi. Ağacın bonsai yapısına ulaşması en az 4-5 yıl süren bir yolculuk gerektiriyor. Hem kök- hem üst budamaları hep sürüyor. Kesinlikle kesintiye uğratılmaması gereken sürekli bir uğraş. Japonlar “akadama” adlı volkanik bir toprak kullanıyorlar. Bizim üreticiler, araştırmaları sonunda “1/3’ü ufalanmış falez taşları, 1/3’ü kaliteli bir bahçe toprağı, 1/3’ü perlitten oluşan bir karışım”da karar kılmışlar. Çok ufalanmış falez taşları, kökler arasında havalanmayı ve drenajı sağlıyor. Sulamada önemli olan toprağı ıslak (çok sulamak kılcal kökler için zararlı) değil nemli tutabilmek. Perlit de bu olanağı sunuyor.
Ayvalık’ta başka bonsai yetiştiricisi yok. Türkiye’de her meslekten 100 kişi kadarlar (ki salt zeytinle uğraşan kişi sayısı 8-10 kadar9 ve iletişim halindeler. Ulusal Bonsai Müzesi kurmak, atölye çalışmaları yaparak yetiştirmek isteyenlere yol göstermek-onları heveslendirmek gibi amaçları var. Kendisiyle görüştüğümüzde, 11-12 Kasım’da Yalova’da, 29 sanatçının 100 eseriyle yer alacağı Ulusal Bonsai Sanat Sergisi’ne katılma hazırlığı içindeydi. (Teksin de bu sergiye iki ağacıyla katılıyor).
SAVAŞ SÖNMEZ
15 Kasım 2023, Ayvalık/ 24 Kasım 2023, Ankara