Anafartalar Caddesi’nde, Arif Hikmet Koyunoğlu’nun 1926 tasarımı olan Çocuk Esirgeme Kurumu idare binasının hemen yanında, Ankara’ya atanacak memurlar için düşünülen yine 1926 yılı yapımı “ÇEK Kira apartmanı” vardır. Bu binanın mimarı, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin “Bina Kimlikleri(Şubat 2012)” kitabında “bilinmiyor”; yine TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin “Ankara/ Altındağ Tarihi Kent Merkezi Mimarlık Rehberi” kitabında “Kemalettin Bey” adı var; Ankara Enstitüsü Vakfı’nın “Ankara-Başkentin Tarihi, Arkeolojisi ve Mimarisi (Mayıs 2004)” kitabında “Mimar Kemalettin Bey” olarak veriliyor; TMMOB-Vakıflar Genel Müdürlüğü ortak yayını olup, Yavuz İşçen’in “Cadde Anafartalar(2015)” kitabında yapının mimarı “Kemalettin Bey” olarak geçiyor; Yıldırım Yavuz tarafından kaleme alınan “İmparatorluktan Cumhuriyete Mimar Kemalettin Bey 1870-1927(Haziran 2009) adlı kitapta ise yazılı bir belge bulunmamasına karşın, “İkinci Vakıf Apartmanı ile benzerlikleri nedeniyle Mimar Kemalettin Bey” tarafından tasarlanmış olabileceğinden söz ediliyor.
Sümer Sineması'nın giriş kapısı yönünden bugünkü görünüşü
Bu binanın bitişiğinden Denizciler Caddesi’ne inen abbaramsı başlangıçlı Çatalca Sokağı’nın sağında, altında 1938’de açılan “Sus Sineması”nın ve “kreş”in olduğu yine Çocuk Esirgeme Kurumu(ÇEK)’na ait yapı var. Solunda kalan binanın arka bahçesinde ise o zamanlardan benim de bildiğim zamanlara kadar hizmet veren ahşap salıncaklı çocuk bahçesi ve süt dağıtılan süthane vardı. Bu oldukça geniş alan bugün otopark olarak kullanılıyor. Otoparkın kot farkıyla Çanakkale Sokağı boyunca uzanan alt kesiminde bulunan iğreti işyerleri boşaltılmış ve yenilenmiş.
Çanakkale Sokağı'na yerleşecek kültür-sanat işlikleri
26 Ocak 2023 günü dükkanlardan birinin penceresinde, “Tarihi Çanakkale Sokağımız Kültür Sanat Sokağı olarak sanatçılarımıza verilecektir” şeklinde bir duyuru gördüm. Hiç değilse alanın bu kısmında böyle bir niyete soyunulması sevindirici. Umarım yakın zamanda “sıradan” değil “nitelikli”, sanatçılar-işlikler-atölyeler yerlerini alırlar.
Sinemanın duvardan bitişiği olan, Denizciler Caddesi-Yeğen Sokak köşesinde kalıp Çatalca Sokağı'na kadar uzanan, bugün için "3" kapı numaralı yapı
Bir zamanlar Sus ve Sümer sinemalarının müdürlüğünü yapan İsmet Coşkun’un İnal Karagözoğlu’na anlattığına göre; ÇEK 1930’larda, Anafartalar ile Denizciler Caddesi arasında kalıp, Çanakkale Sokağı boyunca Yeğen Sokağı’na kadar uzanan alanda, Keçiören Çocuk Yuvası çocukları için, altında kapalı bir yüzme havuzuyla birlikte 600 kişilik bir çocuk sinema-tiyatrosu yaptırır. Projesi ve inşaatı Almanlar tarafından gerçekleştirilen sinema-tiyatro, 1938’de Sus Sineması’na dönüştürülür. Çeşitli nedenlerle kullanılamayan kapalı havuz da, üstü örtülerek önce gazinoya, sonra da trampleni geriye çekilip yerine perde ve karşı duvara da makine dairesi yerleştirilmek suretiyle Sümer Sineması’na çevrilir. Binanın altından Denizciler Caddesi tarafına bir de giriş kapısı eklendikten sonra sinema, 6 Ekim 1940 günü açılır. Sinemayı o sırada Ulus’taki Halk (Park), Yeni ve Sus sinemalarını da işleten, İş Bankası’na ait Sinema İş Limited Şirketi kiralar.
Turan Tanyer'in arşivinden, 1940'lara ait bir Sümer Sineması reklamı
O zamanlar Ankarası’nın türlü sinemalarında makinistlik yapan Behiç Köksal Sümer Sineması’nı; “36(bazen 32, bazen 26 olabiliyor) Kısım Tekmili Birden”, Türkçe Sözlü “vurdulu-kırdılı-serüven-macera-western” serialleri (tefrika,seri) gösteren, matineleri “devamlı” olan, kalöriferli oluşundan ötürü özellikle kış günlerinde “evsiz barksız-ipini koparmış” yani düzgün olmayan müşterilere hitap eden, bir biletle ilk matinede girilip gece son seansa kadar oturulabilinen, koltukları numarasız, 1942-1943’lerde 20 kuruş bilet fiyatlı, film süresince “konuşulan-ıslıklanan-yuhalanan-çığlıklar atılan”, bu nedenle diyalogları anlaşılamayan, birden çok kere izlemiş kişilerin filmleri anlatmalarından dolayı sık sık kavgalara sahne olan, halk arasında “Bitli Sümer” diye adlandırılan bir yer olarak anlatıyor.
Sümer Sineması, aradaki yıllarda kimi zaman açık-kimi zaman kapalı kalıp, 1960’da yerini “Yeni Tiyatro”ya bırakana değin yaşamını sürdürüyor. 1970’te tekrar sinemaya çevriliyor (Muhtemelen bu dönemde adı “Güneş” oluyor). Ancak seks filmleri furyasına bir de bakımsızlık eklenince, Sinema İş Limited Şirketi işletmecilikten çekiliyor, kurum da sinemayı kapatıyor.
Sinemanın arka sıralarından perdeye doğru bakış
Perde tarafından geriye bakış(balkon korkuluklarında çocuklar için türlü hayvan motifleri)
Havuz, zemin-balkon katları ve yanlar
1950’lerin sonlarında Ankara’daki tüm kapalı sinema salonlarını merak edip gitmişliğim, bu arada yalnız bir kez de Sümer’i görmüşlüğüm var. Fakat, izinli olarak içine bakındığım 29 Aralık 2022 günü, geçmişten hiçbir iz yakalayamadım. Ama gördüğüm, halen oldukça sağlıklı bu harikulade mekandan ve Denizciler Caddesi tarafından bitişik duvarlı olduğu “3” kapı numaralı binadan hayli etkilendim. Neden yetenekli eller tarafından yenilenmesin diye düşündüm ve;
Denizciler Caddesi'ne açılan alt geçitten sinemanın girişi ve bilet gişesi.
halen mülk sahibi olan Çocuk Esirgeme Kurumu’nu, son yıllarda çok başarılı çalışmalarını izlediğimiz Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanlığı’nı, bu konuda etkili olacağını sandığım Ankara Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nü, ilgilenebilecek Ankara Üniversiteleri’ni ; halen “mihrabı yerinde” olan bu mücevheri aslına uygun bir biçimde onararak, Eski Ankara’ya yakışır bir kültür-sanat kurumuna (örneğin, Yavuz İşçen’in danışmanlığı ve “Cadde Anafartalar” kitabının ışığında, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’nın nabzının attığı bölgeye bir vefa borcu olarak, “Anafartalar Caddesi Müzesi”ne) dönüştürmeye çağırayım dedim. Hatta daha da ileri giderek aynı bakım, onarım ve canlandırma çalışmalarının, Sus Sineması’nın (orası da sözgelimi, neden Ankara Sinemaları Müzesi olmasın?) bulunduğu komplekse de kaydırılması düşüyle umutlandım.
SAVAŞ SÖNMEZ 28 Ocak 2023 , Çayyolu/Ankara
KAYNAKÇA:
*İnal Karagözoğlu, Ankara’da Sinemalar Vardı, Bileşim Yay., Haziran 2004
*Dr.M.Nazmi Özalp(Haz.Haluk İmga), Başkentin Anatomisi, İdealkent Yay., Ocak 2016
*Savaş Sönmez, Hani Ankara Hangi Ankara?, Telgrafhane Yay., Aralık 2017
*Necmettin Seferoğlu, “Bir Zamanların Ankarası”, Türkyurdu Dergisi, Nisan 2002
*Ankara’nın Kaybolan Sinemaları, Atılım Üniversitesi 2016 Ajandası/Haziran bölümü
*Turan Tanyer, “Sümer Sineması”, Kebikeç Dergisi, Sayı:52 eki Ankara Ansiklopedisi No:9
*https://yavuziscen.blogspot.com