24 Temmuz 1990’da kısa süreliğine tanışıp çok etkilendiğim halde bir türlü yolumu düşüremediğim Aizanoi’ya nihayet 27 Eylül 2022’de gidebiliyoruz. Gecikmeli yaz tatilimizin yolunu bölüp, Sütunlu Yol ile Penkalas (Kocaçay, Bedir Çayı) arasında tarihi kalıntıların tam ortasında konumlanmış, onarım görmüş, 6 odalı, tertemiz, sevimli Çavdarhisar Evi’nde konaklıyoruz. Söylencelere göre , Kütahya’ya 57 km. uzaklıktaki, Aizanitisler’in ana yurdu olan Aizanoi adını, su perisi Erato ile kral Arkas’ın mitolojik(!) birleşmesinden ortaya çıkan Azan’dan alıyor. Penkalas Irmağı’nın iki yakasına kurulu olan ve Roma İmparatorluğu döneminde tahıl, şarap ve yün tarımı sayesinde zenginleşen Aizanoi’da, kesin kentleşme bulguları M.Ö.I.yüzyıla tarihleniyor. XI.yüzyılda Selçuklular’ın hakimiyetinde olan bölgeye yerleşen Tatarlar, yoğun olarak çavdar ekimiyle uğraştıkları için adı Çavdarhisar’a dönüşmüş.
Antik kentin Kocaçay’ının bir yakasında Tiyatro, Stadyum, Zeus Tapınağı, Agora ve Roma Tapınağı; diğer yakasında ise Sütunlu Cadde, Borsa ve Mozaikli Hamam var. Suyun iki yakası, ikisi günümüze ulaşan beş köprü ile birbirine bağlanıyor.
M.S. 117-138 yılları arasında yapılmış olan Zeus Tapınağı, dünyada Zeus adına yapılmış olan İon düzenindeki tapınakların en sağlamı olarak biliniyor. Tapınağın bahçesinde, aslan ve kartal figürlü olanları erkeklere, ayna gibi süs eşyalarıyla bezeli olanları ise kadınlara ait çok sayıda, yerel özelliklere sahip, Phrygia tipi kapı biçimli mezar stelleri var. Bu “kapı-mezarlar”, öteki dünyaya geçişi simgeleyen “kapı” görünümündeler. Mezar taşlarındaki ve tapınak duvarlarındaki yazıların tümünün, “okunabilir kısımlarının tercümelerini kapsayan” bir kitapçık, ne kadar ilgi çekici olurdu?
Zeus Tapınağı’nın kuzeydoğusundaki Tiyatro-Stadyum ikilisinin, alışılmışın dışındaki “birbirlerine bitişik” konumlanmalarıyla, dünyada bir başka örneklerinin olmadığı söyleniyor. Bu yapılarda yapılan kazılarda, ikilinin inşasına M.S. 160’lardan sonra başlanılıp, M.S. III.yüzyıl sonlarında bitirilebildiği anlaşılmış. İki katlı tiyatronun 15.000 kişilik; 220x50 metre büyüklüğündeki stadyumun ise 13.500 kişilik oldukları dikkate alındığında, Aizanoi’un Roma Dönemi’nde 80.000 civarında bir nüfus barındırdığı sonucuna varılıyor. Tiyatro, girişindeki duvarında olimpiyat madalyaları kabartmaları olan stadyumun açık ucunda yer alıyor.
Bulunduğumuz tarih itibariyle onarılmakta olan köprünün bu yakasında, Abdullah Özcan Caddesi adı verilmiş olan yolun hemen başında Abdullah Özcan Çavdaroğulları Etnoğrafya Sergi Evi var. Abdullah Özcan, 1977’de belediye başkanı seçilmiş, 1980’de bu görevine zorunlu ara verip, 1984’te tekrar başkan olmuş. Kendisini “komünist” olarak ifade etmiş bir yerel yönetici. Alt katına yerleştirdiği bir takım eski eşyalarla etnografik anlam yüklediği evi, ölümünden sonra yalnızlığa terk edilmiş, şimdilerde kapalı.
M.S. II.yüzyılın ikinci yarısında tamamlanan “suyun öte yanındaki” Borsa(Macellum), dairesel bir yapı. Özellikle et, et ürünleri, tahıl, unlu mamuller, av hayvanları, zeytinyağı gibi yiyeceklerin satıldığı yer. Bugün ayakta yalnız “tholos” kısmı kalan tamamı mermer yapının, “tabarne”lerin(dükkan) bulunduğu dışa kapalı formatına ulaşılamamış. 1971 yılında kazısı yapılan borsa binasının kısmen onarılan tholusun podyum duvarlarına, M.S. 1 Ekim 301’de Roma İmparatoru Dioeletianus’un enflasyonla mücadele için ilan ettiği, “Editeum de Pretiis Rerum Venalium-Tavan Fiyat Kararnamesi” yazılmış. Bu kararnamede imparator, insanların aç gözlülüğü ve aşırı hırsı nedeniyle devlet içinde ekonomik huzurun kalmadığını ve bu nedenle de bu fermanı yayınlamak zorunda kaldığını ve böylelikle imparatorluk genelinde bir fiyat dengelemesine gidildiğini bildirmiş. Köle, eşek, sünger, tarım işçisi, asker, şarap, yumurta, ayakkabı, yastık vs. fiyatları bir arada yer alıyor.
Günümüz ticaret borsalarının “korbey” adı verilen dairesel salonlarını andıran borsanın, sütunlarının dış yüzeylerinde ilan edilmiş kimi mal ve hizmet fiyatlarını (“denarii” olarak) ve baz alınan birimlerini, alanı tanıtan panodan aldığım haliyle sıralıyorum (Keşke, borsa duvarlarındaki yazıların tümünün çevrili olduğu bir kitap da olsaydı !):
İşgücü Ücretleri:
Avukat veya hukukçu – şikayet başına – 250 ; Saray muhafızı – yıllık – 5500 ; Tam gün çalışan temizlikçi – günlük – 25 ; Yazıcı – 100 satır – 25 ; Ortalama asker maaşı – yıllık – 1800 ; Öğretmen – öğrenci başına – 50 ; Bilim adamı – aylık – 50 : Mimarlık öğretmeni – öğrenci başına – 100 ; Veteriner – hayvan başına – 20 ; Dokumacı – pelerin başına – 175 ; Heykeltraş – günlük – 70 ; Emanet bürosu görevlisi – kişi başına – 2 ; Tarım işçisi – günlük – 25 ; Lağım temizleyicisi – günlük – 25
Yiyecek içecek ücretleri:
Sığır eti – 453 gr. – 8 ; Besili kaz – 1 adet – 200 ; Yumurta – 4 adet – 4 ; Sığır sosisi – 453 gr. – 10 ; Kuzu 453 gr. – 12 ; Ayçiçeği yağı – ½ lt. – 40 – Balık – 453 gr. – 24 ; Kurutulmuş incir – 25 adet – 4 ; Zythus birası(Mısır’dan) – ½ lt. – 2 ; Şarap – ½ lt. – 24
Malzeme ücretleri:
Yorgan – 1 adet – 600 ; Yastık – 1 adet – 600 ; Manto – 1 adet – 20 ; Ayakkabi(caligae) – 1 çift – 100 ; Pantolon – 1 adet – 20 ; Mangal – 453 gr. – 6 ; Süslemesiz pelerin – 1 adet 16 ; Mor ipek – 150.000
Canlı hayvan ücretleri :
Vahşi eşek – 1 adet – 2.000 ; Erkek aslan – 1 adet – 125.000 ; Yaban domuzu – 1 adet – 6.000
Bu ilginç fiyatlandırmanın yorumlanmasını araştırıcılara, okuyuculara ve meraklılarına bırakıyorum. Önemli olan, baş yöneticinin artan enflasyonu denetim altına almak için, satılan tüm malların ve verilen hizmetlerin fiyatlarını belirlemede gösterdiği kararlılık.
Aizanoi, tarihi kalıntılarının insan ya da doğa tarafından zarara uğratılmasından bolca payını almış bir belde. Mustafa Kirman’ın 15.8.1990’da yazdığına göre, 1880’lerde Kütahya Cezaevi yapılırken, stadyum ve bitişiğindeki tiyatronun basamakları yerlerinden sökülüp bu inşaatta kullanılmış. 1970’lerdeki Gediz Depremi’nde, özellikle Zeus Tapınağı çok etkilenmiş. Aizanoi, depremde hasar gören Çavdarhisar’ın imarında adeta malzeme deposu olarak görevlendirilmiş. Depremde yıkılan antik yapıların taşları, evlerin onarımında hoyratça kullanılmış. Günümüzde Çavdarhisar evlerinin çoğunun duvarlarında, bu antik taşları görmek olası.
Şu anda Aizanoi’da bir yandan kazılar sürerken, bir yandan da Penkalas’ın taşmasını önlemek için yapılmış olan, tapınak tarafındakileri zaten görünür olan “rıhtım duvarları”nın borsa tarafında olanlarının, ortaya çıkarılmasına çalışılıyor. 27 Eylül 2022 günlü gazetelerden okuduğumuza göre, 1700 yıllık Afrodit-Dionysos-Herkül heykelleri bulunmaya devam olunuyor. Kocaçay’a su bırakılmıyor, dere yatağından çıkarılan antik yapı taşları temizlenip istifleniyor. Rıhtımın tamamlanmasından sonra çaya su bırakılıp, “gondol işletilmesi” gibi fantastik hayallerden söz edilerek, bence Aizanoi’un geçmişine ve doğasına ihanet ediliyor.
1824’te Avrupalı gezginlerce keşfedilip, 1926’da kazılmaya başlanılan ve geçen yüzyılda zaman zaman verilen uzun araların ardından yeniden kazılmaya başlanılan Aizanoi çalışmaları, ortada serpili bulunan taşlara, çok sayıda yenilerinin de ekleneceği düşünüldüğünde, belki bir yüz yıl daha sürecek gibi. Dilerim, bu kazı ve onarım çalışmaları, Türkiye’deki pek çok kötü örneğinde gördüğümüz üzere, kiç(kitsch-yoz) bir yenilemeye dönüşmez.
SAVAŞ SÖNMEZ
27 Kasım 2022, Çayyolu / Ankara