Çocukluğumuzda, Kadıköy Süreyya ve Opera sinemalarına arada bir gelen gangster filmlerine bayılırdık. Üstelik bunların çoğu, gerçek yaşanmışlıkları anlatan filmlerdi. Hareketli takip ve çatışma sahnelerine özel yazılmış ya da ünlenmiş caz müzikleriyle çekici filmlerdi bunlar.
Başta Al Capone olmak üzere “Centilmen Haydut” lakaplı John Herbert Dillinger, Maskeli Tüfek Kelly, Bebek Yüzlü Nelson, Harry “Pete” Pierpont , Yakışıklı Çocuk Floyd, Trenci Alvin Karpis ve daha nice irili ufaklı “çete” 1930-34 yıllarında otorite tarafından “halk düşmanı olarak nitelendirilen, ama aynı zamanda toplumsal öfkeyi eyleme dönüştürdükleri için halkın sevdiği birer “kahraman” olarak tarihe geçtiler. Onları anlatan romanlar yazıldı, filmler çevrildi ve konu âdeta evrenselleşti.
2009'da “Public Enemies-Halk Düşmanları” filmi “Centilmen Haydut” John H. Dillinger'in yaşamını anlatan Bryan Burrough'un aynı adlı romanından senaryolaştırılmıştı. Bu Dillinger ne şanslı bir haydutmuş ki, bu kez Nilgün Bilsel Demireller'in libretto, reji ve koreografisiyle Ankara MDT'nin sahnesinde “Gangster” adı altında izleyici karşısına çıktı. 11 Ocak 2020 akşamı ilk gösterimini izlediğimiz “Müzikal” etiketiyle sunulan eser, koreografın nitelendirmesiyle tam bir “show”, yani “gösteri”...
Müzik düzenlemesini, yapma sözü veren cazcı-klasikçi piyanistin tükenmişlik sendromuna girdiğini beyan etmesi üzerine, kısa süreye sıkıştırarak yapmak zorunda kalan, CSO'nun konzertmeister yardımcısı ama klavyeli çalgılara çocukluktan itibaren büyük ilgisi olan Bilgehan Erten'in üstlendiği eserde Duke Ellington'dan Glenn Miller'e uzanan bir yelpazede 16 caz parçası, Piazzola'dan bir tango ve sonuçtaki hüzünlü son için F. Schubert'ten bir parça kullanılmış.
Nilgün Bilsel Demirel, özel olarak ilgilenip yurtdışında eğitimlerine de katıldığı “tap dans”i, burnu kabaralı pabuçlarla diğer dans ritmlerinin bazılarına da uygulamış ve yakıştırmış. Dönem danslarını öykünün içine iyi serpiştirmiş. Kitapçıktaki yazısında, “Bu müzikal projem senelerce biriktirdiğim deneyimlerimin bir mozağidir. Kurumumun tanıdığı yurt dışında eğitimsel burs neticesinde edindiğim Modern Jazz, Klasik Jazz ve Tap Dans birikimlerimi bir proje kapsamında dansçılarımıza ve ses sanatçılarımıza aktarmak amacıyla edindiğim bir sorumluluktur. Kısacası ahte vefadır” diyor.
Eseri özellikle “show” sahnelerinde gösteren giysilerin çizeri Gazal Ertem, yalın ama tarihi ve özü iyi yansıtan sahne tasarımını hazırlayan Çağda Çitkaya, bu sahneyi aydınlatan Tahsin Çetin iyi iş çıkarmış. MDT'nin genellikle kayıt müziği kullandığını dikkate aldığımızda, bu eserde başarılı Bilgehan Erten düzenlemesinin canlı bir “band” tarafından seslendiriliyor olması, çekiciliği arttırıyor.
İlk gece şef Sunay Muratov yönetiminde AnkaraDOB Orkestrası'nın “İşte size caz” diyen seçkin üyeleri şu isimlerdi: Doruk Gönentur, Balkan Tamuçay, Beril Savran (trompet), Bedii Durham, Kaan Bilge, Gözde Durham (trombon) Bertan Öngören (saksafon), Gonca Elitok (klarnet), Cem Örnek ( Bateri takımı) Gökhan Bilek (kontrbas), Erkin Onay (keman), Aylin Özuğur Yalınız (piyano).
Ama, Ankara Operası'nın beş şarkıcısı olmasa, bu eserin bütünlenmesi mümkün değildi. Nihan İnan, Zeynep Burcu Altınel, Oğuz Sırmalı, Umut Kosman, Yunus Emre Özorhan, Emre Uluocak unutulmaz caz şarkılarını mükemmel yorumladı.
Emre Uluocak, “gazeteci” rolüyle eserin “dans tiyatrosu” bölümlerinde de katkı yaptı.
Dansçılara gelince, eserin sorumluluğunu üstelenen ve “Centilmen Haydut”u da canlandıran Kerem Ünal İnanç'ın kişiliğinde, MDT'nin tüm genç kadrosunu kutlamak gerek. Danslarla ilgili daha geniş ayrıntıyı, önümüzdeki günlerde SANATTAN YANSIMALAR yazarları Necla Çıkıgil ve Pınar Aydın O'Dwyer'in yazılarında bulacaksınız.
Bir dönem Brezilya TV dizileri için kullanılan 'soap opera' deyimini bu yapım için de kullanmak mümkün. İş yapar mı? Hem de nasıl! Uzun süre kapalı gişe oynayacağına kuşkum yok.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
12 Ocak 2020, Ankara
Canlı temsil fotoğrafları: Ş. Kahramankaptan