Mandolin denilince gözümün önüne önce, efsanevî Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve önünde üç numara traşlı kafasında kasketiyle mandolin çalan köylü çocuğu, sonra da Köy Enstitüleri’nde çekilmiş kızlı erkekli öğrencilerin elleri mandolinli, bazıları kemanlı ve sazlı fotoğrafları gelir. Bizim ilkokul yıllarımızda da mandolin öğrenciler için gözde bir çalgıydı. Önce Köy Enstitüleri kapatıldı, zaman içinde mandolin giderek neredeyse yok olurken, müzik derslerinde plastikten yapılmış blok flütler kullanılmaya başlandı. Aradaki fark nedir? diye sorarsanız, temel fark şu: Mandolin çalarken şarkı söyleyebilir çocuklar ama blok flütü zaten ağızlarıyla üfleyerek çalmaya çalıştıkları için şarkı söyleyemezler. Oysa çocukların müzik eğitiminde şarkı önemli bir ögedir. Bir dönemin gözde kaynağı Britannica Ansiklopedisi bile durumu şöyle tanımlamıştır: “Mandolin, 1960’lara değin Türkiye’de müzik eğitiminde pilot çalgı görevi yapmış, daha sonra bu işlevi blok flüt üstlenmiştir.”
Nedir mandolin? Telli çalgılar geniş ailesinin, dört çift teli bulunan, ses düzeni kemandakine benzeyen bir üyesidir. En yakın akrabası Barok dönemde gözde bir çalgı olan lavtadır ki, bu çalgı için yapılmış bestelerin çoğu, Vivaldi ve Bach gibi bestecilerin çoğu yapıtı mandolinle çalınabilmektedir. Doğu çalgılarındaki akrabası ise ud denilebilir.
Bağlamada tezene, udda mızrap kullanılıyor malûm, mandolin ise yaygın olarak “pena” denilen küçük bagalit parça baş ve işaret parmakları arasında tutulup tellere değdirilerek çalınan bir enstrüman.
MÜZİKBİLİMCİNİN SAPTAMASI
Erken Cumhuriyet Dönemi’nin müzikbilimcilerinden Mahmut Ragıp Gazimihal, 1951 yılında bir dergiye yazdığı yazıda mandolin ve özellikleri hakkında şu saptamaları yapmıştı:
“Mandolini öğretmek gibi, mandolini öğrenmek de kolaydır. Bunun sonucunda öğretmeni de çok, öğrencisi de çok olacaktır. Perdeleri, metodu, her şeyi standarttır. Çalgıya kolayca ısınan mini mini mandolinci pek seviliyor. Yeteneği çabuk gelişiyor. Topluca oynar gibi birleşip çalıveriyorlar. Bir çeşit konser oyunu hazırlanabiliyor: Yarışmalar, gösteriler, ana-baba umutlanması, müzikli ev toplantıları mümkün oluyor... Kısaca mandolin bir “etap aleti”, bir çocuk çalgısıdır. Bir iki yıl mandolinle uğraşan yavru, erkenden çalgı nosyonu ediniyor; parmak refleksleri gelişiyor, el kasları yumuşakken bir ölçüde uysallaşıyor ve notayı ilk solfej dersinde olduğundan daha ayrıntılı biçimde söküyor. Küçük mandolinci pek kısa bir süre sonunda artık “doyum almayan” bir müzik beğenisine ulaşmış bulunur. Mandolinden bıkarak keman ya da piyano gibi klasik bir çalgıya geçmek gereğini şiddetle duyar. İyi müzik onu çekmeye başlar. Müziği sevdiren ve çocuğu doğru seslerle işe başlatan bir çalgı olarak mandolin, küçük müzikçinin en güzel arkadaşı olur”.
Değişik kıtalarda çok değişik mandolin tipleri yapılmıştır. Dünya’da en yaygın olan, Napoli tipi mandolindir. Nitekim eğitimde yaygın kullanıldığı dönemde Türkiye’de de üretilmiş, hâttâ ihracatı bile yapılmıştır. Halen bazı Türk luthiyeler, el yapımı mandolinler üzerinde çalışmaktadır.
ANILAR YENİDEN CANLANIYOR
Emekli müzik eğitimcisi dostumuz Yakup Kıvrak, “Okul şarkılarını ya da türkülerimizi çalarken bir taraftan da söyleyebilmenin verdiği büyük haz bu çalgıyla müzik eğitimi almış olan kuşağın çok uzaklarda kalmış anıları arasında önemli yer tutmaktadır” der.
Peki, bu anıları canlandırmak mümkün mü? Hem de nasıl ve şu anda Türkiye’de pek çok değişik derecelerdeki okullarda mandolin çalan öğretmenler, öğrenciler bulunuyor. Kurdukları topluluklar konserler veriyorlar.
Yaygın biçimde temel müzik eğitim aracı olarak kullanılan Köy Enstitüleri’nde, daha sonra yüksek öğretmen okullarında okuyan şimdi emekli olmuş öğretmenler “1. Mandolin Kuşağı”nı oluşturuyor. İşte bu kuşağın mensupları, onların çocukları, torunları ve sürdürümcüleri bir süredir “mandolin ruhu”nu canlandırmak için çaba gösteriyor.
BİR VİRTÜOZ: Dr. BÜLENT YAZICI
Mandolin toplulukları, kursları daha çok “yerel” bağlamda kaldıkları için Türkiye müzik camiasının çok fazla dikkati çekmiyor olabilir. Uluslararası alanda Avi Avital, ulusal alanda aslında bir nükleer tıp uzmanı olan Dr. Bülent Yazıcı, profesyonel anlamda ülkemizdeki devlet orkestralarından davet alan, konçerto seslendiren virtüoz sanatçılar. İkisi de mandolin repertuarının canlandırılıp genişletilmesi için çaba sarfediyor. Avi Avital için yazılmış yeni mandolin konçertoları ve parçaları var, çağdaş besteciler tarafından…
Anıların canlanıp, müzik camiasına mandolin çalgısını anımsatan, en azından kendi yerelliklerinde kalmış toplulukları bir araya getiren girişimi, Köy Enstitüleri geleneğinden gelen Gazi Eğitim Müzik Bölümü’nden emekli eğitimciler yaptı. Onlardan başında Serpil Dindar Özyüksel yer alıyordu.
Kepirtepe Köy Enstitülü bir ailenin çocuğu olarak, daha okula başlamadan annesinden mandolin çalmayı öğrenmeye başlamış, giderek kendine meslek olarak müzik eğitimciliğini seçmiş olan Özyüksel’in kızı Gözde Özyüksel Ersil de Köy Enstitülerinde Sanat başlıklı yüksek lisans tezini hazırlarken görüştüğü her Köy Enstitülünün evinde bir mandolin bulunduğunu gözlemişti. Serpil Özyüksel ve erkek kardeşi Diş Hekimi Prof. Dr. Seçkin Dindar, babalarının önerisiyle İstanbul’da bir mandolin festivali düzenlemeye karar verip ön hazırlıkları tamamlamışlardı ki, pandemi patlak verdi.
ÇİLDEN’İN ANISINA…
Ama Özyüksel, Gazili arkadaşlarıyla festival fikrini 6-7 Nisan 2024’te Ankara’da yaşama geçirdi. En büyük destekçilerinden biri, kendi mandolin gruplarının üyesi, aslında keman profesörü olan Şeyda Çilden’di. Onlara , CSO’nun viyolonsel grubu’ndan emekli, Gazi’de orkestralar kurup yönetmiş Şinasi Çilden de destek veriyor, mandolin ve grupları için çeşitli beste ve düzenlemeler hazırlıyordu.
İlk festivalde Musa Göçmen Senfoni Orkestrası Konser Salonu’nda Türkiye’nin değişik yörelerinden tam 150 mandolinci bir araya geldi. Kuzey Makedonya’dan gelen bir topluluk bile vardı. İlkinden edindikleri deneyim ve Çankaya Belediyesi’nin destekçiliği üstlenmesiyle çok daha geniş katılımcıyla 15-16 Mart 2025’te 2. Ankara Mandolin Festivali’ni düzenlediler. Sahneye çıkan mandolinci sayısı 237 idi. Ama ne yazık ki bu kez Şinasi Çilden aralarında yoktu, geçirdiği rahatsızlık sonrası cerrahi müdahale sırasında yaşanan bir talihsizlik nedeniyle yaşamını yitirmişti. Ama eşi Şeyda Çilden elinde mandolini Gazi Mandolin Grubu içinde yerini almıştı. İkinci festival Şinasi Çilden’in anısına adandı.
GRUPLARIN ÇEŞİTLİLİĞİ
Türkiye’nin değişik yöreleri deyip de, bu festivallere katılan grupları yazmamak olmaz. Okuyunca sizler de mutlaka hayret edecek ve sempati duyacaksınız:
Mersin Mandolin Topluluğu
Gazi Mandolin Grubu
Ankara Salih Alptekin İlköğretim Okulu Mandolin Topluluğu
Ankara Gazi Mandolin Grubu, Polifonija String, Bülent Yazıcı - Beste Tanağardıgil Duo, Sinop Mandolin Duo, Mersin Mandolin Topluluğu, Ankara Mandolin Duo, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi İzmir Mandolin Orkestrası, Mandolinata İstanbul, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Genel Merkez Mandolin Orkestrası, Zübeyde Kırlı - Kaan Kahraman Duo, Selim Altınok - Onur Yılmaz Mandolin Gitar İkilisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi TOBAV Mandolin Orkestrası, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Antalya Şubesi Mandolin Topluluğu, Mandos, Ankara Çankaya Salih Alptekin Ortaokulu Mandolin Grubu ve Korosu, Polifonija String, Bayraklı Belediyesi TOBAV Mandolin Orkestrası, Denizli Demandos Mandolin Grubu, Aydın Mandolin Grubu, Kuzey Makedonya Üsküp Mandolin Orkestrası, Ankara Gazi Mandolin / Vokal Grubu, Kayseri Güzel Sanatlar Lisesi Mandolin/Gitar Düo, Nigah Ertekin-Aydın Yavaş Duo (Eskişehir), İzmir Yeni Kuşak Köy Ens. Der. (YKKED) Merkez Şubesi Mandolin Orkestrası, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Mandolin Orkestrası, Mualla Ayözcan, Mersin YKKED Mandolin Grubu, Bursa YKKED Hasan Âli Yücel Mandolin Orkestrası, YKKED Ankara Şubesi Mandolin Birliği, Sumru Ağıryürüyen - Orçun Baştürk, Esintiler Mandolin Grubu, Ankara Mandolin / Piyano Duo.
Bu toplulukların çoğu ikinci festivalde de yerlerini aldı. Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği’nin, değişik kentlerdeki şubeleriyle mandolin çalışmalarında hayli gayretli olduğu anlaşılıyor.
Katılımcılar arasında en dikkati çekici olanlardan biri Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü Dr. Öğretim Görevlisi Zhanna Aktürk’ün kurduğu topluluk. Kendisinin virtüoz bir solist olarak yer aldığı topluluk öğretmenler ve öğrencilerden oluşuyor ve gitgide tanınırlığını arttırıyor. Şu anda Türkiye’de “müzik öğretmenliği” adını taşıyan tek bölüm burası.
Makedonya Polifonia Mandolin Topluluğu
GELECEK HAYALLERİ
Serpil Dindar Özyüksel’e 3. Festival için planlarını sordum:
“Gelecek yıl sponsor desteğimiz devam ederse yurt dışından gelmek isteyen mandolinistleri de konuk etmek istiyoruz. Festivale giderek artan ilgi Mandolini şahane tınısıyla yeniden eğitim hayatına sokmak, mandolin çalışmalarını sürdüren grupların müziklerini dinlemek, yeni repertuarlar oluşturmak ve Ankara'mıza uluslararası bir festival kazandırma düşüncesi oluşturdu. Önceleri tek başıma bir kez yapabilirim diye düşünürken gösterilen ilgi ve katılımcıların coşkusuyla cok ta uzak bir hayal gibi gelmiyor” .
Kurumsal ve kişisel destekler sürerse, özellikle de kültür-sanat etkinliklerine yer veren Belediyeler, işin eğitim boyutunu da dikkate alarak eğilirlerse, mandolinin yaygınlaşmasının yeniden sağlanacağını görebiliriz.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
Bu yazı Konser Arkası Dijital Dergisi'nin Mayis 2025 sayısında yayımlanmıştır.