İspanya denilince akla hemen renklerden kırmızı, hayvanlardan boğa, çalgılardan gitar, danslardan flamenko gelir. Üstad Yahya Kemal ne demiş?
“Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı...
Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı...”
Bizim kentlimizin de İspanyol kültürüne ve köylü müziğine sevgisi vardır. Nitekim, Bilkent Senfoni Orkestrası 10 Şubat 2017 akşamı konserinin başlığını “İspanyol Ateşi” koyunca, biletler günler öncesinden tükenmiş, popüler müzik dinleyicisini de gişeye yöneltmişti.
Bu başlık, konserin ilk bölümünü doğrusu iyi tanımlıyordu. İspanyol asıllı Fransız besteci, kemancı Eduard Lalo'nun (1823-1892) İspanyol Senfonisi, bu ülkenin ruhunu damıtarak dinleyiciye sunan başlıca eserlerden biriydi. İspanyol kemancı Leticia Moreno (d. 1985) tipi ve üzerine tam oturan kırmızı elbisesiyle, daha çalmadan kökeninin özelliklerini yansıtıyordu.
Lalo, iki keman konçertosunu da yakın arkadaşı, dönemin virtüoz kemancısı Pablo de Sarasate için yazmıştı. Bilkent'teki seslendirmenin özelliği, genellikle çalınmayan 3. bölüm intermezzonun da seslendirilmesi oldu.
Lirik, halk danslarının dokularıyla örülü İspanyol Senfonisi'ni Leticia Moreno, iyi bir kemancı olduğunu kanıtlayarak seslendirdi. Teknik ve müzikal bakımdan yeterli bir izlenim bırakan Moreno, ülkesini anlatan bir eserin sorumluluğunu da yüreğinde hissetmiş olmalıydı. Ancak, dinleyicinin büyük bölümü inatla, programda nerede alkışlanacağı işaretli olmasına rağmen her bölüm sonunda alkışı basmasının yoğunlaşmasını ve hissiyatını nasıl etkilediğini bilemem. Aynı durum genç Fransız şef Victor Aviat (d. 1982) için de geçerli olabilir. Profesyonellerin çoğu, bu bölüm arası alkışlardan pek etkilenmeseler de gittikleri ülkenin dinleyicisi hakkında bir hükme varırlar. Hâttâ aralarından alay edenler bile çıkar. Bazıları bunu tuhaf gülümsemelerle dinleyiciye de hissettirmeye çalışırlar. Bazı deneyimli şefler ellerini kaldırıp “Kesin alkışı” işareti yaparlar. Hem solist, hem şef Ankara'da ilk kez konser verdiler. Ne düşündüler bilemem!
Leticia Moreno, bölüm arası alkışlar için olmasa da, eser sonunda doğal olarak daha coşkulu ve herkesin katıldığı alkış karşısında dinleyiciyi gene ülkesinden bir bis parçasıyla ödüllendirdi. Konuk arpist Mehmet Şeker'le Manuel de Falla'nın “Siete Canciones Espenolas” başlıklı eserinden bir halk şarkısını hazırlamışlardı. Üç gece önce Trio Anka'dan dinlediğimiz bu parçayı bu kez keman-arp ile dinlemek doğrusu hoşuma gitti. Moreno bu lirik parçayı âdeta ruhumuza yumuşak biçimde akıtıverdi. Sanatçının kendisine tahsis edilmiş bir Pietro Guarneri (1679) kemanla çaldığını sanıyorduk , bu bir internet ansiklopedisi bilgisiydi. Ama sanatçının menecerliğini üstlenen Harrison§Parrot'daki sayfasında artık kemanının 1762 bir Nicolò Gagliano olduğu belirtiliyor.
Konserin ikinci yarısında Mozart'ın son senfonisi olan ve başyapıtları arasında önemli yer tutan Do majör 41. Senfonisini dinledik. 1787'de İngiliz yayıncıların eserin görkemi nedeniyle “Jüpiter” adını verdiği, ilk ve final bölümlerinin adına ilham olan dengeli görkemi yansıtırken ortadaki iki bölümün ezgisel zenginlikle dinleyiciyi kavradığı ünlü senfoni... Doğal olarak kadro küçülmüştü. Şef Victor Aviat, deneyimli orkestrayla eserin gereklerini yerine getirdi.
Şefik Kahramankaptan
10 Şubat 2017