Mikrotonların, yarım ve çeyrek seslerin kolaylıkla çıkarılabildiği geleneksel Doğu çalgılarından “kanun” ile, Batı'nın 12 ton esaslı tampere sisteminin çalgısı “piyano” birbiriyle uyuşur mu? Bu soruya, Batı ve Doğu kökenli çalgıların bir arada kullanılmasına, geleneksel makamsal bestelerin Batı çalgılarıyla ya da karma topluluklarca çalınmak üzere düzenlenmesine karşı çıkanlar, peşinen “Hayır” cevabını yapıştırırlar. Oysa kanun ve piyanonun nasıl birbiriyle uyumlu, birbirini tamamlayıcı biçimde kullanılabilip, ortaya çıkan müziğin zevkle dinlenebileceğini kanıtlayan güzel örnekler var.
Kanunî Esra Berkman (d.1980), İstanbul'da 2008 yılında kurduğu Kanun Piyano İkilisi'ni, bir süredir Eskişehir merkezli olarak piyanist Lilian Tonella Tüzün (d. 1976) ile sürdürüyor. Berkman Türk kanun repertuarı yanında, Ermeni kanun repertuarını da iyi bilen, bu konuda uzmanlaşmış, akademik derecelerini almış bir isim. Aralık 2013'te, Kanun ve Piyano İkilisi olarak Haçatur Avetisyan’ın eserlerinden oluşan “Uyanış” adlı solo albümü bulunuyor. Şimdi, Lilian Tonella Tüzün'le Türk bestecilerinin bu ikili için özel olarak yazdıkları eserleri kayıt altına alıyor.
Bu ikili, 3 Mart 2020 gecesi, Erimtan Salı Konserleri'nde sahneye çıkarak, kanunun bir solist çalgı olarak hem Türk besteciler tarafından nasıl ele alındığını, hem de icra sırasında nasıl ustalıkla kullanılabildiğini gösterdi.
İlk olarak Onur Türkmen'in (d.1972) “Kanun ve Piyano için Anımsamalar” başlıklı yapıtını seslendirdiler. Bu parçanın öne konulmasının nedeni, piyanonun ses çubuklarına bant yapıştırılarak önceden hazırlık yapılması gereğiydi. Bu “yeni müzik” örneği parçada iki çalgının birbirini nasıl desteklediğini ve kanunun bilindik alaturka taksim ve eşlikçiliği dışında nasıl kullanılabildiğini duyanlar, merakla Haçatur Avetisyan'ın 2 No'lu Kanun Konçertosu için kulak kesildiler.
Berlin ve Moskova'daki beste yarışmalarında altın madalya ile ödüllendirilmiş, Erivan Konservatuvarı Kompozisyon Bölümü mezunu, Ermenistan'ın önemli bestecisi Haçatur Avetisyan (1926-1996), klasik konçerto kalıbı içinde hızlı-yavaş-hızlı formatındaki yapıtında, özellikle lirik ikinci bölümdeki kadansta Emeni folkloründen esintilere de yer vermişti. Aslını orkestra eşlikli olarak yazan, piyano transkripsiyonunu da kendisi yapan bestecinin konçertosunu, ikili pırıl pırıl tınılarla seslendirerek dinleyiciden büyük alkış aldı.
Sonraki eseri, Brezilya asıllı, Moskova Çaykovski Devlet Konservatuvarı mezunu Lilian Tonella Tüzün hoş vurgulu Türkçesiyle duyurdu. Semih Korucu'nun (d. 1965) “Melioristik Etüdler” başlıklı dört etüdünü dinleyecektik. Korucu, Mersin Devlet Konservatuvarı'nda kompozisyon bölümü öğretim üyesi. “Sarsılmazlar İçin Müzik” başlıklı yaylılar için yapıtı hayli etkileyici ve çeşitli orkestralar tarafından seslendirilerek kayıt altına alındı. Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı'ndan Cengiz Tanç'ın (1933 - 1997) öğrencisi olan Korucu'nun “Sema” başlıklı Viyola, Trompet ve Orkestra için eseri de kaydedilmiş eserleri arasında:
https://www.opus3a.com/u/rusen-gunes-semada-empati-cd/1100d662bd5194dbb50fe8c110b75f8a
Korucu, geliştirdiği kendine özgü besteleme üslubu içinde kanun ile piyanonun nasıl “uyumlu” ve çağdaş müzikte birarada kullanılabilecek iki çalgı olabildiğini gösterir dört etüd bestelemişti. Etüdlerin adları da ilginç mesajlar içeriyordu:
Durağan Olan & Ötekine Kapalı Olan
Geçirgen Olan & Farklı Olanların Uyumu
Birarada ama Ayrı Yürünen Yollar & Ben ve Öteki
Diyalektik Dönüşümler
İkili, bu etüdlerin içerdiği teknik güçlükleri de ustalıklarıyla aşarak, bu kez Tolga Zafer Özdemir'in (d. 1975) daha önce bestelediği “Likya Dede Balesi”nden kanun ve piyano için düzenlediği dört Fragman'ı seslendirdi. Özdemir'in Anadolu folkloründen esintiler de içeren Fragmanlar'ı “Karşılama / Aganta Burina Burinata / Cem / Prulliyaş” başlıklarını taşıyordu.
Son iki eser hakkında Esra Berkman kısa bilgi verdi. Enis Gümüş'ün (d.1982), Teke yöresinin “Başına Bağlamış Astar'dan” türküsündeki motifi kullanarak yaptığı bestenin makamsal özellikler de taşıdığını söyledi. Enis Gümüş'ün, halk müziğinden hareketle başladığı müzik serüveninde, Hollanda'daki konservatuvar eğitimiyle “yeni müzik” olgusuna yöneldiğini biliyoruz. Nitekim, bu kanun-piyano özgün eseri de tipik “yeni müzik” özellikleri taşıyordu. İçindeki makamsallıkla, türkü motifini ancak bir uzman fark edebilirdi.
Son yapıt, gene Hollanda konservatuvar eğitimli Uğraş Durmuş'un (d. 1878) “Haliç'te No:8” başlıklı parçasıydı. Durmuş, Haliç izlenimlerini konu alan bir dizi parçayı farklı enstrümanlar için bestelemiş, dizinin 2 ve 8 numaralarını kanun-piyano ikilisi için yazmıştı. Dinlediğimiz parçada, Haliç'in tarihsel gelişim içindeki ticarî ve endüstriyel yapısı, kültürel anlamdaki kozmopolitliği, üç dine ait ibadet yapılarını bulundurması gibi saptamalara göndermelerde bulunuyordu. Bir tür “programlı yeni müzik” örneği olarak nitelendirilebilecek yapıtta, besteci kanunu yer yer agresif sayılabilecek biçimde kullanmış, ayrıca her iki icracıya sesleriyle katılım görevi de vermişti. Böylece farklı ilahilerden esintiler de duyar gibi olduk.
Dinleyici tüm yapıtları ilgiyle izledi ve içtenlikle alkışladı. Bu sıcak beğeniye karşılık olarak İkili, Semih Korucu'nun bestesi “Ninni”yi seslendirdi. Fuayede kutlamaları kabul ederlerken, iki icracı da memnundu. Ülkedeki gündem ve ortamın da etkisiyle olsa gerek, salonun tam dolu olmamasına karşın, gelen dinleyicinin ilgisi, özel teşekkürleri sanatçılara, tıpkı özel besteler gibi, özel ödüller olarak yöneldi. Aslında aldıkları alkışın yarısı kendilerine ise, diğer yarısı da Kanun-Piyano İkilisi'nin sürekliliğini sağlayacak yaratıları ortaya çıkaran bestecilereydi.
Her ikisi de Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda doçent ünvanıyla öğretim üyesi olan, çok sevdikleri müziğin gelişimine kurdukları veya katıldıkları başka topluluklarla da katkıda bulunan Esra Berkman ile Lilian Tonella Tüzün'ü kutlarken, bestecilerimizin de İkili için yeni parçalar yazmalarını diliyorum.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
5 Mart 2020, Ankara