20. yüzyıl klasik büyük piyanistler kuşağının sürdürümcüleri ile Rus ekolü piyanistlerin büyük çoğunluğu, işlerini ciddiyetle yaparlar, piyano başında kendisinin ve dinleyicinin yoğunlaşmasını bozacak hareketlere, mimiklere başvurmazlar. İşte böyle bir piyanisti, Andrey Pisarev'i (d. 1962) 21 Kasım 2019 gecesi, şef Cemi'i Can Deliorman yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde dinledik. Pisarev, Rus piyano müziğinin en tanınmışı olan, etkileyici girişi Avrupa futbol turnuvalarına açılış müziği seçilmiş Peter İliç Çaykovski'nin (1840-1893) Si bemol minör tonalitedeki Op.23 No.1 Piyano Konçertosunu seslendirdi.
Lafı gereksiz yere uzatmadan, attığı her adımı anlatan ayrıntılara girmeden, sadece vurucu noktaları alarak oluşturduğu kısa biyografisinden önemli yarışmalar kazandığını öğrendiğimiz Pisarev, aynı zamanda Moskova Çaykovski Devlet Konservatuvarı'nın hocaları arasında yer alıyor. Dinleyiciye sunduğu tebessümü bile ölçülü olan Rus piyanist, konçertoyu ciddiyetle seslendirdi. Salonda “tuhaf” diyebileceğimiz bir dinleyici kitlesi vardı. Salonun arkalarından sanki onlarca pet şişe gıcırdatılıyor, üçüncü sıradan bir hanımefendi cep telefonunun aydınlatma ünitesini sahneye tutuyordu. Aralarındaki konuşmalardan çoğunun ilk kez CSO salonuna bir konser dinlemeye geldikleri anlaşılıyordu. İlk anlarda seslere ve ışığa küçük bir baş hareketiyle tepki vererek tedirginliğini belli eden Pisarev, her arada vurulan alkışlarda ise soğukkanlılığını koruyarak bekledi. Sağlam ve ciddi bir piyanisti dinlemenin mutluluğunu yaşadık.
Konserin ikinci yarısında Ulvi Cemal Erkin'in (1906-1972) 1958'de tamamladığı 2. Senfoni'sini dinledik. Birinci bölümde halk müziklerimizden esinli, ikinci bölümde mistik bir makamsallıkla “salavat” temasının işlenip çeşitlendirildiği eserin üçüncü bölümü ise, bestecinin 1948'de yazdığı Köçekçe Dans Rapsodisi'nin bazı yerlerini aynen alarak on yıl sonra yaptığı yeni bir versiyonudur. Orkestra özellikle ikinci bölümün girişi ve sonundaki viyolonsel ve keman gruplarının duyarlı icrası, eserin bütününde Orçun Civelek'in klarnet, Eskişehir'den takviye gelen Serkan Altınok'un obua, Çağlayan Barbaros'un flüt, Cem Sevgi'nin trompetteki iyi etkinlikleriyle dikkati çekti. Geniş kadro gerektiren eser için takviyelerin bir bölümü Eskişehir BBSO'dan, bir bölümü Ankara Devlet Konservatuvarı'ndan sağlanmıştı.
Eserin finalinden sonra şef Deliorman dinleyiciye hitaben, bu haftaki konserlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle öğretmenlere adandığını söyledi. Böylece arada ve konser öncesi sahne önünde ve fuayede bolca grup resmi çektirenlerin konuk öğretmenler olduğunu öğrenmiş olduk.
Bir bakanlık yetkilisi ile Ankara İl Milli Eğitim Müdürü de, eserde pikolo çalan orkestra müdürü Altan Kalmukoğlu'na sahnede bir plaket ve çiçek sunarak CSO'ya teşekkür ettiler.
CSO, bu konserleri öğretmenlere adayarak eğitime verdiği önemi göstermiş oldu. Ama CSO'nun da gelen dinleyiciyi eğitme görevi var. Konser âdabı ve her arada, her duraksamada alkışın önlenebilmesi için tek çare, her konser öncesi sahneye yönetimden bir görevlinin çıkarak, dinleyicinin ellerindeki programı nasıl okuması gerektiği, alkışın nerede yapılmasının doğru olduğu yolunda kısa bir açıklamada bulunması, yeni dinleyiciler ve gençler için çok eğitici olacaktır. Bu eğitim etkinliğinin programa yazarak, alkış resmi koyarak veya anonsla halledilmesi mümkün gözükmüyor, çünkü dinleyici okumaktan ve anons dinlemekten hayli uzak. Ama sahneye bir görevlinin çıkıp, dinleyici sessizleştiğinde konuyu açıklaması yararlı olacaktır.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
21 Kasım 2019, Ankara