Yukarıdaki başlığı, okurlarımız için pek bir anlam taşımadığını bile bile oturttum oraya.
Kimdir bu Frau Sonsuz? Özetle söyleyeyim:
“Bizden biri”dir.
Bilindiği gibi “Frau”, Almanca “Bayan” demektir. Bayan Sonsuz, Ankara’nın değerli bir aydını olan rahmetli Ergun Sonsuz’un eşiydi ve Alman asıllı bir demokrat olarak Alman Büyükelçiliğinde kültür işlerinden sorumlu üst düzey diplomat(lar)ın sekreterliğini yapardı. “Sekreter” diye yazınca, bizde anlaşıldığı gibi “telefonlara da bakan daktilocu kız” sanmayın! Frau Sonsuz, yıllar içinde değişen kültür işlerindeki o üst düzey diplomatın “başyardımcısı” niteliğinde bir görevliydi. Hiçbir eksiği olmadığı gibi, fazlası vardı onun: Çünkü Ankara’nın aydınlarını, sanatçılarını genellikle tanır, onlarla dostluklar kurardı.
Ankara’nın aydınları olarak biz, Frau Sonsuz’u yıllar içinde yakından tanıdık. Onun sağlam bir insan olduğunu hep hissetmişizdir. Bu tür “hissetmeler”in, bireysel olmaktan çok, “toplumsal” olduğunu da belirtmeliyim. O, özellikle 12 Eylül darbesinde, gerçek bir Avrupalı demokrat olarak birçok arkadaşımıza yardım etmeye çalıştı. Frau Sonsuz’un “toplumsal” ve “insan” tarafının ne denli güçlü olduğunu özellikle 12 Eylül’de hepimiz derinden hissettik.
*
1977-83 yılları arasında arkadaşlarımla, “Türkiye Yazıları” adlı edebiyat dergisini çıkarıyorduk. 12 Eylül darbesi gelince dergi olarak istifimizi bozmadık, edebiyatımızın geleneksel özelliği olan “ilerici” kavrayışımızı sürdürdük. Oysa darbeciler, edebiyatçılara sataşmaya kadar vardırdılar işi. Birçok yazar gibi, dergimizden de bir şair arkadaşımızı hiç yoktan hapse attılar.
Derginin sahibi ve yazı işleri müdürü olarak elimden ne gelebilirdi?
“Vay sen misin bu haini, bu alçağı savunan? Senin de paçanı alırız aşağı!” diyecekleri açıktı.
Darbeci uşaklarının gücü bize yetiyordu, ama Avrupa devletlerinden çekinirlerdi.
İnsancıl yaklaşımına güvendiğim Frau Sonsuz’a şair arkadaşımız konusunu çekinmeden açtım.
İçini çekti, “Bir bakalım..” dedi, “şairler için denemeye değer…”
Birkaç hafta sonra, şair arkadaşımız tahliye edildi.
*
Frau Sonsuz artık yok. Koruyucu meleğimiz artık yok!
Şimdi kendimizi öksüz kalmış gibi hissediyoruz…