Klâsik Keyifler Müzik Derneği’nin geçtiğimiz yıl başlattığı Müze Konserleri serisinin Evliyagil Müzesinde Baroque & Modern üst başlığı altında 2018/2019 sezonu konserleri dizisinin üçüncüsü, 28 Aralık akşamı Müze’de yapıldı. Esrarengiz Sonatlar başlığını taşıyan konserde kemancı Önder Baloğlu ve KK Barok (klâvsende İklim Tamkan ile viyolonselde Gökhan Bağcı) 17. Yüzyılın en ünlü keman virtüozlarından ve Alman Barok keman ekolünün kurucularından Heinrich Ignaz Franz Biber’in (1644-1704) Tespih Sonatları’ndan (On tanelik, onbeş bölümden oluşan büyük tespih çekilirken yapılan duaya atfen) altısını icra ettiler ve nihayetinde Önder Baloğlu Sonatlar’ı tamamlayan, keman solonun zirvelerinden Passacaglia ile konseri taçlandırdı.
Hazreti Meryem ile Hazreti İsa’nın yaşamının öne çıkan 15 evresini tasvir eden Tespih Duası esas alınarak, solo keman ve sürekli bas için bestelenmiş 15 sonat, bestecisinin en ünlü, zorlu, keman dağarcığının anıtsal yapıtlarından. Bu sonatları özel kılan, bir olay anlatımından öteye götüren, sonatların her biri için Biber’in farklı bir akort düşünmüş olması. Bu da sonatların her birinden farklı bir tını yansımasını sağlıyor; dinleyicide her sonatta farklı bir keman duyduğu algısı yaratıyor. Renkli, sürprizlerle, yaratıcılıklarla dolu bu sonat seçkisini başarıyla icra eden kemancı Önder Baloğlu’ndan daha önce söz etmiştik (Bkz. Tarihî Mekânlarda Konser yazımız.); Klasik Keyifler program koordinatörü, Düsseldorf-Duisburg Alman Ren Operası ve Duisburg Filarmoni Orkestrası’nda başkemancı olmanın yanı sıra, çok sayıda “şapkası” olan bir sanatçı.
Kendisine tahsis edilen Raffaele & Antonio Gagliano (1850, Napoli) kardeşlerin yapımı kemanla çalıyor. Konserlerde çalınmasına pek de rastlamadığımız bu zor sonatlar hakkında aydınlatıcı bilgiler veren Baloğlu ile arkadaşlarını kutlamak gerek, bu eserleri bizlere dinlettikleri için. Güzel bir oluşum, iyi bir birliktelik, iyi bir akustiğe sahip güzel bir ortam, insanı dış dünyanın olumsuz havasından kopartıyor.
Klâsik Keyifler’in Müze Evliyagil’de düzenlediği bir sonraki konser 4 Şubat 2019 tarihinde. Çağdaş müzik icralarıyla ünlü Arditti Quartet ve büyük şef ve besteci Pierre Boulez tarafından kurulan Ensemble Intercontemporain ile birlikte çalmış; bugün çağdaş oda müziğinin önemli bestecilerinden biri olarak eserleri dünya çapında icra edilen, aynı zamanda doğaçlama ustası bir müzisyen olan Garth Knox ve genç Hollanda’lı kemancı Diamanda La Berge Dramm’ın konseri olacak bu.
İzlemeye devam ediyoruz.
Genç müzisyenlerin küçük mekânlarda verdikleri konserlerin, resitallerin çoğalması insana umut veriyor, mutluluk veriyor. Onun da ötesinde, bilmediğimiz, dinlemediğimiz eserleri dinleme fırsatını elde ediyoruz. 29 Aralık günü Satranç Müzesi’nde, yılın son konserinde dinlemeye pek de alışık olmadığımız bir çalgı ikilisinden, klarinet-piyano ikilisinden bir konser dinledik. H.Ü. Ankara Devlet Konservatuarı mezunu ve mensubu olan Tolga Yüksel (klârinet) ve aynı Konservatuardan mezun olduktan sonra, Moskova Konservatuarı’nda eğitimine devam eden; şimdi yurtiçi, yurtdışında konserler vermekte olan Cem Babacan (piyano) dinleyicilere klârinet-piyano ikilisi için bestelenmiş eserlerle, uyarlamalardan bir seçki hazırlamışlardı.
Debussy’nin piyano için bestelediği Arabesque (1 No.lu) adlı, flüt ve piyano için uyarlamasını bildiğimiz eserinin klârinet ve piyano için sürümünü keşfetmek ilginç, aynı zamanda zevkliydi. İki müzisyen ayrıca Piazzola’nın Café 1930; Fransız besteci Eugène Bozza’nın alto saksafon ve piyano için bestelenmiş Aria; Turgay Erdener’in Azeri halk türküsü Aygız; Amerikalı besteci John Willaims’ın Terminator filminden Victor Navorski’nin Öyküsü; George Gershwin’in Çılgın Kız müzikalinden I Got Rythm adlı eserlerin uyarlamalarını icra ettiler. Macar besteci (1937) Béla Kovacs’ın, Yahudi asıllı Arjantinli klârinetçi Giora Feidman için bestelediği Sholem-alekhem, rov Feidman adlı, içli bir temaya sahip eseriyle konserlerini sonlandırdılar. Tolga Yüksel arada klârinetini bırakarak, soprano saksafon ile Piazzolla’nın ünlü Oblivion’unu, Cem Babacan eşliğinde çaldı.
Konserlerin çoğalması ister istemez, çakışmaların olmasına yol açıyor. Aynı gün, az çok aynı saatlerde, Cem Önertürk (flüt), Yağmur Soydemir (flüt) ve Tayfun İlhan’ın (piyano) konseri de bizim için böyle bir çakışmaya kurban gitti.
Gençlere devam derken, kapılarını onlara açmış olan küçük, büyük salon yöneticilerine de devam, diyor, yenilerinin açılmasını da ayrıca bekliyoruz.
AYŞE ÖKTEM
2 Ocak 2019