Geçtiğimiz haftalarda Diva üzerinde düşünürken 20. yüzyılda öne çıkan iki Diva’dan söz etmiş, Renata Tebaldi’yi bu kategoride ön plana almamış; daha doğrusu Diva denilince ilk akla gelen isimler arasında saymamıştık. Oysa kişisel olarak düşündüğümüzde, Tebaldi’nin genel tanıma çok uymasa da (skandallar, kaprisler, vs.), sesi, duruşu, görüntüsüyle gerçek bir Diva’dan farklı olmadığını düşünmüşüzdür hep.
Renata Tebaldi de, Maria Callas gibi kayıt şirketlerine sadık bir sanatçıydı ve bir “Liu” haricinde, tüm kayıtları Decca firmasından piyasaya çıkmıştı. Maria Callas’ın geçtiğimiz aylarda piyasaya sürülen ve Ahmet Makal imzasıyla Andante dergisinin Aralık sayısında dikkatimize sunulan 69 CD’lik setine (EMI) benzer bir seti Decca, “Melek Sesli Renata Tebaldi” adı altında, 66 CD ile piyasaya sundu. Yükseliş yıllarından, son dönemlerine kadar yaptığı bu kayıtlar Tebaldi’nin kendisine yakıştırılan “melek sesli” sıfatını ne kadar güzel taşıdığını hatırlatıyor.
Maria Callas ve Renata Tebaldi fanatiklerini karşı karşıya getirme gayreti mi? Kanımızca kesinlikle hayır. Aslında iki büyük ismi rakip görme çabası biraz da medyanın işiydi. Renata Tebaldi Callas’a göre daha mütevazıydı. Tebaldi de, Callas gibi, ama farklı biçimde 1944 yılından, Paris’te 1974 yılında verdiği son konserine kadar sahnelere hâkim olmuştu. Callas ile yaşadığı ve daha çok sansasyon meraklısı gazetelere konu olan polemik bir kenara bırakıldığında, Renata Tebaldi tartışmasız opera tarihinin en değerli kişilerinden biriydi.
Sahnesini paylaştığı gibi, çok sayıda eseri de birlikte kaydettiği Mario del Monaco’nun ideal partnerlerinden olan ünlü soprano, uluslararası şanını skandallarla değil, rengi itibariyle istisnai sayılabilecek özelliklere sahip lirico spinto soprano sesinin güzelliği; berraklığı ve yoğunluğuyla kazanmıştı. Tebaldi’ye “melek sesli” sıfatını hocası Carmen Melis takmıştı; savaş sırasında yıkılmış olan La Scala operasının 11 Mayıs 1946 tarihinde yeniden açılışı vesilesiyle verilen konser için Toscanini’yi 24 yaşındaki gencecik Tebaldi’yi seçmeye iten de bu melek ses olmuştu.
Renata Tebaldi’nin geniş bir repertuarı vardı. Puccini, Verdi, Rossini, Cilea, Ponchielli, Wagner, Catalani. Adriana Lecouvreur en sevdiği rollerden biriydi. Bizim gönlümüzde ise, kanımca son derece vasat bir opera olan La Wally’nin adının hatırda kalmasını sağlayan ünlü "Ebben ? ne andrò lontana” aryasındaki yorumuyla taht kurmuştur. Bununla beraber Mimi, Minnie (La Fanciulla del West), Aida, Elisabetta (Don Carlo), Madeleine (André Chénier), Desdemona unutulmaz rolleriydi.
Biyografilerde kendine karşı acımasız; daima sade ve gösterişsiz; kararlı ve ciddi bir karaktere sahip olduğu belirtilen Renata Tebaldi hala savaş sonrası dönemin en büyük sopranolarından; verismonun en saf temsilcilerinden biri olarak anılmakta. Renata Tebaldi’yi daha da tanımak için bu yeni set büyük fırsat. Ahmet Makal Hocamız gibi elimizde kayıtlarının bir kısmı bulunsa da, çeşitli resitalleri, komple operaları ve hatta Noel şarkıları için fırsatı değerlendireceğe benzeriz.