Mozarthaus bu yıl resital, oda müziği, şan konserlerine pupa yelken devam ediyor. 6ncı yılını kutlayan 30 sandalyeli küçük salon sadece Ankara değil, İstanbul, İzmir gibi büyük illerden de müzisyenleri ağırlıyor. Son olarak piyanist Jerfi Aji’den Yüzyıl Dönümünde Paris’ten Esintiler başlığı altında, 19. Yüzyıl ile 20. Yüzyıl arasında Paris’te yaşamış üç önemli besteciden kısa ama tarzlarını, kişiliklerini güzel yansıtan eserlerden oluşan bir resital dinledik.
İstanbul’da yaşayan Jerfi Aji her bir eserden önce kısa açıklamalarla, bu çok tutarlı ve dengeli program içeriği hakkında bilgiler verdi. Fransız besteci Maurice Ravel’in Ölü Bir Prenses için Pavan başlıklı eseriyle başlayan resital, aynı bestecinin fa diyez minör Sonatin’iyle devam etti. Pavan çok duygusal, çok ağır tempolu bir küçük yapıt ( yaklaşık 6 dakika) ; onu izleyen Sonatin ise, orta hızdaki ilk bölüm (Modéré) dâhil, daha hareketli, kıpırtılı. Son bölüm ise virtüozite istiyor. Her iki eserde de Aji yumuşak tuşesiyle Fransız ekolünün tüy gibi hafiflik, berraklık isteyen tarzını güzel yansıttı. İkinci eser bu dönemin bir başka önemli bestecisi, Claude Debussy’nin Basma Resimler (Estampes) adlı yapıtıydı. Debussy’nin ünlü senfonik eseri Deniz ile aynı zamanda bestelenen ve Uzak Doğu’dan Batı dünyasına renklerle süslü, Pagodalar, Granada’da Akşam ve Yağmurda Bahçeler başlığını verdiği üç kısa alt bölümden oluşan eseri de zarif, renkli, tabloların imgelerini çok iyi yansıtmak suretiyle çaldı. Debussy’den çaldığı son eser, L’Isle Joyeuse bestecinin Rokoko döneminin ünlü Fransız ressamlarından Antoine Watteau’nun bir tablosundan esinlenerek yarattığı bir eser. Güç bir yapıt. Güzel yorumlandı.
Son olarak, Paris’te uzun zaman geçirmiş, orada dostluklar edinmiş, Fransız kültüründen etkilenmiş bir Rus besteci, Aleksander Skriabin’den iki eser çaldı. Jerfi Aji’nin açıklamalarında da belirttiği gibi, bestecinin Chopin, Liszt etkisinde olduğu dönemde yarattığı; Chopin’inkiler kadar romantik, sol el için Noktürn’ü (Op. 9, No. 2) tüm lirizmini vererek, güzel icra etti. Scriabin’in daha sonraki dönem bestelerinden (1903), romantik başlayıp, heyecanla, hızla biten; yine çok kısa, iki bölümlük 4 numaralı Sonat'ıyla resitalini sonlandıran Aji, böylece lirizm olduğu kadar, teknik boyuta da olan hâkimiyetini gösterdi. Alkış üstüne, Fransız repertuarına dönerek, Ravel’in Couperin’in Kabri süitinden, Rigaudon başlıklı dördüncü bölümle dinleyicileri sevindirdi.
Jerfi Aji bu resitalden bir hafta önce, Bilkent Konser Salonunda Çağdaş Özkan ile birlikte İgor Stravinski’nin Bahar Ayini adlı bale müziğinin yine besteci tarafından 2 piyano için yazılan versiyonunu çalmıştı. Stravinski ile bu resital bestecileri arasındaki büyük fark göz önüne alınınca, Jerfi Aji’nin dar bir repertuarla yetinmeyen, aynı zamanda Fransız repertuarının da yetenekli bir icracısı olduğu anlaşılıyor.
AYŞE ÖKTEM