Trio Dada: üç genç müzisyenin yurtdışında yollarının kesişmesi ve birlikte müzik yapma arzusuyla oluşturdukları bir üçlü. Bu üç müzisyen Denizcan Eren (flüt), Selin Gürol (klarinet) ve Buğra Yüksel (piyano). Kendilerini geçtiğimiz yıl Bilkent Müzik Günlerinde dinlemiştik. Bu defa, artık herkesin çalmak veya oda müziği dinlemek için tercih ettiği, Ankara’nın seçkin konser mekânlarından 35 sandalyeli Mozarthaus’da 20 Şubat 2020 akşamı dinleme fırsatını yakaladık. Bir farkla: Denizcan Eren’in rahatsızlanması ve üçlüye katılamaması üzerine, iptal etmek yerine aralarına, çeşitli vesilelerle dinlediğimiz, icralarını sevdiğimiz flütçü Cem Önertürk’ü almışlar.
Konser Schumann’ın Klarinet ve piyano için Üç Fantezi Parçasıyla başladı. Bu melankolik, yumuşak melodilerle başlayıp sonra canlanan ve sonunda bestecisinin yazdığı üzere ( Rasch und mit Feuer) enerjiyle dolu, ateşli bir biçimde sona eren eser klarinet ile piyano arasında bir düet gibi. Schumann yapıtının keman veya viyolonselle de çalınabileceğini belirtmiş. Nitekim viyolonsel ve piyano ikilisi için olan sürümünü de birkaç kez dinledik. Ama Selin Gürol klarinetinden yayılan yumuşak tınıyla bizi daha çok etkiledi.
Fransız besteci François Borne (1840-1920) tarafından flüt ve piyano için bestelenen (1900) Bizet’nin Carmen’i üzerine Parlak Fantezi başlıklı yapıtında Cem Önertürk ve Buğra Yüksel, çok başarılı bir performans sergilediler. Klasik müzikle ilgilenen hemen herkesin tanıdığı Carmen operasından tema ve melodiler üzerine çeşitlemelerden oluşan eser neşeli ve hoş; bestelendiği döneme bakıldığında, çok da modern. Erimtan Müzesi’nde, bir ay önce Cem Önertürk ve piyanist Tayfun İlhan’dan da dinlemiştik.
Konserin ikinci yarısında bu defa üçlü bir araya gelerek, Fransız besteci Florent Schmitt’in (1870-1958) Flüt, klarinet ve piyano için Sonatin’ini (Op. 85) ve Amerikalı besteci Russell Peterson’un Flüt, klarinet ve piyano için Üçlüsünü icra ettiler. Florent Schmitt’in Sonatin’i kısa kısa bölümlerden oluşan bir yapıt. Ritmik bir yapıya sahip eseri Üçlü, canlı, dinamik, dengeli bir şekilde çaldı.
Programdaki son yapıt, Russell Peterson’un Flüt, klarinet ve piyano için Üçlüsüydü. Eserin orijinal sürümünün alto saksafon için olduğunu; talebi üzerine, bestecinin yapıtını klarinete (diğer bir ifadeyle Selin Gürol için) uyarladığını; sonuçtan da çok memnun kaldığını anlatan klarinetçi Selin Gürol, Peterson’la çalışmalarının devam edeceğini de müjdeledi. Eser klarinet için olsun, saksafon için olsun, güzel, ilginç bir yapıt, bize göre. Klarinet ve flütün soloları, atışmaları, birinin ele aldığı müzik cümlesini, diğerinin işleyerek tamamlaması; piyanonun iki enstrümanı, özünden taviz vermeksizin desteklemesi gerçekten güzeldi. Özellikle son bölümün klarinet ve flüt için hayli tiz, kıvraklık isteyen zorlu pasajlar içerdiğini burada vurgulamak gerek. Geçtiğimiz yıl Bilkent Oda Müziği Günleri’nde Trio Dada’dan dinlemiştik ama bu kez ayrıntıları daha fazla işittik. Her üç icracı da başarılı icralarıyla dinleyicileri mutlu ettiler. Lakin neredeyse her zaman olduğu gibi, dinleyici alkış bakımından cimriydi.
AYŞE ÖKTEM
25 Şubat 2020, Ankara