Yaşar Kemal, Türk ve dünya yazınının büyük yazarı. Şiir Yaşar Kemal’in romanlarında, öykülerinde de var. Örneğin bir Anavarza betimlemesini okurken, okuduğumuz aynı zamanda şiir değil mi? Okuru esrikleştiren, o topraklarda dolaştıran, otun, çiçeğin, ağacın kokusunu duyuran, şiir değil mi? Tanıyanlar onun konuşmasındaki, içtenliğindeki, sıcaklığındaki şiiri de bilirler…
Yaşar Kemal Usta şiirlerini “Bugünlerde Bahar İndi” adlı kitabında (YKY, 2010) toplamıştır. Bu yapıt birçok izleği içerir. Sevda, doğa tutkusu, eşitlik, zulme başkaldırı… Hemen her dizesinde Çukurova insanının çilesi, yakıcı acısı, o coğrafyanın doğası duyumsanır.
Yaşar Kemal, uzun yıllar Çukurova’da köy köy dolaşarak halkbilim derlemeleri yapmış, Âşık Kemal diye tanınmış, bu dönemde halkı, ekinini, birikimini, insanını çok daha yakından tanımıştır. Yazarımızın, ilk romanı olan İnce Memed-I’i 1955’te yayımladığı, ilk şiir örneğini ise 1939’da (daha 14 yaşında) yayımladığı düşünülürse yazına şiirle başladığı söylenebilir. (Yürek, 2013). Güven Turan kitaba yazdığı önsözde çok önemli ayrıntılara değinir. Şöyle yazar Turan:
“…Öyle, şiirde de kendini denemiş bir kurmaca yazarıyla değil, katıksız bir şairle karşı karşıyaydım… Dosyanın başındaki (şimdi de kitabın başında) ‘Irgatlık Anıları’ konusunda ikircikliydi. Yaşar Kemal, daha önce okuttuklarının ‘Bunlar şiir!’ demelerine karşın, soruyordu gene, bir kez daha: ‘Şiir mi bunlar?’ Okur okumaz yanıtım hazırdı: ‘Şiir!’… Neden olmasındı ki? Şiir çoktandır, manzumenin dize-uyak-ayak sarmalından çıkmamış mıydı? Aloysius Bertrand, Baudelaire, Lautreamont, Rimbaud çoktan belirlemişti ‘düzyazı’nın da şiir olduğunu… 15-16 yaşında Yaşar Kemal ne bilsin bunları? O, çalışmak isteyip işsiz kalan Kemal Sadık’ın hüznünü, direncini, umudunu, dile getiriyor… Bir metnin şiir olabilmesi için şiir diye düşünülüp yazılması şart diyenler, bir kez daha durup düşünmeli derim ben…” (Turan, 2010: 7).
Gerçekten de “Irgatlık Anıları” çok etkili, sarsıcı, özlü bir “şiir”. Bu şiir etkisini kuşkusuz ki yazarın, ozanın dilinden, Yaşar Kemal’in anasının sözlerine, o binlerce yılın derinliğine dayanan seslenişlerine borçlu. Ananın, ailenin, topluluğun tarihini bilge, acımaklı diliyle anlatmasının ardından söylediği şu sözlerini okuyup da etkilenmemek olası mı:
“ …Ben fukarayı sevmez miyim güzel oğlum… Sen gözünle gördün, o Kürt Resulun oğlunu aldım eve de, bu halimde, bu fukaralığımda bir ay beslemedim mi? Sen katip ol, senin anan kazancıyın bir kuruşunu yemeden hepsini fıkaraya vermezse başını al da var git yabancı ellere bir daha da yüzüme bakma… Bir kuruşunu bir kuruşunu yemem. Haram olsun yersem. Cehennemde yanayım.”
Yaşar Kemal’in çocukluğu, yeniyetmeliği yoksulluk, baskı, eziyet altında geçmiştir. Giderek İstanbul’daki ilk döneminde bile parktaki bir girintide yatıp kalkmış, oltayla tuttuğu balıklarla karnını doyurmuştur. Bu yaşam romanları gibi şiirlerini de belirler.
Şiirlerinde özgün, çarpıcı dizeler, Çukurova söyleyişi öne çıkar. Şu dizeler örnek verilebilir: Bebeklerin uykuları gibi ince, Başak boyunca huzur, Ve açıyor kır çiçeklerinde / Bembeyaz toprak kokusu, Sabah buram buram tüttü, Salkım salkım türküler, Harman yerinde unutulan ninni / Koynunda çocuk rüyalarının uykusu, Gülerken toprak, Bu güzel bu yiğit vatanda, Kalelerin burcuna çekilirken zaman, Çiçekler üstünde öp gündüzü / Uzak uzak gülerken gökyüzü, Ali kardaş yüz yaşında görünür / Yürüyen bir toprak parçası gibi, Zambaklar gibi açılmış / Ne diyordu Türkmen karısı / Leyleğin ayağı kırmızı deynek, Uzak bir yağmura verdim alnımı.
Güven Turan şiirlerin “Anadolu Türkçesi ağzıyla” yazıldığını bunun ise dilsel ve siyasal özgünlüğünün ve niteliğinin kaynağı olduğunu belirtir. Yücel Kayıran da “Bugünlerde Bahar İndi”deki şiirlerin İstanbul Türkçesine tepki, başkaldırı niteliğinde olduğunu ileri sürer. Giderek “Irgatlık Anıları”nın şiir değil öykü olduğunu yazar.
“Bugünlerde Bahar İndi” üzerine yazanlar genellikle “Kırmızı Deynek” üzerinde durdular. Ne ki (kitaba adını veren dizenin yer aldığı) Kapı, Masal, Namık Kemal’e adadığı Mağosa’yı Tavaf, Yunus Emre’ye adadığı Derviş, benim İçin, Ulaş, Merhaba, Bu Gece başlıklı şiirler çok güzel şiirler. (Bu arada Ulaş ile Merhaba’nın bestelendiğini de belirtmeli). Uyumun, dengenin, coşkun akışın görkemli bileşiminden oluşan şiirler… (Yürek, 2013).
Hele Kapı şiiri olağanüstü. Orhan Kemal’in Bereketli Topraklar Üzerinde’si şiir olarak yazılsa ancak böyle yazılabilirdi.
“Bugünlerde Bahar İndi”nin sonuna eklenen, şiirlerin yayımlandığı yayınları ve tarihlerini belirten bilgi bölümü ise araştırmacılar için değerli bir kaynak sağlamış.
Romanları da şiirle kardeş olan Yaşar Kemal Ustamı şiirce dileklerle selamlarım, gönül borcumu sunarım.
Kaynaklar
Kayıran, Yücel, “Çukurova Türkçesinin Poetikası”, http://www.radikal.com.tr, 08.10.2010.
Kemal, Yaşar, “Bugünlerde Bahar İndi”, YKY, 2010
Turan, Güven, “Gizlenen Bir Şairin İlk Kitabı”, “Bugünlerde Bahar İndi”, Önsöz, YKY, 2010
Yürek, Hasan, “Bir Romancının Şairliği: Yaşar Kemal’in Şiirlerine Genel Bir Bakış”, Türklük Bilimi Araştırmaları-TÜBAR, S. 34, 2013 Güz, www.tubar.com.tr