Osmanlı’nın son dönemi çok yoğun yapıdadır. Genç Türkler, İttihat ve Terakki, sürgünler, fırsatçı, işbirlikçi monarşi, suikastlar, silahşörler, kalemşörler... Yoksul köylüden oluşan halk. Çatışmalar, yenilgiler.
Mustafa Kemal Atatürk çocuk yaşından başlayarak kurtuluş, özgürlük, aydınlanma üzerine kafa yoruyor, eylemlerde bulunuyor. Gerçek fotoğraf neyse onu anlatırız. Halkı tanımadığı, ordu yönetmediği yer kalmaz. Bulgaristan köylüsünün direngen tavrına tanıklık eder. Aklından çıkmaz; Türk köylüsü de böyle olmalıdır.
Saraya ve işgal ordularına karşı başardığı Türk Devrimi sınıfsal dönüşüm yaratan kültür devrimidir. Büyük Taarruzdan öncedir Maarif Kongresi, Anadolu Medeniyetleri Müzesinin kuruluşu (1921). Özgüvendir, halka güvendir. Halk aydınlatılacak, uluslaşacaktır.
1 Kasım 1928’de Abece Devrimi yapıldı ve okuma yazma coşkusu içinde Millet Mektepleri kuruldu. Atatürk tahta başındadır. Çok geçmez. 1930’lu yıllarla birlikte yine Atatürk’ün yönlendirmesiyle Eğitmen Kursları başlar. Askerdeki zeki gençler değerlendirilmektedir. Bu ataklar Köy Enstitülerinin ön günüdür. İkinci Dünya Savaşı başlamıştır. Avrupa ateş içinde. 17 Nisan 1940 tarih, 3803 sayılı yasayla Köy Enstitüleri kurulur. Çekirdek dönem 1940-1946 yılları arasıdır. Okulların, yöresine göre ders ekleme yetkisi vardır. 21 anlamlı bölgede okullaşılır. Derslerin yarısı genel kültür dersleridir. Diğer yarısı ise ziraat ve teknik dersler olarak eşit bölünür.
İki öncü insan, düşünür sevgiyle çalışırlar: Hasan Âli Yücel ile İsmail Hakkı Tonguç. Yandık sanılır, gerçek kılarlar. Tonguç 9.000 köyü köyü ciple gezer, fotoğraflar çeker, mektuplar yazar, dünya ölçeğinde kitaplar yazar, yayımlar. Hasan Âli Yücel de görkemli bir halk adamıdır. Kısa sürede sayısı 500’e ulaşacak Doğu-Batı klasik kitaplarının Köy Enstitüleriyle eşzamanlı yayımlanmasını sağlar. Temeli 1939 Neşriyat Kongresine dayanan klasiklerin çevrilmesi, yayımı, kitapların hemen okullara ulaştırılması, kitapların tutkuyla okunması, üzerlerine sunumlar yapılması, oyunların sahnelenmesi eşsiz olaydır, devrimdir.
Köy Enstitülerinde yüzün üzerinde yazar yetişir. Donanımlı yazarlar. Birkaçını anmalı: Adnan Binyazar, Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Emin Özdemir, Osman Şahin, Osman Bolulu, Abdullah Özkucur, Behzat Ay, Ali Dündar...
Yazarlar sözcükler türettiler. Sözlü ekinde yaşayan öz Türkçeyi yazılı ekine taşıdılar. Toplumcu Gerçekçi anlayışı yarattılar.
İzleyen on yılları belirleyen okuma tutkusunun kaynağı Köy Enstitüleridir.
Köy Enstitülerinin, Köy Enstitüleri Dergisi başta olmak üzere çeşitl adlarla yayımlanan inceyazın dergileri de ayrı bir okuldur. İlk ürünler o dergilerde yayımlanır.
Mahmut Makal Bizim Köy adlı kitabıyla bir anda tanınınca Birleşmiş Milletler UNESCO örgütünce dünya gençliğine örnek gösterilir. Talip Apaydın köylüyü, çobanı Türk inceyazınında ilk kişileştiren, traktör fetişini işleyendir. Osman Şahin özgünlüğüyle, Yaşar Kemal’i tamamlar. Orhan Kemal Köy Enstitülü öğretmenlerden övgüyle söz eder. Behzat Ay köyden kente göçü işleyen ustalardan. Emin Özdemir Türkçeye çağcıl özenle yaklaştı. Fakir Baykurt sınıf savaşımını tomanlaştıtdı; son uıllarında yaratısını Almanya üzerinden göç gerçeğiyle birleştirdi. Adnan Binyazar sıcacık inceyazın diliyle inanılmaz acılarla dolu insan furumları taşıdı...
Köy Enstitülerinin dünyaca örnek alınan eşitlikçi, özgürlükçü, usçu, eleştirel anlayışı Türk eğitiminde bir daha görülmedi.
Günay Güner,
14 Nisan 2025, İstanbul, Bebek.