2 Aralık Cumartesi akşamı Bilkent salonunda çağımızın ünlü Alman piyanisti ve orkestra şefi Christian Zacharias’ı (doğ. 1950) dinledik. Şu da var ki biz Zacharias’ı piyanistliğinin yanı sıra, değerli bir oda müziği sanatçısı olarak da bilirdik. Bu çok değerli piyanist, Bilkent Senfoni Orkestrası’nı o akşam hem yönetti hem de Mozart’ın parlak eserlerinden mi bemol majör piyano konçertosunun solisti olarak ününe yakışır bir yorum çıkardı. Zacharias tarafından saptandığını düşündüğüm konser programında Haydn’ın “La passione” (Tutku)” adlı No. 49 fa minör senfonisi, Mozart’ın No. 14 mi bemol majör Piyano Konçertosu ve Beethoven’in re majör 2. Senfonisi vardı.
Klasik çağ stilinin üç büyük bestecisinin eserlerinden oluşan bu programda, Haydn’ın 108 senfonisinin içinde pek de cevherli olmayan “Tutku”nun neden seçilip yeğlendiğini epeyce düşündüm, ama bana inandırıcı gelen bir neden bulamadım. Böyle bir senfoninin yorumu, Bilkent Orkestrası için kolayın da kolayı cinstendi, ama öte yandan orkestranın düzeyli dinleyicisine pek bir şey söylemiyordu.
Zacharias, Köchel sayısıyla 449 olan Mozart’ın Piyano Konçertosu’nda üstün düzeyini sergiledi. Eserin allegro vivace başlıklı ilk bölümünde şef olarak tempoyu biraz hızlıca almasının piyanist Zacharias’ın üstün marifetli parmaklarını göstermesi bakımından yerinde olduğunu sezinledik ve böyle hızlandırılmış bir temponun, piyano çalma sanatını ne denli göz alıcı kıldığını o akşam açık şekilde yaşamış olduk. Konçertonun ağır ve duygulu Andante bölümünde Zacharias bu kez beklediğimiz duyarlılığı pek göstermedi. Oysa Ankara dinleyicisi, “iyi müzik” denen şeyin, parmak marifetinden çok, müziğin derinine inen duyarlılıkta olduğunu bilir. Üçüncü hızlı bölüm allegro non troppo ise yine Zacharias’ın gösterişli yorumu doğrultusundaydı. Ve eser sonunda tabii ki Zacharias ısrarla alkışlanarak sahneye çağırıldı ve o da Ankara dinleyicisinin bir de “bis” parçası çalma isteğini tabii ki kırmadı.
Bütün bu başarılı performans süreci, dinleyicinin avuçlarını kızartacak kadar alkış getirmeseydi, Zacharias çapında üstün bir piyaniste ne katar ya da katmazdı? İşin bu yönünü epeyce düşündüğümü söylemeliyim.
AHMET SAY
3 Aralık 2017
Fotoğraflar: Şefik Kahramankaptan