Anımsanacaktır, AKP’nin büyük yetenekle yargıdan kaçırmaya çalıştığı ama tüm çabaya karşın belgelerin gerçekliğinin yine yargı tarafından onaylandığı bir vergi kaçırma kuşkulu, Man Adası olayı ortaya saçılmıştı. Dünya klasikleri arasında yer almış bir yapıt var ki bu konuda çok ilginç bir bilgi sunuyor. Bu kitap Thomas de Quincey’in “Bir İngiliz Afyon Tiryakisinin İtirafları” adlı kitabıdır. İngiliz ve dünya yazınında etkili olmuş Quincey’in bu ünlü ve önemli yapıtı 1822 yılında yayımlanmış. Çevirmeni Batu Boran yapıtın etkisini şöyle açıklıyor: “Amerikan edebiyatının en usta kalemi Edgar Allen Poe ona hayrandı; yine Amerikalı felsefeci Ralph W. Emerson İngiltere ziyareti sırasında sırf onunla tanışabilmek için Edinburgh’a gitmişti. 1828’de genç Alfred de Musset oldukça serbest bir çeviriyle İtiraflar’ı Fransızca’ya uyarlamış, Hector Berlioz bu çeviriden yola çıkarak Symphonie Fantastique’i bestelemişti. Lewis Carrol, Oscar Wilde, Marcel Proust, Virginia Woolf, Borges ve William Burroughs De Quincey’nin bir çırpıda sayabileceğimiz sonraki hayranları arasında.”
Quincey bu kitabı yazarken alacaklılarından kaçacak kadar geçim darlığı içindedir…
Bu yapıtta biz Türklerle ilgili başka bölümler de bulunmasına karşın kuşkusuz ki konumuz ne afyon ne de bağımlılıktır. Olsa olsa “afyon” benzeri, hile, hurda, dalavere, kara para, vergi kaçırmak, vurgunculuk, hırsızlık “bağımlılığından” söz edilebilir. Pek de yanlış olmaz. Anılan kitabın bir bölümü var ki sunmadan yapamayacağım:
“Piskoposa evini geçindirmek için yaptığı tasarrufları anlatırken de odalarını kiraya vermeye başladığını da söylemişti. Bunun üzerine piskopos hazretleri evine aldığı kişileri seçerken dikkatli olması gerektiğini belirterek (anladığım kadarıyla) onu bu konuda uyarmaya lüzûm görmüştü: ‘Head’e giden anayolda bulunduğumuzu, bu yüzden de borçlarından kurtulmak için İngiltere’ye gelen sayısız İrlandalı dolandırıcıyla, alacaklılarından kaçmak için Isle of Man’e (Man Adası, italik benim-GG) giden İngiliz dolandırıcıların birçoğunun bu güzergâhtan geçebileceğini’ diye buyurmuştu, ‘unutmamalısın Betty.’ Elbette bu nasihat tümüyle yersiz değildi…” (Thomas de Quincey, “Bir İngiliz Afyon Tiryakisinin İtirafları”, çeviren: Batu Boran, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi, 2008).
Man Adası’nın ta 1800’lü yılların başında nasıl bilindiği açıkça anlaşılıyor: Alacaklılarından kaçan dolandırıcıların yeri, sığınağı…
Klasikler boşa klasik olmuyor. Üstün yapıtların tarihe tanıklık niteliğinden de söz edilir; Quincey’in yapıtı tarihin yanı sıra günümüze de tanıklık ediyor.
GÜNAY GÜNER
5 Ocak 2020, Ankara