Arkeolojideki duyarlı kazı çalışmalarının benzerleri, müzikte de ya bir bestecinin bilinmeyen eserleri, ya da bir dönemin günyüzüne çıkmamış bestecileri için yapılıyor. Bu kazıcılardan biri de Finlandiyalı Helsinki Barok Topluluğu… Bu topluluğu 23 Kasım akşamı Ankara’ya, ayağımıza kadar Finlandiya Büyükelçiliği’nin de yardımıyla Bachfest getirdi. Geçen sezon çalışmalarına başlayarak her ay bir barok konserle kendine bir dinleyici topluluğu yaratmayı başaran Bachfest’in sorunu uygun salon konusunda. Bu sezon, herhalde kirası uygun geldiğinden olsa gerek CerModern’in piyanosu bulunmayan, akustiği kötü salonunu doldurmayı başarıyorlar.
Helsinki Barok Topluluğu, klavsenci müzik yönetmenleri Aapo Hakkinen ve Emma Kirkby’nin öğrencisi soprano Kajsa Dahlback başta olmak üzere, çekirdek kadrosuyla Ankara’daydı. Günümüzün modern fagotunun dedesi sayılabilecek "dulcian"da Jani Sunnarborg, kemanlarda Tuomo Suni ve Aria Maria Lehtipuu, viyolada Krishna Nagaraja, 16. yüzyıldan başlayan bir program sundular. İlk bakışta günümüzde bilinen sadece Buxtehude ile Monteverdi vardı. Diğerleri İsveç’ten İtalya’ya Avrupa coğrafyasında Rönesans ve Barok müziğin yapıtaşlarını döşeyen, günümüzde adları tanınmasa bile eserlerine kilise arşivlerinde ulaşılabilen bestecilerdi.
Konserin ilk yarısında daha çok kısa, klavsen ve öteki sazlar eşliğinde soprano için parçalar vardı. İkinci yarıda ise Aapo Hakkinen’in özenle akort ettiği klavseninden C.Ritter’in klavsen suiti, hem yapıt, hem icra açısından dikkati çekiciydi. Soprano Kajsa Dahlback de bir Stabat Mater ve bir Madrigalle, barok şan tekniğinde kazandığı ustalığı sergiledi.
Türkiye-Finlandiya Dostluk Anlaşması’nın 90. yılında, anlamlı, barokseverlere bugüne kadar hiç dinlemedikleri parçaları da tanıtan tatminkâr bir konser oldu.