Kimilerinin tatil zannettiği yorucu sayılabilecek dört gün geçirdik 10. D-Marin Turgutreis Festivali'nde... Benim ve yazarlarımızdan Üstün Akmen'in izlenim ve eleştirilerimizi umarım okumuşsunuzdur.
Olayın başka bir yanına değinmek istiyorum. Klasik müzik dinleyicisinin orta yaşın üzerinde bulunduğu gerçeği D-Marin Festivali'nde de gözleniyor. Yaş ortalamasını olsa olsa “torun”lar biraz dengeliyor!
Festival süresince öyle çok eski tanıdık, dost, arkadaşa rastladım, “Bu kim?” diye soran genç meslekdaşlara o kadar çok insanı tanıttım ki,bir de “Toplum” yazısı yazıp, rastladıklarımdan aklımda kalanları paylaşayım istedim.
ANAP dönemi bakanlarından İmren Aykut sadece gece konserlerini izledi. Halen MHP Manisa milletvekili olan, eski bakanlardan, bir dönem Süleyman Demirel'in yakın çalışma arkadaşlığını yapmış Sümer Oral da eşiyle birlikte gece konserlerini tercih etti. Eski DSP-CHP milletvekillerinden ve bakanlarından Fikret Ünlü'ye açılış kokteylinde rastladım. Eski DSP-MHP milletvekillerinden Ertuğrul Kumcuoğlu açılış konserindeydi. Açılış konserine Fazıl'ın babası, portalimizin yazarlarından kadim dostum Ahmet Say da, eşi Handan Say'la birlikte gelmişti.
En kalabalık meslek grubu herhalde, bizim eskiden biraz da latife olsun diye “Cihet-i Hariciye” diye takıldığımız eski Dışişleri mensupları, emekli büyükelçilerdi. Kimilerinin, özellikle de bizden hayli büyük olanları tanıdım ama adlarını anımsayamadım, yıllar ne de olsa değiştiriyor insanları. Ama Yalım Eralp'le yıllar sonra karşılaşıp hal hatır sormak, Ender Arat'la üzerinde çalıştığı kitap hakkında sohbet etmek güzeldi. Mehmet Emre'yi de uzaktan birisine el sallarken gördüm.
Uluslararası piyanistimiz Gülsin Onay, her gece Gümüşlük'ten gelip dinledi konserleri. Onur Ödülü verilen piyanist Ayşegül Sarıca'yı kutladı. Besteci Turgay Erdener ile eşi opera şarkıcısı soprano Selva Erdener kapanış konserindeydiler. Selva ile yanyanaydık, Jose Cura ile Fatma Said'e sıkı tezahürat yaptı. Besteci Turgut Pöğün de gece konserlerini izledi. Konser önceleri ise kız arkadaşına yardımcı olarak satış tezgahlarındaydı.
Şeflerimiz Rengim Gökmen ve Naci Özgüç, özürlülerin günbatımındaki küçük ritm gösterisini izleyip sonra bu müzikle tedavi görenlerle yakından ilgilendiler. İstanbul'da şef ve piyanist olarak son iki yıldır adından söz ettiren Orçun Orçunsel , günbatımı konserlerinde piyanistlerin notalarının uçmaması ve zamanında çevrilmesi için büyük bir dikkatle çalıştı.
Tanışıklığımızın yıllar öncesine, CSO'ya uzandığı İlker Başbuğ, müzikseverliği elden bırakmamıştı. Haksız yere hapislerde tutulup “terörist” diye itham edilen Başbuğ, sanırım tüm gece konserlerine geldi. İlker Paşa'yı görünce “Peki Aytaç Yalman nerede?” diye soranlar oldu. D-Marin Festivali'nin fikir babası olan Aytaç Paşa, Doğuş Grubu'na küskünlüğü nedeniyle son yıllarda gelmiyor festivale...
Bu yıl yerinde saptama ve çıkışlarıyla geniş bir hayran kitlesi kazanan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da eşi Birgül Hanımla gece konserlerinin dikkati çeken izleyicileri arasındaydı. Hayli ilgi gördü, hayranlarının tokalaşma isteklerini geri çevirmedi.
Gazeteci eski dost Can Pulak'la her yıl karşılaşıyor, hasret gideriyoruz D-Marin'de... O yıllardır bu yörede yaşıyor. Gene bu yörede yaşayan eski TRT'ci okuldaşım Çetin Çiğdem'le de hasret giderdik.
Hıncal ve Öcal Uluç'la zaten son yıllarda hep Bodrum'da karşılaşıyoruz, ya D-Marin'de, ya da Bale Festivali'nde... Dört kardeşin küçüğü Kemal de vardı bu kez. Bir de Serpil Gogen olsaydı dört kardeş biraraya gelecekti ama eşi Fethi Gogen katarakt ameliyatı geçirdiği için zamanlama uymamış...Bu yüzden birarada beşli bir fotoğraf çektirme fırsatını kaçırdık!
Müzik yazarları Serhan Bali, Evin İlyasoğlu, gazeteci çift Pınar-Tufan Türenç, ekonomi yazarı Serpil Yılmaz, sayfa yönetmeni İhsan Yılmaz, müzikolog dostumuz Ersin Antep, Dr.-yazar Erdal Atabek, sunucu büyüğümüz Halit Kıvanç, D-Marin'de karşılaştığımız, birlikte olduğumuz basınla ilişkili eski dostlardan bir kaçıydı.
Karşıyaka Belediyesi Sanat Danışmanı dramaturg Serdar Ongurlar da, nicedir görüşemediğimiz, hasret giderdiğimiz dostlardan biriydi. Benim öteden beri “müsteşar” diye takıldığım emekli iş müfettişi İsmail Bayer, konserleri gene hiç kaçırmadı.
Festival süresince, müzik dışında en çok konuşulanlardan biri de, sanat yönetmeni Yücel Canyaran'ın giysileriydi. Fotoğrafını kullandığım giysi Armani etiketi taşıyor. Her gece değişik kıyafet kullandı Canyaran.
Rastladıklarımı keşke not alsaymışım. Kafamda hiç böyle bir yazı yoktu, yoksa not alırdım. Anımsayamadıklarım lutfen maksat aramasınlar!