Teşbihte hata olmaz, bazı sözcüklerin “ayağa düştüğünü” hep birlikte gözlüyoruz. Bunlardan birisi “büyü” sözcüğü, “büyüleyici” nitelendirmesi ve “büyülenmek” fiili... Özellikle sanat programları, gönderilen bültenler bu sözcüklerle dolu. Daha verilmemiş konser “büyüleyici” olarak nitelendiriliyor, verildikten sonra da dinleyicinin “büyülendiği” yazıyor haberlerde! Bu yönlendirmelere bakarsanız, hepsi de “dünyaca ünlü” olan müzisyenlerimiz birer “büyücü”...
Özenle kaçındığım bir nitelendirme bu. Ama kırk yılda bir, kullanabileceğim bir olayla karşılaşmıyor değilim. Tıpkı 22 Ekim 2019 gecesi Erimtan Salı Konserleri'nde 22 yaşındaki kemancı Elvin Hoxha ile 31 yaşındaki piyanist Cem Babacan'ın verdikleri resitalde Beethoven'in 8 Nolu Sol majör Keman-Piyano Sonatını, özellikle de ikinci bölümü seslendirişleri sırasında olduğu gibi. O denli müzikal biçimde, öylesine ince bir iş çıkardılar ki, âdeta nefesimi tutarak dinledim.
Elvin Hoxa resitale, J. S. Bach'ın 1 No'lu keman sonatıyla başladı. Girişten itibaren gördük ki, Elvin parçayı günümüz kemancıları gibi vibratolu değil, barok dönemin özgün çalış biçimi olan düz şekilde çalıyor, zor olanı yapıyor. Düz çalışın getirdiği bir kaç zorunlu pis ses dışında, iyi bir icra dinledik. Ardından sıra Beethoven sonata geldi. Elvin ve günümüzün gerçek anlamda iyi piyanistleri arasında bulunan Cem Babacan, tam bir uyumla eserin ruhunu kulaklarımıza ulaştıran dengeli ve mükemmel bir seslendirme çıkardılar. Bu Beethoven icrası için ikisini de kutluyorum.
İkili, resitali Fazıl Say'ın Op. 7 Keman-Piyano Sonatı ile sürdürdü. Bestecinin, sonraki yıllarda da pek çok bestesinde yinelediği balad temasıyla başlayıp, aynı temayla biten beş bölümlü eserini seslendirirlerken Elvin ile Cem'in, Kopaçinskaya-Fazıl Say ikilisini aratmadıklarını düşündüm.
80 dakika süren resital, kemancıların “virtüozite” gösterileri için seçtikleri eserlerden biri olan F. Waksman'ın Carmen Fantazi düzenlemesiyle tamamlandı. Yoğun alkış ve “Bravo” sesleri arasında birkaç kez selama çıkan ikili, resital sonunda hem kendileri memnundu, hem de dinleyici...
Elvin, 2018-18 öğretim yılı sonunda, Prof. Zakhar Bron ile Madrid'de “Escuela Superior de Musica Reina Sofia” konservatuvarında lisansı tamamladı. İkinci lisans diplomasını da eş zamanlı devam ettiği Zürih'deki Kalaidos Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Müzik Bölümü'nden aldı. Şimdi konser kariyerini sürdürür, yeni yarışmalara katılım için hazırlık yaparken, Almanya'da Hannover Müzik Yüksek Okulu'nda Prof. Krzysztof Wegrzyn ile yüksek lisansa başlıyor.
Elvin'in, artık sahne adını kesinleştirmesi lazım. Beş yaşından bu yana izlediğim ve beklenenin ötesinde bir gelişme göstererek başa güreşen kemancılar arasında yer alabilecek düzeye ulaşan Elvin, Azerbaycan Türkü piyanist Nermina Ganiyeva Hoxha ile Arnavut çellist, BSO'nun viyolonsel grup şefi Hayrettin Hoxha'nın oğlu, önemli kemancı ve eğitici, rahmetli Prof. Server Ganiyev'in torunu. Kemana dedesiyle birlikte başlamıştı. İlköğretim ve liseyi Bilkent'te tamamladı. Ankara doğumlu, hem TC. hem de Azerbaycan vatandaşı. Son dönemde resmî baba soyadını, dedesinin soyadıyla birlikte kullandı. Sanırım artık biraz kafa karışıklığı da yaratan bu konuda bir karar verme zamanı. Benim önerim, dedesiyle olan bağını manevi anlamda sürdürürken, sahnede ve resmî işlemlerde normal aile soyadını kullanması, yani Elvin Hoxha olarak devam etmesi. Artık markayı tescil etmenin zamanı...
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
23 Ekim 2019, Ankara