Sanatların kardeşliği ve dayanışmasının ne denli önemli olduğunu anlamak için önemli bir örneği, İdil Biret'in Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi Salı Konserleri'nin sezon açılışında yaşadık.
Yedi yıllık bir çalışma sonunda hazırlanan “İdil Biret: Bir Hârika Çocuğun Portresi” başlıklı belgeseli izledikten, sanatçıyı anıtsallığa götüren yaşam ilkelerini görüp dinledikten sonra, bu kez piyano başında canlı etkinliğine tanıklık etmek, izleyiciler için çok anlamlı oldu. İdil Biret'in eşi Şefik Büyükyüksel ile filmin yönetmeni Eytan İpeker'in uzun çabalarının sonunda ortaya, hem sanatçının kişilik özelliklerini, hem de öyküsünü anlatan tutarlı bir belgesel film çıkmıştı.
Bu gösterim ve resitalin biletleri satışa çıktığı andan itibaren iki gün içinde tükenmişti.
158 koltuğun tamamı doluydu. İzleyiciler âdeta nefeslerini tutarak, yoğunlaşarak izlediler filmi. İkinci cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'den büyük pedagog Nadia Bolunger'e, 20. yüzyıla damgasını vurmuş Alfred Cortot ve Wilhelm Kempff gibi efsanevî piyanist ve ğitimcilerin bugüne kadar Türkiye'de görülmemiş görüntülerine tanıklık ettik, seslerini dinledik. Filmin Türkiye'de ikinci, Ankara'da ilk gösterimiydi.
Gösterim ve resital kitapçığında yer alan yazımı, siz değerli okurlarımla burada paylaşmak istiyorum:
İDİL BİRET'İN DUYARLILIKLARI
“Bir süredir "Anıtsal Piyanist" nitelendirmesini yakıştırdığım İdil Biret, müzisyenliği kadar, kişiliği ile de saygı uyandıran bir sanatçımızdır. Alçakgönüllüğünü asla başı öne eğiklik haline dönüştürmemiş, gerektiği yerlerde anlamlı jestlerle tavrını ortaya koymuş, başını hep dik tutmuştur.
Kendisinin çocuk yaşta yurtdışında eğitim görmesine olanak sağlayan Türkiye Cumhuriyeti'ne her zaman, her yerde sahip çıkmıştır. Nitekim, kendisine yurtiçinde ve yurt dışında yöneltilmiş çeşitli unvan ve ödüller arasında "Devlet Sanatçılığı" unvanının her yerde hakkını vermiştir. Cumhuriyete yönelik tahripkâr tutum ve kavramsal saldırıların yoğunlaşmasından sonra bu ünvanın önüne özellikle "T.C."yi ekleyerek kullanmaya başlamıştır. Cumhuriyet ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Biret'in öncelikli duyarlılıklarından biridir.
İdil Biret insanlığa ve kültüre karşı saldırılar karşısında da tavrını koymaktan çekinmez. Bunu demeçler, sosyal medya mesajlarıyla ifade etmek yerine, anlamlı bulduğu önemli bildirilerin imzacıları arasında yer alarak yapar.
Bu akşamki konseri anısına adadıkları, Biret'in duyarlılıklarında nasıl öz-biçim ilişkisini de gözettiğini göstermektedir. Bir arkeoloji ve sanat müzesindeki konserini, arkeoloji alanında verilen önemli bir şehidin anısına ithaf etmiştir. Bilindiği gibi Prof. Esad Halid, uygarlık ve kültür düşmanı terörist grup tarafından bombalanarak tahrip edilen Suriye'deki antik Palmira kentinde kazıları yıllarca sürdürmüş, kentin koruyucusu olan arkeologdu. Başıgövdesinden ayrılarak şehid edildi. Biret, arkeoloji şehidi Prof. Esad'a "tüm terör kurbanları"nı da eklemeyi ihmal etmemiştir.
İdil Biret resital programlarını düzenlerken de belirli duyarlılıkları gösterir. Barok dönemi klasik döneme bağlayan J. Sebastian Bach'ın Kromatik Fantezi ve Füg başlıklı heyecan verici eseri, bir piyanistin barok dönemle ilgili yorum gücünü ortaya koyar niteliktedir.
F. Chopin ile A.Scriabin'in altışar etüdünü de programına alırken, Scriabin'in Chopin etkisiyle piyano müziğine katkılarını ortaya koymakta, iki bestecinin müzikleri arasındaki ilişkiyi gözler önüne sermektedir. Bestecinin sekiz etüdünü Chopin'e eklerken, 100. ölüm yıldönümünü gözeterek, repertuarındaki bestecileri sadece yazdıklarıyla değil, dönemleri ve yaşamlarıyla da nasıl dikkatle araştırdığını göstermektedir.”
İZLENİMLER
Müzenin gizemli havasına klasik müziğin ne denli yakıştığına tanıklık edenler arasında kimler vardı?
Filme anlatılarıyla içerik kazandıranlardan İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'nün kızı Özden İnönü Toker, torunları Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan ve Nurperi Özlen, Salı Konserleri sezon sponsoru Gama'nın Onursal Başkanı Erol Üçer, eski Ankara milletvekili Uluç Gürkan oradaydılar.
SCAMV Başkanı Mehmet Başman, Ankara'nın sanatsever iş adamları Mehmet Aydıner, Atilla Önen, Cemal Özgür eşleriyle birlikte programı izleyip, beğenilerini ifade ettiler. Bazıları İdil Biret'in önündeki imza kuyruğunda da yerlerini aldı.
İdil Biret her zamanki ağırbaşlı sahne zerafeti içinde alkışları Scriabin'den bir etüd daha çalarak ödüllendirdi. Sonunda ise Müze'yi vakfeden, sanat dostu ve koruyucusu iş adamı Yüksel Erimtan, anlamlı birkaç cümleyle, “elleri öpülesi” olarak tanımladığı Biret'e teşekkür ederek bir anı plaketi sundu ve Müze'de yer alan özgün bir parçanın Urart tarafından hazırlanmış bir replikasını armağan etti.
İdil'in hep kullandığı süs eşyası kolye ya da gerdanlıktır. Bu konserde de boynunda altın yapraklarlardan oluşan bir gerdanlık vardı. İmza sırasında baktım, Erimtan armağanı kolyeyi de boynunda zerafetle taşımaya başlamıştı.
***
Erimtan Müzesi'nde gelecek konser, 20 Ekim'de, yetenekli genç kemancımız Berfin Aksu'yla, son dönemin parlak genç piyanisti Cem Babacan'ın keman-piyano resitali. Hem görmeyenlerin Müze'yi görmesi, hem de oda müziği dağarından üç önemli sonatı dinlemek için bir fırsat...Biletler internette Biletix'te ve Müze gişesinde...