Lior Shambadal yönetimindeki orkestra, Tuğçe Bardakçıoğlu, Egemen Uysal ve Denizsu Polat solistliğinde iki İsrailli bestecinin eserlerine prömiyer yaptı, bir de Bruch konçerto seslendirdi.
***
İsrail, sanatı uluslararası alanda iyi kullanan ülkelerin önde gelenlerinden. Özellikle müzik alanında çeşitli ülkelerde yaşayan ve uluslararası dolaşımda yer alan başarılı sanatçılarının çokluğu, bu etkili kullanımın önemli ögeleri. Artık “ARTISRAEL” diye bir logo altında, yahudi sanatçılar hangi ülkeye gitmişse, büyükelçilikler tarafından konu vurgulanıyor.
10 Aralık 2016 Cuma akşamı, bu logo Orkestra Akademik Başkent’in CSO salonunda verdiği konserin sanatçıları tanıtım broşürünün üzerinde yer alıyordu. İsrail’in Ankara’da yeni göreve başlayan Büyükelçisi Etian Na’eh ile Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal konseri yanyana dinlediler.
BİR DÜNYA PRÖMİYERİ
Şef, Türkiye’de çeşitli orkestraları daha önce yönetmiş ve tanınan isimlerden biri olan Tel Aviv doğumlu Lior Shambadal’dı(d.1950). Berlin Senfoni Orkestrası’nın daimi şefi olan Shambadal, her sezon bir konser için Orkestra Akademik Başkent’e konuk olurken, yeni eserleri seslendirterek orkestraya önemli katkıda bulunuyor. Shambadal’ın çantasında bu kez, Almanya’da doğup öğrenim görmüş, sonraki yıllarda İsrail’e yerleşmiş Alman yahudi besteci Marget Wolf’un (d. 1960) orkestraya ithaf ettiği ”Intervals, resumption and other episodes / Aralar, yeniden başlangıçlar ve diğer bölümler” başlıklı 30 dakikalık eser vardı.
Böylece Orkestra Akademik Başkent, Wolf’un eser listesine Dünya prömiyerini yapan orkestra olarak giriyordu. Shambadal’ın diğer getirdiği eser ise Romanya’da doğup büyümüş, eğitim görmüş, sonradan İsrail’e göç etmiş yahudi besteci Sergiu Natra’nın (d.1924) Yaylı Orkestra için Senfoni’ydi.
Önce, çoğunu değişik kurum ve orkestraların siparişi üzerine yazdığı her türde yüzün üzerinde eseri olan Marget Wolf’un 30 dakika süreli tek bölümlük eserini dinledik. Ağırlığı atonal olmak üzere, rastlamsal ve tonal ögelerin de yer aldığı, adındaki aralık ve yeniden başlama vurgularını da yansıtan, 20. yüzyıl sonlarında çağdaş bestecilerin kullandığı eklektik yöntemle yazılmış bir eserdi. Rahatlıkla “ Viyola ve Yaylılar İçin tek Bölümlük Konçerto” diye de adlandırılabilirdi. Çünkü, eserde solo viyola başroldeydi. Besteci, yer yer yaylı gruplarını kendi içinde ikiye üçe bölerek kullanmış, irkiltici pitzikatolara ( tel çekimi) sıklıkla yer vermişti. İki kontrabastan biri zaman zaman kasasına vurularak vurma çalgı gibi kullanılıyordu. İki kez tekrarlara dayanan minimalist bir yaklaşım da algılanırken, eserin dağınık biçimde çeşitlenip sonra yaylıların yeniden ensemble olarak çalmasıyla müziğin toparlandığı görülüyordu.
BARDAKÇIOĞLU’NUN SOLİSTLİK BAŞARISI
Yönetmesi ve seslendirilmesi hayli zor bir eserdi. Tüm orkestra dikkat kesilerek Shambadal’ın vuruşlarını, verdiği atakları izleyerek bu seslendirmenin altından başarıyla kalktı. Ama esas kahraman solo viyolayı çalan Tuğçe Bardakçıoğlu’ydu (d. 1989). Viyola üzerinde değişik yay ve tel çekme tekniklerini uygulama ve bestecinin istediği sesleri elde etme konusunda ne denli başarılı olduğunu, daha provalar sırasında şef Lior Shambadal belirlemişti. Besteci Wolf ve viyolacı Bardakçıoğlu, şef tarafından sahne önüne davet edildi, her ikisi de coşkuyla alkışlandı.
Konser sonrası OAB’in müzik yönetmeni ve 1. Şefi Ertuğ Korkmaz’dan öğrendiğime göre, Shambadal, eseri başka ülkelerde seslendireceği zaman solo viyola için Tuğçe’yi davet etme kararı almıştı. Tuğçe’nin özgeçmişine ilişkin el broşüründe herhangi bir bilgi bulunmuyordu. Bunu yazının sonuna ekleyeceğim.
İKİ GENÇTEN BRUCH KONÇERTO
Konserin ikince eseri Alman besteci Max Bruch’un (1838-1920) Keman ve Viyola İçin Mi minör İkili Konçerto’suydu. Konser programında yer verildiğine göre Max Bruch da mı yahudi kökenliydi? Bu sorunun cevabı, “Bugüne kadar kanıt bulunamadı” biçimindedir. Ancak bu yönde araştırma yapılmasının nedeni, Bruch’in başta “Kol Nidrei” olmak üzere bazı yahudi temalarını alarak yazdığı müziklerdir.
İkili konçerto için solist olarak iki yetenekli genç seçilmişti. Kemanda Egemen Uysal (d.1994), viyolada Denizsu Polat (d. 1998). İki genç de, kendilerine güvenerek bu konser fırsatını sağlayanları mahçup etmedi. Zaten aynı eseri daha önce şef Orhun Orhon yönetiminde HSO ile de çalmışlardı.
Egemen'i daha önce başarılı Mozart icralarında dinlemiş ve başarılı bulmuş, gelecek vaad ettiğini düşünmüştüm. Uysal, elindeki sıradan enstrümanla elde ettiği tını ve şefi iyi izleyerek orkestrayla uyum konusunda da kendini gösterdi. Denizsu Polat’ın da henüz lisans birinci sınıf öğrencisi olduğunu dikkate alıp çalışmalarını ilerlettikçe daha olgun bir tınıya ulaşacağı muhakkak. Bu gençlerimizin de kısa özgeçmişlerini yazının sonuna ekleyeceğim.
NATRA’NIN DERİNLİKLİ SENFONİSİ
Wolf’un irkiltici özellikler taşıyan müziğinden sonra bu iki genç solistin Bruch icrasıyla rahatlayan dinleyiciyi bu kez Sergiu Natra’nın yaylılar senfonisi bekliyordu. Bestecinin 1964’te yazdığı eserin ilk seslendirilmesi Kudüs Senfoni Orkestrası tarafından 1972’de yapılmıştı. Şimdi ise Türkiye prömiyeri yapılıyordu.
19 dakika süreli eser de hayli zordu. Kontrabas soloyla başlayıp, viyolonsellerin ve ardından viyolanın katılımıyla başlayan “basso ostinato” ilk bölümden sonra, Romen tarzı Mediatia ve Sonata bölümleri birbirine bağlı olarak çalındı. Kendi içindeki katmanlarla derinlikli bir etki bırakan, notalarının kapakları Hebrew alfabesiyle yazılı yapıtta ufak tefek icra hataları oldu. Orkestranın, partiler şefle birlikte geldiği için eseri yeterince tanıma olanağı bulamadığı anlaşılıyordu.
Neredeyse tümüyle dolu olan CSO’nun salonunda, iki yeni eser ve üç genç solisti dinlemenin kazanımıyla ayrıldık.
TUĞÇE BARDAKÇIOĞLU KİMDİR?
1989’da İzmir’de doğdu. 6 yaşından itibaren çocuk korolarında söyleyerek başladığı müzik eğitimini 9 yaşından itibaren yarı zamanlı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda viyola ile sürdürmeye başladı. 2002’de yılında konservatuvarın tam zamanlı sınavlarını kazanarak Prof. S. Çetin Aydar ‘ın öğrencisi oldu. Uluslararası ve ulusal gençlik orkestralarına seçilerek konserlerine katıldı. Çeşitli yarışmalarda dereceye girdi. Yüksek lisansını, hocası Prof. Çetin Aydar’ın da hocası olan Prof. Emile Cantor ile yapmaya hak kazanarak Essen’dki Fomkwang Sanat Akademisi’nde tamamladı. Essen Oda Orkestrası’nın grup şeflik sınavını kazandı ve Almanya’da çeşitli orkestralarda solo viyola olarak çaldı. Eğitimi boyunca, Ruşen Güneş, Tatjana Masurenkov, Anton Rubinstein, Lukas David, Rachel Cowgill, Ralf Gothoni gibi isimlerin ustalık sınıflarında yer aldı.
2015’te İzmir’de kurulan Karşıyaka Oda Orkestrası sınavını kazanarak bir süre çaldıktan sonra, Orkestra Akademik Başkent’in sınavında başarı göstererek Ankara’ya geldi. Halen OAB’in viyola grubu üyesi olarak çalışıyor, sanatta yeterlilik çalışmalarını da tamamlamak üzere.
EGEMEN UYSAL KİMDİR?
1994 Kırşehir doğumlu. 2006’da hedeflediği Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet konservatuvarı’nın giriş sınavını kazanarak Ludmilla Sirotina’yla çalışmaya başladı. Hacettepe bünyesindeki gençlik orkestralarında keman üyeliği ve başkemancılık yaptı. Ulusal boyuttaki gençlik orkestralarına seçilerek yurtiçi ve yurtdışı konserlere katıldı. Lisanstaki son yıllarında İldiko Moog ile çalışarak büyük ilerleme kaydetti. Atilla Aldemir, Ellen Jewett, Önder Baloğlu, James Busswel, Mincho Minchev, Itzhak Raskovsky, Lutsiga İbrahimova’nın ustalık sınıflarına katıldı.
2016’da HÜADK’nı yüksek şeref derecesiyle bitirdi. Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda H. B. Akdeniz’in sınıfında yüksek lisans çalışmalarını sürdürüyor ve çeşitli topluluklarla konser veriyor.
DENİZSU POLAT KİMDİR?
1998 Ankara doğumlu. Bilkent Erken Müzik Eğitimi’nde piyano ile 7 yaşında başladığı müzik çalışmalarını Devlet Çoksesli Çocuk Korosu’nda sürdürdü. 2009’da Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı sınavını kazanarak Murat Cangal’ın sınıfında viyola eğitimine başladı.Atilla Akdemir, Ali Başeğmezler, İldiko Moog, Ellen Jewet’in ustalık sınıflarına katıldı. 2015’te Doğuş Çocuk Senfoni üyesi oldu. Ertesi yıl Hacettepe Gençlik Orkestrası’nın viyola grup şefliğini yaptı. AGSO’nun konserlerine katıldı.Halen Avusturya’da Mozarteum Üniversitesi’nde Veronika Hagen’in sınıfında lisans birinci sınıf öğrencisi.
Şefik Kahramankaptan
11 Aralık 2016