İktidarın TÜSAK adlı yasa tasarısıyla devlet tiyatrolarını, devlet opera-bale kurumlarını ve devlet senfoni orkestralarını bütünüyle kapatmayı öngören yasa tasarısı bekleyedursun, Türkiye’de böyle bir sahne sanatları ve müzik katliamının yapılamayacağını düşünerek Cumhurbaşkanlığı Senfoni’nin konserine gittim. Ve gördüm ki, solistlerimiz olsun, orkestra sanatçılarımız olsun, bu konuda olumsuz yönden hiç etkilenmemişler. Hepsi sanatını büyük bir şevkle dinleterek, “İşte biz burada dimdik duruyoruz!” der gibi olağanüstü başarılı bir konser sundular.
Orkestra şefimiz Emin Güven Yaşlıçam’ın yönettiği orkestranın programındaki ilk eser, Almanya doğumlu, Musevi asıllı Amerikalı besteci Andre Previn’in (doğ. 1930), “Keman, kontrbas ve orkestra için Konçerto”suydu. O akşam, Türkiye’de ilk seslendirmesi yapılan bu eserde, uluslararası bir kemancımız olarak hep hayranlıkla izlediğim Pelin Halkacı Akın ve Avrupa ülkelerinde aldığı çok sayıda ödülle sivrilen kontrbas sanatçımız Onur Özkaya, eserin solistleriydi. Aslında bir caz piyanisti olan Previn, çağdaş müzik tekniklerinden de yararlanarak herhalde kararsızlıkla bestelediği bu “ikili konçerto”da savruk ve tatsızdı. Eğer Halkacı ve Özkaya gibi iki müthiş solistimiz olmasaydı, eserin bitmesi için kafamdan sevdiğim konuları geçirirdim. Bir şey daha söyleyeyim: Her iki değerli solistimiz de giyimi ve genel olarak dış görünüşüyle tam “Atatürk Türkiyesi”nin evlâtlarıydı. Alçakgönüllü ve özgüven sahibi tavırları da cabası…
Doğrusunu isterseniz, ben bu konsere, Uludağ Üniversitesi’nde keman eğitimcisi olarak görev yapan öğretim üyesi ve kadim dostum Nejdet Kalender’le matematik öğretmeni Vasfiye Kalender’in oğlu, keman solistimiz Nevzat Kalender’in daveti üzerine gitmiştim. Nevzat Kalender (doğ. 1983), aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda “II. Keman” grubunun üyesidir. Orkestra içinde, çeşitli çalgılarda olduğu gibi, yay cambazı keman solistlerinin de bulunması, hem CSO’nun düzeyini gösteren bir ölçüttür, hem de müzik sanatımız adına gurur vericidir. Nevzat, geç romantik dönemin Rus bestecisi Aleksandr Glazunov’un (1865-1936) Keman Konçertosu’nda solist olarak bu zorlu ama güzel eseri başarıyla yorumladı. Kemancılık sanatında ustalığı sergilemek olanağını açan bu konçerto, aslında bütün usta kemancıların gözdesidir. Kalender de bu ustaların arasına girmiş oldu. CSO’nun kıdemli müziksever dinleyicisi ise her konser eserinin hakkını vermeyi bildiği için, Nevzat Kalender’i uzun uzun alkışladı.
Konserin son eseri, Çaykovski’nin (1840-1893) İtalyan Capriccio’suydu. Bu parlak, bol yaldızlı, ama derinliği pek olmayan orkestra parçasına, ne değerli orkestramızın, ne de müzikten anlayan CSO dinleyicisinin ihtiyacı olmadığını düşünüyorum.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni’yi, bu konserin başkemancısı olan Menevşe Aydoğdu’nun şahsında kutlarım.