Her yıl Konservatuarlarımızdan çok sayıda müzisyen mezun oluyor. Bu gençlerin hayatta tek amacı var: icra… Piyanoysa piyano, kemansa keman, fagotsa, fagot, vs. Kimi solist olmaya çabalıyor, kimiyse bir orkestranın parçası olarak konsere katılmayı hayal ediyor. Bu hayallerin tüm mezunlar açısından gerçek olması için ülkenin Almanya gibi olması gerek: en küçük yerleşim merkezinde bile bir orkestranın olduğu; küçük müzik topluluklarının haftada en az bir kere konser verdiği bir ülke. Böylesine yoğun bir klasik batı müziği yaşamının ülkemizde de var olmasını hayal etmek yersiz mi değil mi, okuyucuya bırakıyorum. Bununla beraber, her geçen gün yeni bir müzik topluluğunun, ikili, üçlü, dörtlü, beşlinin oluştuğu, konser verdiği haberini alıyor, seviniyoruz. Müzisyen gençlerin hayata küsmeden, mücadeleyle, klasik batı müziği etkinlikleri içinde faal olma çabaları takdir edilmeye, mutlak surette desteklenmeye değer. Sanattan Yansımalar Portali Kurucusu ve yayın yönetmeni Şefik Kahramankaptan Andante dergisinin Mart 2018 sayısında genç müzisyenlerin ülkemizde oda müziğine yeniden hayat verme çaba ve arayışlarına eğilmiş. Aynı arayışlar orkestra oluşumları için de geçerli.
İşte bu arayışlar içinden bir orkestra daha ortaya çıktı; geçtiğimiz günlerde açılış konserlerine gitmek fırsatını yakaladık. Agora Gençlik Senfoni Orkestrası Ekim 2017 de, Ankara, Başkent, Bilkent, Gazi ve Hacettepe Üniversitelerinde eğitim gören müzisyenler tarafından kurulmuş. Çoğu öğrenci altmış müzisyenden oluşuyor. Orkestra kurma ihtiyacı, bazı okullardaki henüz eğitimlerini tamamlamamış olan gençlerin bu süreç içinde bir kez olsun bir orkestra bünyesinde veya solist olarak hiç çalmadan mezun olabilmelerinden kaynaklanıyor. Oysa birlikte çalmanın yanı sıra solist olarak deneyim kazanmak, bir orkestra yönetmek de çok önemli. Aynı şey besteciler için de geçerli. Gençler arasında beste yapanların sayısı gittikçe artıyor veya bazıları daha şanslı olduklarından, eserlerinin icra edildiğini daha mezun bile olmadan görebiliyorlar. Lakin bu istisnai bir durum; çoğu genç kompozisyon öğrencisi yapıtlarını “duyamadan” mezun olabiliyor. İşte Agora Gençlik Senfoni Orkestrasının hedefinde bütün bu yapılamayanları gerçekleştirebilmek var. Ayrıca tabii beraber müzik yapmanın dayanılmaz keyfi. Bağımsız olarak, gönüllülük esasına göre kurulmuş, öyle de kalmak, kimliğini bağımsız olarak kazanmak istiyor AGO. Yönetim konusunda ilkeler belirlenmiş; orkestrada çalan müzisyenlerden oluşan bir komite yönetim görevini üstlenmiş.
Orkestranın daimi şefi Murat Ömür Tuncer (1992). Besteci ve orkestra şefi. Program kitapçığından eğitimini halen Başkent Üniversitesi Konservatuarında yürüttüğü anlaşılıyor. Heyecanlı, gayretli bir genç müzisyen.
AGO açılış konserini Ankara’da, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, Mehmet San’ın her ay bir kez düzenlediği Salı Konserleri çerçevesinde verdi. Programda Mozart’ın do majör K. 488 eser sayılı piyano konçertosu; Ennio Morricone ve Nicola Piovani’den film müzikleri ve Artur Márquez’in 2 numaralı Danzon’u vardı. Mozart’ın K. 488 eser sayılı konçertosunda piyanoda Doruk Görkem Tokur’u dinledik. D. Görkem Tokur (1991) halen H.Ü. Ankara Konservatuarı’nda yüksek lisans çalışmalarını sürdüren; aktifinde yurtdışında epey yarışma ödülü bulunan bir genç piyanist. Morricone ve Piovani’den film müziklerini ise halen Başkent Üniversitesi Devlet Konservatuarı Kompozisyon ve Müzik Teorisi dalında lisans çalışmalarını sürdüren Yağız Oral (1997) yönetti. AGO’nun kurucu şeflerinden olduğu belirtiliyor.
Yaratılan işin güzelliği bir yana, gençlerin heyecanını görmek ayrı bir zevkti. Kendilerine olanak tanınırsa, bu dinamizm ve enerjiyle hızla gelişerek ilerleyecekleri şüphesiz. Şimdi dikkatler verecekleri ikinci konserde.
AYŞE ÖKTEM
16 Mart 2018