Amerika kıtasında neler oluyor bilemiyoruz ama, Avrupa’da sanki yarışa girmişler. Konser salonu yarışı. Paris’te Fransız Radyosu bünyesinde açılan 1461 kişilik Oditoryum; 2400 kişilik Philharmonie de Paris; Paris banliyösünde açılan biri 6000, ikincisi 1150 kişilik salona sahip La Seine Musicale. Üçü de 2014 ile 2017 arasında, 3 yıl içinde açıldı. Berlin’de Pierre Boulez konser salonu. 700 kişilik. Hamburg’da büyüğü 2150, küçüğü 550 koltuk kapasiteli Elbphilharmonie. 2014 yılından sonra açtılar kapılarını.
Ve şimdi Moskova’da Zaryadye Konser salonu. 1560 koltuk kapasiteli. Konser salonunun konumlandığı yer Moskova’nın tarihî, en eski bölgelerinden. Kremlin’e yakın. 16. Yüzyılda soyluların yerleşim yeriyken, 19. Yüzyılda daha çok Yahudilerin yerleşim merkezi olmuş. Burada dünyanın en büyük oteli olarak Guiness Rekorlar Kitabına giren, Sovyet döneminde, 1964-67 yılları arasında inşa edilmiş Rossiya Oteli bulunmaktaydı. 2006 yılında yıkılan otelin yerinde uzun yıllar hiçbir faaliyet yok iken, 2012 yılında Başkan Putin’in bu muazzam, 102 bin metrekarelik boşluğu kamusal canlı bir alana dönüştürme fikrini ortaya atmasıyla, Zaryadye Parkı projesine doğru ilk adım atılmış oldu. Üç yıl içinde tamamlanarak, 2017 yılı sonlarına doğru halka açılan ve 224 milyon dolara mal olduğu tahmin edilen Zaryadye Park’ın içinde sosyal ve kültürel etkinlikler için çok sayıda imkân yaratılmış. Parkın içinde, üstü yarı açık, 5000 kişilik bir amfitiyatroyla, bir konser salonu bulunmakta.
Konser salonu parkın doğasının içine adeta gömülmüş. Büyük konser salonu 1560 koltuk kapasiteli. Moskova’da yerleşik tasarım firması “ Reserve” ve mimar Sergei Kuznetsov tarafından tasarlanmış. “Quick seating exchange” olarak tanımlanan bir oturma sistemi sayesinde kısa zaman içinde salonun sıralarının şeklinin değiştirilmesi sağlanabiliyormuş. Salonun içinin modern ve perdahlı; yumuşak, dalgalı hatlı olduğu anlaşılmakta. Hamburg ve Paris Filarmoni salonlarından esinlenerek, dinleyicilerin orkestranın çevresinde olmasına önem verilmiş. Akustik düzeni, Elbphilharmonie gibi, ünlü Nagata Acoustics firması ve onun başkanı Yasuhisa Toyota’ya teslim edilmiş. Orkestra yerinin zemini özel bir sedir ağacıyla kaplanmış. Diğer yerlerde ise meşe ağacından yararlanılmış. İlk akustik denemeyi yapan Rus bas Nikolai Didenko, akustiğin mükemmelliğinden söz ederken, Rusya Ulusal Orkestrasıyla gelen Mikhail Petrenko da çeşitli deneylerden, daha nice sayısız deneyimin yapılabileceği bir mekân olarak tanımlamış salonu. Ayrıca 400 kişilik bir oda müziği salonu da var.
8 Eylül akşamı Valery Gergiev yönetimindeki Mariinsky Orkestrasının konseriyle kapıları açılan salonunun ikinci misafiri, bir sonraki gün, La Scala Opera Orkestrası ve şef Riccardo Muti olmuş.
Bundan bir süre önce yine bir konser salonuyla ilgili olarak bir tanıtım yazımı , “zenginin parası, züğürdün çenesi yorar” söyleyişiyle bitirmiştim. Öyle ya, bizlerin varken, bir konser salonumuz yok oldu. Başkentte ise, yoktan var edilmeğe çalışılan, ama biz müzikseverleri Beckett’ın piyesinde Godot’yu bekleyen Vladimir ve Estragon’un durumuna düşüren, bitmeyen bir konser salonu yapımı var. Acaba Godot’yu beklemeye devam mı edeceğiz? Bu duruma yapabileceğimiz hiçbir yorum yok.
AYŞE ÖKTEM
22 Eylül 2018