Hak, duyunç (vicdan), savaş-barış… kavram ve gerçekliklerinin altüst edilmesi, içinin boşatılması onyıllardır sıradanlaştı. Bu durum toplumun düşün üretme duyarlılığını neredeyse yok etti.
Ali ile Manoli, Ülkün Tansel’in bilimci yanına da dayanan, İzmir’in ve Ege Bölgemizin Yunan ordusunca işgali sırasında yaşanan acıları, kötülükleri, oğlak sürüsü güden Türk ile Rum iki dost çocuğun gözünden, destansı bir örgüyle anlatır. Yunan işgalcilerince öldürülen Karabaş, trenin çarptığı Topal Ak Oğlak sevgidir, acımaktır… Ali’nin babası Arap çöllerinde savaşmış, dönmemiştir. Düşlerine girer olanca özlemiyle. Anası Ali’yi gözünden sakınır. Ali köy pazarından dönerken, bileti yok diye, Rum denetçilerce bir kadının, hızla yol alan trenden, kucağındaki bebeğiyle atıldığına tanık olur. Mehmet Ali Efe direnişin simgesidir.
Manoli’nin babası Kosta, Yunan işgaline sıcak bakanlardan değildir. Bölgeyi sömüren, talan eden, Demiroluk madeninden, bekçi bayıltılarak bir kasa dinamit çalınır. Yunan askeri taşıyan trenin geçeceği anda dinamitler patlatır, köprü yıkılır. Yunan komutan Kozluca köyü erkeklerini toplar, kurşuna dizer. Aralarında Ali de vardır; Manoli dostunun başucunda ağlar.
Çocuklarımız Çanakkale’yi Anzak torunlarının ateş yakıp dans ettiği yer, Ege’mizi dedelerimizin masum Rumları korkutup kaçırdığı yer olarak bilmemeliler; çünkü gerçek değil.
GÜNAY GÜNER
12 Nisan 2023, Ankara
Ali ile Manoli, Ülkün Tansel, Cumhuriyet Kitapları, 2022.
60 Sayfa, internette 31.50 TL