İçinden geçtiğimiz ya da geçemediğimiz bu (buhran değil!) bunalım günlerinde sonsuzluğa uğurlanan güzel insanlarımızdan biri de Gazeteci-Yazar Varlık Özmenek’tir. Kimi insanlar vardır, bilerek kendilerini göz önünde tutmaktan kaçınırlar; yapıtları, yaptıkları ulaşsın, bilindiklerinde öylece bilinmek isterler. Varlık Özmenek sözcüğün tam anlamıyla usta gazeteciydi. Aydınlanma yolunda emek vermediği yayın ve ortam yok gibidir. 1967 yılında yine bir aydınlanma öncüsü Mahmut Tali Öngören’le birlikte TRT’de, kurucu kadro içinde çalışmaya başladı. Atatürk’ün isteği üzerine Rus yapımcılarca çekilen “Türkiye’nin Kalbi Ankara” belgeselini yayımladılar diye, TRT Genel Müdürü tarafından yayım kesilerek görevden alındılar, cezalandırıldılar, işlerinden atıldılar. Televizyon yayımcılığı burada son bulsa da yerini birçok başka kuruluş aldı: Yenigün, Yeni Ortam, Hürriyet, Vatan, Politika, Dünya, Görev, Şenola, Demokrasi, Ülkede Gündem, Aydınlık gazeteleri; İmece, Bilim ve Sanat (99 sayı yayımlanan bu önemli derginin Genel Yayın Yönetmeniydi), Yürüyüş, 7 Gün, Adımlar, İlke dergileri… Ya ajanslar, radyolar? ANKA, İSTA, THA, WDR, NOS, NPS, Sweden Radio TV, Norveç, Danimarka, Belçika, Berlin Radyoları Türkçe bölümleri… Tarifsiz bir emektir bu. 32 ayrı demokratik kitle örgütünde üst düzeyde emek veren kaç kişiye rastlanabilir…
Varlık Özmenek (solda) Mustafa Ekmekçi ve Yaşar Kemal'le...
Yeni Gün gazetesi döneminde Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Rıfat Ilgaz, Turhan Selçuk, Mehmet Kemal, Sevgi Sosyal, Örsan Öymen, Hasan Hüseyin, Dursun Akçam, Hüseyin Baş gibi yetkin adlarla birlikte çalıştı. Birçok ödülün de (Çağdaş Gazeteciler Derneği 1979 Yılın Gazetecisi, 1998 Çağdaş Gazeteciler Derneği Mustafa Ekmekçi Emek Ödülü, Medya Radyo Televizyon Gazeteciler Sendikası 2000 Yılı İletişim Özgürlüğü Ödülü, 2016 İLEV Meslekte 50 Yıl Ödülü…) sahibi olan Özmenek, “İşte Sovyetler Birliği”, “Medya Terörizm”, “Büyük Soygun’da Medya” adlı kitapları yazdı.
Varlık Özmenek köy enstitüleri ile gönül bağı olan bir aydındı. Onu yitirişimiz üzerine Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin açıklamasında bu bilgi şöyle yer aldı:
“Varlık Özmenek, babası Hamit Özmenek’in Köy Enstitüleri kurucularından olması nedeniyle 1943 yılında Çifteler Köy Enstitüsü’nde doğdu. İsim babası, Köy Enstitülerinin unutulmaz öğretmeni Rauf İnan oldu. İnan’ın ‘Varlığı Türk varlığına armağan olsun’ diyerek verdiği ‘Varlık’ ismi hayatı boyunca yazın ve düşün dünyasına harcadığı emeklerin pusulası, Köy Enstitüleri de kıymetlisi oldu. Hatta mesleğe de 1963 yılında Köy Enstitüleri’nin İmece dergisinde başladı.”
Varlık Özmenek Türk Devrimine, cumhuriyetin kazanımlarına yürekten bağlıydı. Son soluğuna değin kuruluşlara, örgütlere desteğini sürdürdü; çalışmalara katıldı.
Bu satırların yazarı olarak yaşamımın büyük şanslarındandır Varlık Beyle tanışmam. 1980’li yılların başı. İki insan bile bir araya gelemiyor. Fakültedeyim. Ders bölünerek arkadaşımız götürülüyor… Baskı, eziyet, işkence. Yaşamın hiç tadı kalmamış. Prof. Sadun Aren makro ekonomi dersimize geliyor. Bir gün soluğu Bilim ve Sanat dergisinin yerinde alıyorum. Yazı heveslisiyim. Koşullara başka nasıl direnilebilir ki… Varlık Özmenek ve İlhan Alkan’la o gün tanışıyorum. Daktilo var o zamanlar. Yazılarımı sunup, eleştirilerini alıyorum. Sadun Öğretmenimin yazılarını da genellikle Bilim ve Sanat’ta okuyorum…
Araya nice zaman girmişti ki görevlisi olduğum İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı’nın, yine Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Haluk Erdem tarafından düzenlenen, çok sayıda bilimcinin katıldığı çalıştayda karşılaştım Sevgili Varlık Özmenek Ustamla. Sevgili eşi Aylin Hanım da birlikteydi. Nasıl mutlu oldum…
Varlık Özmenek insanı içtenliğiyle hemen saran, güleç bakışlarında sevgi, dost, sıcaklığı yansıyan bir kişilikti. Yalnızca benim düşüncelerim olduğunu sanmıyorum bunun. Herkese öyleydi.
Varlık Özmenek 20 Ağustos 2020’de aramızdan ayrıldı. Sonsuzluğa uğurladık. Onun varlığı yalnızca ulusuna değil, insanlığa armağandı. Düşünbilimsel anlamda da varlıklarını kendileri yaratanlardandı. Işıklar içinde uyusun.
GÜNAY GÜNER
2 Kasım 2020, Ankara