Yazar-Eleştirmen Üstün Akmen’i de 30 Ekim 2015’te yitirdik. Ustalarımız, bu ülkenin yetkin değerleri güzel insanlar bir bir, küskün gibi, umudu tükenmiş, mutsuzlaşmış gibi alıp başlarını gidiyorlar. Halk ise (acıyla kıvranan bir avuç aydının dışında) hiçbir yitiminin ayrımında değil.
Üstün Akmen’in yaşamı da işini iyi (ama en iyi) yapan, başarıdan başarıya ulaşan bir üstün insanın yaşamı. Pek kimsenin kalem oynatmayı göze alamadığı, yazmaya yüreklenemediği oyun eleştirisi alanında yüzlerce yazı, birçok kitap yazdı. Sıralamak bile güç; Akmen’in aldığı ödüller, görev yaptığı seçici kurullar, yayınevi yöneticilikleri, yazar örgütleri başkanlıkları, siyasal çalışmalar… Binlerce yıllık geleneği olan oyun sanatında emek verenlerin azlığı ve dolayısıyla yapılan işlerin ne değin değerli olduğu açık bir gerçektir. Oyun sanatı eleştirisi alanında Üstün Akmen’in neredeyse tek usta olduğunda hemen herkes düşün birliği içindedir.
Bir diğer yönünü belirtmeden de geçmemeli Akmen’in; o aynı zamanda bir tutumbilimciydi (iktisatçı). Yaşamöyküsüyle ilgilenmeyenler pek bilmezler bu yanını. Tutumbilimciliği tümüyle bırakmamıştı. O alanda da çok başarılı çalışmalar yaptı. Giderek bazı yazın çalışmalarına tutumbilimsel izlekler yansıttı. Zaten sanat biraz da savurganlıklarla, fazlalıklarla işi olmamak değil midir?
Oyun eleştirisinde edindiği sarsılmaz ustalığın da verdiği özgüvenle, sözünü sakınmaz, sanata, oyuna saldırmayı “görev” sayan, çirkin yasalar çıkarmaya çalışarak sanatı yok etme tasarıları yapan ülke yönetimine, “Kültür” ve “Turizm” Bakanlığına da eleştirilerini anında yöneltirdi. Ekmeklerinden edilen oyun sanatçılarına desteğini esirgemezdi.
Türkiye’nin değerli bilgisunar sanat dergisi Sanattan Yansımalar’da usta-çırak yan yana yazma mutluluğuna eriştim. “Gözlemevi” adını verdiği köşeyazılarıyla ilgili beğenilerimi iletirdim; ondan incelikli yanıtlar alırdım. Demem o ki güzelgönüllüydü. Onca ustalığına, başarısına karşın kibir nedir bilmezdi.
Sanattan Yansımalar’daki son yazısı 13. Kıbrıs Tiyatro Festivali’nin en sivri oyunu: “Halktan Biri” başlığını taşıyor. Önceki birkaç yazısını da anmak isterim: İtalyan Gazeteci, Romancı, Oykü ve Oyun Yazarı Curzio Malaparte’nin (1898-1957) oyunu üzerine “Kadınlar da Savaşı Yitirdi-Anche Le Donne Hanno Perso La Guerra”; Polonyalı Oyun Yazarı, Yazar ve Karikatürist Sławomir Mrożek’in (1930-2013), absürt yapıdaki satirik (taşlama) kılıflı “Terzi” başlıklı oyunu üzerine “’Moda’nın Kumaşı Olarak İnsan Derisi: ‘Terzi’”… Türk yazınına emek vermiş yazarlar için değerbilirlik yazıları, haksızlık yapılanları savunan yazılar…
Başka hiçbir sanat dalında olmayan bir yapıdır oyun; her oynanışında, diğer deyimle defalarca yeniden yaratılır. “Endüstriyel seri üretim”e aykırıdır. Bu yönden de oyuna verilen emek başkadır, yoğundur. Bu gerçeği en iyi bilenlerdendi Üstün Akmen. Her başarılı oyuncunun, yönetmenin, dekorcunun, giysi sorumlusunun…başarısının karşılık bulmasını isterdi, buna çabalardı.
Sevgili Üstün Akmen ekinimizin yüz akı yazarlarımızdandı. Işıklar içinde, yarattığı gibi güzellikler içinde yatsın.