Klasik Müzik Dünyasından Pandemiye Bakış -5
“Bulgaristan & Rusya”
Yazı dizimizde durağımız iki çok yakın ilişki içinde olduğumuz ülke “Bulgaristan & Rusya”da.
Bulgaristan Sofya’dan bize Fazioli piyanolarının kurumsal yüzü ünlü piyanist ve şef Ivan Yanakov, Rusya Moskova’dan, ünlü şef ve Moskova Çaykovski Konservatuarı’nda Profesör ünvanı ile akademik kariyerine devam eden Valdimir Ponkin ülkelerindeki pandemi ve sonrası hakkındaki düşünce ve edinimlerini siz değerli Sanattan Yansımalar okurları için anlattı.
IVAN YANAKOV
Dünyada önemli piyanistler arasında yer alan Sofya doğumlu virtüoz İvan Yanakov, uluslararası piyano yarışmalarında elde ettiği birçok ödülün ardından dünyanın önde gelen müzik otoritelerinin dikkatini çekmiştir.
Yanakov, New York Mannes College ve Sienna Accademia Chigiana’da Michele Campanella’nın öğrencisi olarak tamamladığı akademik eğitiminin sonrasında sayısız müzikal ortaklığa imza atmış, birçok ülkede önemli müzik adamları ile çalışmıştır. İtalya’da düzenlenen müzik festivali, Siena Belcanto’nun Müzik Direktörü ve kurucularından olan usta piyanist, İngiltere Piyano Festivali direktörlüğü görevini de üstlenmiştir.
Yanakov birçok kez Arsu Güzel Sanatlar Akademisi’nde ustalık sınıfı dersleri vermek için İstanbul’a gelmiştir. Pandemi ve karantina öncesi 7 Mart’ta ülkemizde bulunan ve Arsu Güzel Sanatlar Akademisi'nin 10. yıl etkinlikleri kapsamında hem ustalık sınıfı dersleri hem de mini bir konser veren ünlü virtüoz pandemi ve sonrası hakkında bize ilginç açıklamalarda bulundu.
SOFYA VE PANDEMI
Sofya’da salgının son durumunu ve endişelerini şöyle dile getirdi.
“Ne yazık ki şu an ülkemdeki durum, virüsün tekrardan yükselişe geçmiş olduğudur. Çünkü birçok vatandaşımız salgın hastalık tehlikesinin ve sebep olduğu ölümün ciddiyetinin bilincinde değil. Ne yazık ki ne zaman kendileri ya da çok yakınları hastalanacak, işte ancak o zaman durumun ciddiyetini kavrayacaklar. ”
Ünlü piyanist pandemi sonrası Sofya’da kültür, sanat ve konserler açısından durumu şöyle aktardı.
“Bulgaristan'da pek çok kültürel etkinliğe hükûmet değil belediyeler karar veriyor. Bu nedenle, her bölge veya şehrin farklı bir görüşü ve yaklaşımı var. Ülke içinde şehirden şehre hâtta belediyeden belediyeye farklı uygulamalar söz konusu diyebilirim. Örneğin şu an bulunduğum şehir olan Sofya’da, şimdiden sosyal mesafe kurallarına uyarak kapalı mekânlarda klasik konserlerinin Eylül ayından itibaren başlayacağına dair konser duyuruları başladı.”
Konserlerin geleceğine dair sorumuza ilginç bir cevap veren Yanakov şunları söyledi:
“Geçen yıl Bulgaristan'daki büyük bir gazete için gerçekleştirdiğim röportajda müzik dinlemenin artık çoğunlukla dijital müzik platformlar üzerinden online tercih edildiğinden bahsetmenin yanı sıra (CD'lere ve LP'lere karşı) küçük ama ürkütücü bir kehanette bulunmuştum: Kim bilir, belki gelecekte konserler sanal bir izleyicinin önünde canlı akış olacak diye. Az da olsa bu felaketin kehanetinin gerçekleşeceğini bir yıldan az bir süre önce bilmişim. Dürüst söylemek gerekirse yakın geleceğe dair neler olacağını kestirmek çok güç. Ancak, şu an pek mümkün gözükmese de, birkaç yıl içinde kalabalık bir izleyici kitlesi ile büyük etkinliklerin tadını çıkaracağımız konusunda iyimserim.”
Sanatçı dünyada ve ülkesinde pandemiye sonrasına dair alınan tedbirleri şöyle değerlendirdi:
“Şimdiye kadar pandemi ve sonrası için alınan tedbirleri ciddi ve akıllıca buluyorum. Bu hastalığı tanımıyor ve öğrenmeye çalışıyoruz, bu nedenle öğrenene kadar bu önlemlerin toplumlar tarafından daha ciddiye alınmasını diliyorum! Geçici yeni gerçeklik-normaleşme ile yüzleşmeliyiz. Bunun geçici olduğuna ve ardımızda bırakacağımıza inanıyorum çünkü bilime inancım var. Bu zor günleri aşıp eski sosyal yaşamımıza geri döneceğimize eminim.”
Ivan Yanakov bu süreci geride bırakma konusunda önerisini şöyle açıkladı:
“Benim tavsiyem? Bence kesinlikle yaratıcı düşünmeli ve kendimize sanatımızı icra edebilmemiz için yeni çalışma yolları aramalıyız. Hayal edin önümüzde büyük bir Lego var. Bu Lego ile yapacağımız yapı ya da şekil ulaşmak istediğimizden, hayalimizden uzak kalıyorsa, her zaman denemeye açık olarak ikinci, üçüncü hâtta ulaşmak istediğimize ulaşana kadar, ne kadar gerekiyor ise deneme yapmaya devam etmeliyiz... Sadece müziğimizle değil, onu sunduğumuz şekilde, provalarımızda, sanatımızın sunum şekillerinde, yeni öğretme yöntemlerimizde yani bizi ilgilendiren her konuda yaratıcı olmalıyız. Şimdi böyle yeni yollar keşfetmek ve yaratmak için mükemmel bir an! Tabii ki birçok endişem de var, ama bunlar kişisel olmaktan ziyade toplumsal endişeler. Yeni normalleşme ile yüzleşmeli, kabul etmeli ve hayat kalitemizi artırmak için bunların üzerinde çalışmalıyız. Bu salgını inkâr etmek ya da durumu kötümserlik ile kabul etmek yerine buna karşı sosyal olarak harekete geçmeliyiz.. Ancak o zaman ilerleyebiliriz.”
VLADIMIR PONKIN
1951 yılında Irkutsk'ta doğan Vladimir Ponkin Gorki Konservatuarı ve sonrasında Moskova Konservatuarı'ndan mezun oldu. 1980 yılında Sovyetler Birliği'nde Londra'daki Rupert Vakfı Şeflik Yarışmasını kazanan ilk genç şef oldu. Ünlü şef yıllar boyunca Yaroslavl Senfoni Orkestrası, Sinematografi Devlet Senfoni Orkestrası, Krakow Filarmoni Orkestrası ve Moskova Filarmoni Orkestrası’nın baş şefliğini yürüttü.
Kariyeri boyunca birçok festivale katılan ve dünyanın en prestijli orkestraları ile çalışan maestro 2004 yılından bu yana Moskova Konservatuarı'nda profesör olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda Devlet Müzik Pedagoji Enstitüsü “MM Ippolitov-Ivanov” da Opera ve Senfoni Şefliği Bölümü Başkanıdır. Rusya'da öğretmenlikle birlikte, düzenli olarak yurt dışında yüksek lisans dersleri veriyor. 2009 yılından bu yana, Rus Genç Şefler Yarışması “IA Musin” in jüri başkanlığını da yürütmektedir.
Vladimir Ponkin Türkiye'ye sadece 2018 yılında Bilkent Senfoni Orkestrası’nı yönetmek için davet edildiğinde geldi.
PANDEMI KISKACINDAKI RUSYA
Hali hazırda Moskova’da hayatını sürdüren ünlü şef pandemi sonrası durumu bize şöyle aktardı.
“Rusya salgın sebebiyle hâlâ zor durumda olmasına rağmen, salgına karşı alınan tüm kısıtlamalar adım adım kaldırılmakta. Yaşam tüm alanlarda yavaş yavaş olağan haline geri dönmeye başladı. Elbette ki tüm sektörler normal hallerinden hâlâ çok uzaktalar. Ama yavaş yavaş da olsa insanlar sokaklara çıkmaya, tekrar iletişim kurmaya, işe gitmeye, spor yapmaya, hâtta kültür ve sanat hayatına bile ilgi duymaya başladılar. Bir yanda durum böyle iken birçoğuna göre, hastalık bitmedi ve zorluklarla yaşanılan pandemi duruma tekrar geri dönülme tehlikesi hâlâ mevcut. Bu nedenle, haklı olarak halkın çoğunluğu kısıtlamaların kaldırılmasına karşı temkinli bir tutum içerisindeler. Sokaktaki insanlar böyle düşünseler de toplumun genelindeki kanı ana tehlikenin geçtiği yönünde. ”
Ünlü şef, Rus hükûmetinin bu süreçte sanat ve sanatçıya nasıl baktığı yönündeki sorumuzu şöyle yanıtladı.
“Pandemi süresince Rus hükûmeti devlet bütçe kuruluşlarına karşı tüm yükümlülükleri yerine getirmek için çok çalıştı. Pandemi birçok orkestra, tiyatro ve diğer sanat kurumları gelir elde ettikleri faaliyetlerinin durmasına neden olması sebebiyle finansal olarak ayakta ve hayatta kalabilmeleri tehlikeye düşmüştü. Devlet kendine bağlı tüm kültür ve sanat kurumlarında çalışan herkesin tüm maaşları tam olarak ödedi. Ve bu desteği sadece devlete bağlı kurum ve sanatçılar değil sosyal devlet anlayışı içinde pandemi ile karşı karşıya kalan tüm sanatçılara gösterdi. Karantina boyunca çevrim içi konserler yaparak hayatta kalmaya çalışan tüm sanatçılar da devlet desteğinden faydalanabildi.
Elbette ki bu online yapılan konserler, sanatçı ile seyircilerin canlı bir konserde ortaya çıkan etkileşim ve iletişimin tamamen yerini tutmasa da, en azından bir şekilde sanat ve seyirci arasında bir köprü olarak pandemi sürecinde boşluğu doldurdu. Devletin bu yaratıcı girişimleri desteklemesi sayesinde birçok yaratıcı ekip ve sanatçı salgında hayatta kalma fırsatı buldu.”
Maestro Ponkin müziğin ve konserlerin geleceğine dair görüşlerini şöyle dile getirdi.
“Klasik müzik konser formatı birkaç yüzyıl boyunca varlığını hep sürdürmüştür ve sürdürmeye devam edecektir. Çünkü konser formatı sanatçı ile halk arasındaki en dengeli ve mükemmel iletişim biçimidir. Yaşam ilerler, teknoloji gelişir, düşünme şekli değişir… Değişim, gelişim, pandemi gibi olaylar ya da toplumsal şoklar yeni koşulları bizlere dayatır. Şu an böyle bir süreci yaşıyoruz, online konserler müziğin varlığını sürdürmesinin yeni biçimlerinden biridir. Bu yeni konser formu gelişmeye devam edecektir, ancak şunu belirtmeliyim ki asla ve asla bir konser salonunda canlı verilen bir klasik müzik konserinin yerini tamamen alamaz. Benim düşüncem bundan sonra kişisel tercihlere göre iki alanda da, hem canlı müzik konserleri hem de çevrim içi konserlerin, kendi kitleleri olacaktır.
Ne dünyada ne de Rusya'da alışageldiğimiz eski konser formatında konser etkinliği gerçekleştirmek için alınan önlemler yeterli görünmektedir. Tabii ki bazı zorlukları olsa da önlemler altında konserler başlayacaktır. Öngörülen mekânsal, seyirci sayısı, sanatçı ve orkestraların repertuarında yapacakları değişikliklerin getireceği zorluklar kaçınılmaz. Ancak değişiklikler ve göğüslenen zorluklar sayesinde gelecek sezon için gerçekleştirebileceğimiz nispeten güvenli konserler için prova sürecine başlamamıza izin verecektir. Pandemi ve ona karşı sürekli değişen karar ve önlemler sebebiyle şu an için gelecek sezonun zamanlaması da planlaması da belirsiz. Açıkçası devlet desteğinin aynı şekilde kesintisiz süreceğini umuyoruz, çünkü gelecek sezon konserlerinde fiziksel mesafenin korunması sebebiyle salonlarda seyirci sayısında ciddi azalma bu da elde edilecek gelirde büyük bir düşüş anlamına gelmekte. Tabii ki asıl öncelik, hem izleyicilerin hem de müzisyenlerin sağlık ve güvenliğidir. Ama bu kurallar altında hayatta kalmak için devlet desteği olmazsa olmazdır.”
Değerli şef son olarak pandemi ve sonrasına dair düşüncelerini şöyle aktardı.
“Temel endişelerim güvenlik ve sağlık konuları üzerinedir. Yarına cesurca adım atmak ve sanatımızı icra etmeye devam edebilmek için hepimizin sabırlı olması gerekmekte. Bu zor dönemi cesurca geleceğe adım atabilmek için öyle veya böyle üstesinden gelmeliyiz. Müzikal dünya kaçınılamaz bir şekilde değişiyor, ancak yeni gerçeklik geleceğinde herkes için bir yer var. ”
**
Yazı dizimizin son durağı Türkiye. Bize ülkemizde yaşanan pandemi ve sonrası süreci sanat ve sanatçı gözünden, yurt içinde ve yurt dışında birçok başarıya imza atmış klarinet sanatçımız Ecesu Sertesen ve ülkemizin nadir yetiştirdiği ünlü maestro Cem Mansur, anlatacaklar.
Son durak Türkiye’de buluşmak üzere…
Osman Enfiyecizade
14 Temmuz 2020, Moda / İstanbul