CSO ADA ANKARA 2022 Sonbaharında Bir Harika

Geçtiğimiz Mart ayı itibarıyle Ozan Binici, ülkemize ve Ankara’ya büyük değer katan ve şu an Türkiye’nin en prestijli sanat kurumu olan CSO Ada Ankara’ya “Sanat Yönetmeni “ olarak atanmasıyla dikkatleri üzerine çekti. Deneyimli sanat yönetmeni Binici, böyle önemli bir göreve getirilmesinin ne kadar doğru bir karar olduğunu daha gelir gelmez hayata geçirdiği projelerle gösterdi. Pandemi sürecinde vekaleten yönetilen CSO Ada Ankara gerçek potansiyeline Ozan Binici ile kavuştu. Nerde ise sezon bitiminde ataması gerçekleşen Binici, çok kısa sürece sanat adasına büyük hareketlilik getirdi.

2022-23 sezonunda büyük ses getirecek ve yüzde 100 onun imzası taşıyan ‘CSO Ada Ankara 2022 Eylül - Aralık Programı geçtiğimiz Ağustos ayında duyuruldu. CSO Ada Ankara’da dört ay boyunca gerçekleşecek konserler resmen İstanbul’u kıskandıracak cinsten. “Erken Dönem ve Barok Serisi, Çağdaş ve Deneysel Müzik Serisi, Oda Müziği ve Resital Serisi, Org Serisi, Caz Serisi, Dünya Müziği Serisi ve Pop Müzik Serisi” kapsamında hazırlanan programlar adeta bir ünlüler geçidi ve daha da önemlisi Türkiye’ye hiç gelmemiş sanatçılardan hazırlanmış olması. Ozan Binici müthiş bir program hazırlamış ve CSO Ada Ankara’nın ‘sanatın da başkenti’ olması yönünde müthiş bir iş çıkarmış. Aralık ayına kadar açıklanan programı İstanbul’da kendini tekrar eden ayını sanatçıların “ünlü” diye getirildiği kısır döngüye karşı, resmen 8 ay sürecek bir festivalin habercisi gibi.

Ozan Bey CSO Ada Ankara’nın mottosunun “ Başkentin kültür ve sanat adası” olduğunu, konserler harici ülkemizin “somut olmayan kültür mirası”na da çok önem verdiğini ifade etmekte. Bu hassasiyetine istinaden bilhassa gelecek kuşaklara aktarmak için yeni hayata geçirdiği ‘somut olmayan kültür miraslarımız’ projesine dikkat çekmekte. Bu misyon doğrultusunda öz kültür değerlerimiz “Meddah, Karagöz, Ebru Sanatı Atölyesi, Mangala Zeka ve Strateji Oyunu” gibi projeleri de CSO Ada Ankara bünyesinde tek tek hayata geçirmeye başlamış.

EYLÜL AYINDA CSO ADA ANKARA

CSO Ada Ankara 17 Eylül’de yeni sezona merhaba diyor. Yaz boyunca etkinlik ve konserlere ara vermeyen Türkiye’nin ilk ve tek sanat adası yeni sezona birbirinden güzel ve ilk Türkiye konserlerini verecek sanatçılarını ağırlamaya hazırlanıyor. Açıkçası Ankaralı müzikseverler bu sezon her anlamda müziğin her türüne dair kaliteli programlara ulaşabilecek olmalarından dolayı çok şanslı.

Ankaralı müzikseverleri birbirinden güzel dopdolu bir Eylül ayı bekliyor, ama ben Eylül ayında “CSO Ada Ankara Ana Salon” da kaçırmamanız gereken iki konserden bahsetmek istiyorum.

Mojca Erdmann ve Riccardo Bovino

"Alman Romantizminin Sınırsız Ufuklarında”

Almanya’nın uluslararası sahnelerdeki en başarılı seslerinden yıldız soprano “Mojca Erdmann“ CSO Ada Ankara’nın “Misafir Yerleşik Sanatçısı“ olarak bu serinin ilk konserini vermek üzere 17 Eylül’de Ankara’ya geliyor.

Berlin Filarmoni Orkestrası, Amsterdam Concertgebouw, Elbphilarmonie (Hamburg) ve Köln Filarmoni gibi dünyaca ünlü orkestralarla konserler veren, Avrupa’nın önemli operalarında sahneye çıkan, Daniel Barenboim, Yannick Nézet-Séguin, Kent Nagano gibi şeflerle çalışan Deutsche Grammophon sanatçısı Mojca Erdmann bu konserde dünyaca ünlü Romantik dönem Alman bestecilerin şarkılarının yanısıra Mozart’ın çok sevilen bir konser aryasını da seslendirecek.

Mojca Erdmann CSO Ada Ankara konserinin ilk yarısında hem Robert Schumann hem de ünlü müzisyenin eşi, zamanının ünlü piyano virtüözlerinden ve besteci Clara Schumann’ın romantizmin sihirli doruklarındaki birbirinden güzel şarkılarını seslendirecek. Konserin ikinci yarısında ise Felix Mendelssohn’un yaşamının çeşitli dönemlerinde yazdığı ve bestecinin göz kamaştırıcı duygu zenginliğiyle dolu şarkıları yer alıyor. Konserin finalinde ise Mozart’ın dönemin en ünlü seslerinden soprano Nancy Storace için yazdığı ve bestecinin en sevilen aryaları arasında yer alan tutkularla ve Mozart’ın tanımsız güzellikleriyle dolu “ Ch‘io mi scordi di te“ aryası bu son derece özel lied akşamının finalini yapacak.

Kaçırmayınız…

Fenella Humphreys & Nicola Eimer

"Bach’tan Sibelius’a Virtüözlerin Sihirli Sesi”

Dünyaca ünlü müzik dergisi ‘The Strad Magazine’, kemancı Fenella Humphreys ve piyanisti Nicola Eimer’in birlikte yaptıkları CD’ye ithafen “ her zamanki gibi üstün yaratıcılığıyla bezenmiş doğal yeteneğini ve parlak renklerini, çaldığı parçaların tüm güzelliklerini gözler önüne sermek üzere gayet iddialı bir performans sergiliyor. Humphreys ve piyanisti Nicola Eimer yıldızların doruğundalar…” yorumunu yapmış.

Birleşik Krallık klasik müzik dünyasının son yıllardaki en parlak keman virtüözlerinden bir kabul edilen Fenella Humphreys ve başarılı piyanist Nicola Eimer’in 2019 senesinde çıkardıkları “So Many Stars “ albümü için ünlü sektör dergisi ‘The Observer’ tarafından “Son derece tatmin edici… Tutkuları her notadan taşan sanatçılar eserleri yoğun bir adanmışlıkla seslendiriyor…” şeklinde övgüye layık görülmüş.

Ankara ve Türkiye’de ilk konserlerini verecek olan parlak İngiliz ikili CSO Ada Ankara için farklı ve çok renkli bir program hazırlamış.

Oda müziğinin ender eserlerinden olan, her bölümün farklı bir besteci tarafından yazılan (Schumann, Brahms ve Schumann’ın öğrencisi Dietrich) F-A-E Sonatı’nı seslendirecekler. Brahms tarafından bestelenen üçüncü bölümü, evrensel müziğin en yüce yapıtlarından, Bach’ın Re Minör Partita’ dan “Chaconne”, Clara Schumann’ın eşi Robert Schumann kadar ulaşılmaz romantik dünyaların izinden giden “3 Romans”ı, Beethoven’ın hummalı tamperamanını, benzersiz enginliğini ve ağır bölümde doyumsuz hüznünü barındıran ‘8 Numaralı Keman ve Piyano Sonatı’, yaşamı boyunca pek çok eser bestelemiş, Afro- Amerikan kadın besteci, piyanist, orgçu ve müzik eğitmeni Florence Price’ın ülkemizde büyük olasılıkla ilk defa seslendirilecek, birbirinden güzel motiflerle örülü, atmosferik ve cıvıl cıvıl “Fantezi”si, Finli dev besteci Sibelius’un ülkesinin renklerini tüm parlaklığıyla işlediği “5 Parça”sı ile Ravel’in caz ve blues müziğinden –kim bilir, belki de beklemediği kadar - etkilenerek dört senede bestelediği, güçlü izlenimci renklerin yanı sıra ateşli, heyecanlı, ve yer yer soluksuz anlarıyla hızla geçip giden sonatı sanatseverlere olağanüstü bir oda müziği akşamı vaat ediyor.