Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası (TUGFO) Türkiye, Çekya ve Almanya’da vereceği 7 konserlik turun açılışını 5 Ağustos’ta Bursa’da verdikleri konserle yapmıştı; İş Sanat’ta 8 Ağustos'ta verdiği konser ile istanbullu klasik müzikseverlerle buluştu.
TUGFO bu konserde Çaykovski, Fauré ve Schumann'a ek olarak, '2022 turnesi için Evrim Demirel’e özel sipariş verilen "Osmanlı Minyatürleri 2" yi salonu dolduran klasik müzikseverlere sundu. Bu sene TUGFO’nun solisti olarak genç ve başarılı viyolonsel sanatçısı Poyraz Baltacıgil seçilmiş.
TUGFO Artık SCAMV Kanatları Altında
Bu gerçekten çok güzel bir haber…
Çünkü maalesef asıl yuvası olan dernekten, içine sürüklendiği vehamet ve aymazlık sebebiyle derhal ayrılma çalışmalarına başlayan TUGFO yönetimi, aradığı huzur ve güveni nihayet SCAMV çatısı altında bulmuş.
TUGFO gibi bir oluşumun, farklı niyetlere alet edilmeyeceği aşikardı. Ve Cem Mansur gereğinin ivedilikle yapılacağını, bağlı bulundukları dernekte nahoş olaylar yaşanmaya başlar başlamaz ifade etmişti. Nihayetinde TUGFO’nun SCAMV kanatları altında olduğu bilmek benim açımdan mutluluk verici olduğu kadar, kemikleri sızlayan Cemal Reşit Rey ve onun yadigarı için bir o kadar da üzücü.
Yaz Akşamında Kapalı Konser
Açıkçası yaz aylarında kapalı konser, hele ki pandeminin hortladığı bu süreçte pek cazip bir seçenek değil. Lakin söz konusu özlediğimiz Cem Mansur ve onun yönetimindeki TUGFO olunca akan sular durur. Şu varki gerçekten iyi bir konser dinlemek istiyorsanız Türkiye’de kaçırmamanız gerekenlerden biri, TUGFO konseridir.
Herkes benim gibi düşünüyor olacak ki kapalı salon olmasına rağmen salon hemen hemen, hem de coşkulu seyircilerle, dolu idi. Bu konser sayesinde uzun zamandır görmediğimiz şef Can Okan, kontrbas sanatçısı ve hocası Onur Özkaya gibi dostlarımızı da görme fırsatımız oldu.
Betimlemeli Konser Deneyimi
Konser “ betimlemeli “ olarak verildi…
Betimlemeli konser, görme engelli klasik müzik severler düşünülerek planlamış. Amaç müzik haricinde sahnede olup biteni bir kulaklık sistemi aracılığı ile, sahneye kim çıktı, ne giymiş, boyu saç rengi gibi detayları bire bir konsere gelen görme engelli seyircilere anlatılmasına verilen isim. Bence çok güzel düşünülmüş fakat ne basın bülteni ve ne de başka mecralarda yeterince duyulmadığı için sadece 10 adet kulaklık dağıtılmış bu konserde. Daha fazla bilgi almak istedim ama kulaklıkları dağıtan görevli arkadaşlardan sadece bu kadarını öğrenebildim.
Keşke daha iyi duyurulsaydı ve bu ayrıcalıktan birçok görme engelli müziksever faydalanabilseydi, ya da konser programında bundan da bahsedilseydi, olmadı bir yetkili bizleri bilgilendirseydi… Umalım bir sonraki “betimlemeli konser” bu şekilde yapılır.
Cem Mansur nüktedan kişiliği ve kendine has tarzı ile kendini “betimleyerek” konsere başladı.
Canavar gibi TUGFO
Her sene başka başka bir çok müzisyen gence çatı ve okul oluyor TUGFO. Bu gerçekten bambaşka bir deneyim onlar için. Çok iyi bir şefle ve eğitmenlerle çalışmak, kendi gibi Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş müzisyenlerle tanışmak dostluklar kurmak ve ortak harika bir işe imza atmak bence paha biçilemez bir imkan.
Ve uzunca bir emeğin sonunda bu fırsatı gençelerin nasıl değerlendirdiğine şahit olmakta bir o kadar paha biçilemez bir deneyim.
Her zaman söylerim” Gençlik orkestralarının üzerine orkestra tanımam” . Neden derseniz, çünkü adı üstünde onlar genç, ümit dolu, hayalleri var ve hayat denen yorucu ve yıldırıcı yolculuğun çok başındalar. Bu sebeple hayat gailesi, yorgunluk, bıkkınlık, monotonluk ve en önemlisi güdüleyici olarak “para” onların şu an için lügatında olmayan kelimeler. Onlar için varolmak, dikkat çekmek, verilen emeklerin karşılığın emeği geçen herkese göstermek, görünür olmak ve bir adım önce çıkmak şu an onların damarlarında akan deli kanın tezahürü olarak “kanlarıyla / ruhlarıyla” çaldıkları bir performans ortaya koymaktan başka bir şey düşünmüyorlar. Ve verilen imkanların ödül niteliğinde en güzeli ise 60 tane arkadaş ile yurtdışına seyahat ve güzel solanlarda çalma fırsatı.
Sonuç karşınızda “Canavar gibi bir TUGFO “ dinliyorsunuz.
Dün akşam herşeye ile dört dörtlük bir konser dinleme şansını yakalamış olmaktan çok mutlu oldum.
Bu konserde benim ve de herkesin dikkatine çeken bir kaç genç sanatçıdan da bahsetmek istiyorum.
Başta ilk eserin 3. bölümü ve tüm konser boyunca başkemancı İdil Yunkuş'un performansı göz doldurucu ve gelecek vadeden bir kemancı olduğunun adeta göstergesi gibiydi. Umarım çok çalışır ve adını çok daha sık duyarız.
İkinci genç sanatçı ise klarnet sololarında harika performans sergileyen Efil Özdemir’di.
Üçüncü olarak şansına arpın baskın ve soloların olduğu eserlerin seçilmiş olmasıyla Bahar Zeynep Asçı kendini gösterme fırsatı yakaladı ve başarılı bir performans sergilerdi.
Tüm TUGFO 2022’yi ve emeği geçenleri canı gönülden tebrik ediyorum.
Konser Programı Şahane
Cem Mansur her anlamda işini çok iyi bilen bir yönetici ve şef. Bunun farkındalığında olmayanlar ve ona çok büyük ayıp edenler Mansur’un ardından ne olduğuna üç maymunculuğu bırakıpta bakabilirlerse zaten ne yitirdiklerini anlayacaklardır.
Evet gerçekten işini çok iyi biliyor, insanları yaz ayında kapalı bir salonda “sıkmadan” hem de 150 dakika gibi uzun sayılacak bir programı sıkılmadan izletip dinlettirmek kolay bir iş değil.
Harika bir program hazırlanmış ve her Cem Mansur konserinde olduğu gibi konserin bir “tema”sı vardı. Bu konser öyle yüksek tempolu gelişi güzel eserler seçkisinden oluşmuyordu. Konser “ Geçmişe Bakış” teması üzerine kurgulanmış. Bu “ sanatçının kendi müzikal geçmişine ya da müzik tarihinde yer almış önemli bestecilere yapılan bir geçmişe bakışı” içeren eserlerden seçilmişti, Schumann’ın eseri hariç.
Çalınan ilk eserde Çaykovski’nin Mozart’a bakışı, onun Mozart’ın “Mekke Hacıları” aryasını nasıl kendi eserinin içine yerleştirdiği duyulmaktadır. Faure’nin eserinde ise hem popüler dönem müziklerine ve son “Pastorale” bölümünde kendi müzikal yolculuğuna bir bakıştır. Çünkü besteci eserin ilk üç bölümünü besteledikten 40 sene sonra tamamen farklı bir tarzda yazmıştır.
Bir bakış ta Evrim Demirel’in birincisini 20 yıl önce bestelediği ve Cem Mansur’un talebiyle ikinicisini TUGFO için bestelediği “Osmanlı Minyatürleri 2”de de mevcuttur. Çağdaş bir bestecinin Osmanlı dönem müziğine ama kesinlikle içini kopyala - yapıştır dönem müziği ile doldurmadan bir bakışın müzikle anlatımı diyebiliriz.
Ben eseri gerçekten çok beğendim hele ki her ramazanda kandilde dinlediğimiz beynimizin içine kazınmış müziğin senfonik arajmanı “beste” ise Evrim Demirel’in eseri daha büyük bir yaratıcılık içermektedir. Bu eserdeki yaratıcılığın başka bir boyutu ise adında yer alan “ minyatür” ile yapı anlamında da özdeşleşmektedir. İki boyutlu olan minyatür sanatı, eserde “heterofonik” üslup ile boyut yaratılarak gönderme yapılmış.
Evrim Demirel’in emeğine sağlık…x
Ve sahnede “Poyraz Baltacıgil”
Uzun zamandır yükseliş grafiğini beğeni ile izlediğim Baltacıgil'i yakınlarda solist olarak dinleme şansım olmamıştı, bu konser sayesinde onu keyifle en önden izleme şansını yakaladım. Öncelikle seçtiği ya da seçilen “Roccoco Teması Üzerine Çeşitlemeler” gerçekten harika bir eser. Öyle bir eser ki hem dinleyene büyük keyif veriyor, hem de çalan sanatçıya sahip olduğu tüm teknik becerileri sonuna kadar sergileyebilme imkanı sunmakta.
Poyraz bu fırsatı sonuna kadar kullanarak tüm becerisini ortaya koyduğu mükemmel bir performans sergiledi.Eserin sonunda ortaya koyduğu harika performans neticesinde tüm salondan tezahüratlar eşliğinde uzun süre alkışlandı.
Genç çellist alkışlara karşılık Camille Saint Saens’nin “Kuğu”su ile bis yaptı.
Poyraz müzisyen bir aileden gelmekte ve 3 kardeş Efe, Fora ve Poyraz babaları kontrbasçı Yaz Baltacıgil’in izinden yürümüşler. Poyraz’ın abileri Efe ve Fora Baltacıgil yurtdışında çok iyi kariyerlere sahip sanatçılar olup o da abilerinin yolundan adım adım ilerlemekte ve umuyorum o da yurtdışında başlayacağı kariyerin adımlarını bir an önce atar. Çünkü Poyraz gerçekten büyük bir potansiyele sahip, lakin görünmeyen bir baskının varlığı genç sanatçının üzerinde hissedilmekte.
Poyraz’a dair tek olumsuz söyleyeceğim şey ise “kıyafet seçimi” . Açıkçası kıyafeti o sahneye ve o ambiyansa kesinlikle uymuyordu. Tabii ki herkesin giyim tercihi kendini bir ifade şeklidir ve buna herkes saygı duyar, ama bazen de bir işin “yakışığı vardır. İlla smokin giymeli demiyorum ama daha özenli daha sahneye yakışan bir tercih yapması daha hoş olabilirdi.
Konser Finali
Konserin finaline R. Schumann “Uvertür, Scherzo & Final Op.52” çok yakıştı ve harika bir kapanış performansı izledik. Tüm salon uzun süre bu gençleri ayakta alkışladı. Maestro Mansur alacağı tepkiyi çok iyi bildiği için teşekkür babında özel bir bis hazırlamıştı.
TUGFO 2022 Maestro Cem Mansur yönetiminde son olarak Dvorak “ Çek Suiti” V. Final bölümünü BİS olarak çalarak bu güzel konser akşamını sonlandırdı.
TUGFO’ya turnelerinde canı-ı gönülden başarılar diliyorum…
TUGFO 2022 Turnesine Dair
Sabancı Vakfı’nın kurulmasına öncülük ettiği ve ana destekçisi olduğu TUGFO Şef Cem Mansur’un yönetiminde ve SCAMV çatısı altında pandemi koşullarında uzaktan erişimle çalışmalarına uzun süre önce başladı. Ülkemizdeki konservatuarlarda okuyan öğrenciler arasından sınavla özenle seçilen 60 genç 20 Temmuz'dan bu yana Sabancı Üniversitesi’nde yoğun bir çalışma temposuna girdi.
Orkestra bu yıl, Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nda genç yaşlarındayken yıllarca deneyim kazanmış ve kariyerini Berlin Filarmoni Orkestrası’nda sürdüren keman sanatçısı Hande Küden ile İstanbul Devlet Senfoni ve Borusan Filarmoni Orkestrası solo obuacısı Sezai Kocabıyık’ın eğitimler aldılar.
Şef Cem Mansur’un sanat yönetmenliğinde Türkiye ve Avrupa konser turnesine hazırlanan orkestra, ilk olarak 5 Ağustos’ta Bursa Uludağ Üniversitesi’nde, ardından 8 Ağustos’ta İstanbul'da İş Sanat Kültür Merkezi’nde izleyici önüne çıkan TUGFO, 9 Ağustos’ta da Ankara’da CSO Konser Salonu’nda sanatseverlerlerle buluşacak.
Yurt dışı turnesine 12 Ağustos’ta Çekya’nın başkenti Prag’da başlayacak orkestra, 13 Ağustos’ta Almanya’nın Altenburg, 14 Ağustos’ta da Dresden şehirlerinde sahneye çıkacak. Bugüne kadar Türkiye’deki yüzlerce genç müzisyeni Türkiye ve dünyadan dinleyicilerle buluşturan TUGFO, sezonun son konserini ise 16 Ağustos’ta Almanya’nın başkenti Berlin’de verecek.
OSMAN ENFİYECİZADE
9 Ağustos 2022, İstanbul,Moda