Düşünebiliyor musunuz, tam 52 yıldır hukukçusu, mühendisi, işletmecisi, profesörü, amatör müzisyenler toplanıp, birlikte müzik yapmanın keyfini yaşıyorlar. Bazı iyiniyetli profesyonellerle, müzik öğretmenleri, emekliler ve öğrenciler de onlara orkestrada destek veriyorlar. Buna karşın, bazı yöneticilerin de, kurumlarındaki olanakları onlardan esirgediğini, mekân tahsisisinden imtina ettiklerini biliyoruz. Ama onlar her türlü güçlüğü göğüslüyorlar. Türkiye’nin aydınlık yüzü, böylece zaman zaman kendini gösteriyor. Her seferinde yeni, genç yüzleri de içlerine alarak yollarına devam ediyorlar.
Başkent Oda Orkestrası 52. yılını 5 Aralık 2016 akşamı, CSO Salonunda verdiği konserle yolcu ederken, ölümünün 225. yılında büyük besteci W.A. Mozart’ı anarak konseri onun eserlerinden oluşturdu.
Başkent Oda Orkestrası’nın bir özelliği de, pek çok genç şef adayının bagedine kendini emanet edip, onların çıraklığının çıkmasına yardımcı olmasıdır. Son dönemde çellist Şerif Can Ünver, orkestrayı yönetiyor. Yanılmıyorsam bu üçüncü ya da dördüncü konseriydi. Bakmayın Mozart’ı dinlerken öyle kolaybir müzik gibi göründüğüne, hem yöneten, hem de çalıcılar için zordur, nüansı çoktur. Şerif Can Ünver, soğukkanlılıkla, abartmadan, bu Mozart konserinin altından kalktı. Şeflik yüksek lisans programlarından birine başvurursa, iki yılın sonunda “alaylı” olmanın ötesinde “diplomalı” bir şef olup çıkar.
Konser, Başkent Üniversitesi Konservatuvarı piyano öğretmenleri Rauf Paşaoğlu ile Kamerhan Turan’ın, Mozart’ın Don Giovanni Operasının temleri üzerine Fransz Liszt’in yazdığı “Reminiscences de Donjuan” başlıklı iki piyano parçasıyla başladı. İki piyanist ardından Mozart’ın İki Piyano İçin Mi bemol Majör konçertosunu, BOO eşliğinde seslendirdiler.
Piyanistler ve Şef
İkinci yarıda ise, orkestra bestecinin üçer bölümlük üç divertimentosunu icra etti. Bazı hataların olmaması, bazı grupların kendi içlerinde tam birliktelik sergileyememesi bu koşullar altında kaçınılmazdı. Ama kötü bir konser olmadı. Topluluğu zevkle, heyecanla dinledik.
Başkemancı sandalyesinde, Orkestra Akademik Başkent kemancılarından Yağız Tan oturuyordu. Birinci çelloda, gene OAB'ten Aslı Gültekin yer alıyordu. Orkestranın en yaşlı üyesi, geçtiğimiz günlerde 82 yaşını deviren, CSO viyola grubundan 17 yıl önce emekli olan Olcay Sağdıç’tı. Orkestrayla birbirlerini hiç bırakmadılar. Kolunda bir sakatlık olmasına karşın, ağrı kesici melhemi sürüp gelmişti.
Suna Dinçer (Ortada)
En genç üye de, sanırım kontrabasçı Suna Dinçer’di. O bize, sevgili dostumuz rahmetli Ali Dinçer’in yâdigarı. Yıldız İbrahimova Dinçer’le Ali Dinçer’in kızı. Bilkent Müzik Lisesi’ni bitirdi, halen Başkent Üniversitesi Konservatuvarı lisans ikinci sınıf öğrencisi.
Bu konser için özveriyle emek harcayan herkesi kutluyor ve 52 yılı devirmiş Başkent Oda Orkestrası'nın yaşatılması için herkesi olanakları ölçüsünde destek vermeye çağırıyorum.
Şefik Kahramankaptan
05.12.2016, Ankara