Deprem sonrası gittiğim ilk müzik etkinliği 10 Mart 2023 akşamı CSO'nun konseri oldu. Bu konsere yönlenmemin nedeni, şef ve solistti: Yıllar önce piyanist Laumu Skride ile Ankara Festivali'nde dinlediğim Alman çellist Daniel Müller-Schoot ve genç kuşağın aranan şefi Can Okan.
Daniel Müller Schott, aslında yıllık programda 24 Şubat'ta verilecek Eduard Lalo'nun 200. Ölüm Yıldönümü konserinin solistiydi ama Şubat konserleri iptal edilince CSO yönetimi programları yeniden ele alarak ayarlamalar yaptı. Böylece kendisini 10 Mart akşamı konuk ettiler.
Konser öncesi, yönetim kuruluna yeni seçilen Elif Nayman, program edinme ve nerede alkışlanacağı konusunda bilgilendirme yaptı, deprem yitiklerinin anısına dinleyiciyi saygı duruşa davet etti.
Konser de deprem yitiklerinin anısına saygı olarak bir ağır ve ağıtsal parça, Samuel Barber'ın (1910-1981) “Adagio”suyla başladı. Aslında Amerikalı bestecinin Op. 11 Yaylı Dörtlüsü'nün ağır bölümü olan bu parça, günümüzde daha çok yaylı orkestra için genişletilmiş haliyle seslendiriliyor. CSO da, öteki eserlerin gerektirtiği kadro derinliği sayesinde yapıtı hayli geniş bir yaylı toplulukla icra etti. Başkemancı sandalyesinde, 2. Keman Grup Şefi olan Tangör Ertaş oturuyordu.
Daniel Müller-Schott (d.1976) Alman çello ekolünün günümüzdeki önemli isimlerinden biri. Önemli hocalarla yetişmiş, yarışma bayarıları elde etmiş bir virtüoz. Eduard Lalo'nun (1823-1892) Re minör Viyolonsel Konçertosu'nu mükemmel tekniği ve duyarlı müzikalitesiyle tatmin edici biçimde seslendirdi. Özellikle ikinci bölümde tatlı, sevimli ezgideki ajilitesiyle mükemmeldi. Elindeki çalgısının koyuca tonu ve derinlikli tınısı da İspanyol esintili müziğe çok yakıştı. Özgeçmişinde, Schott'un Matteo Goffriller 1727 Venedik yapımı bir çelloya sahip olduğu belirtiliyor.
Alman virtüozun başarısında, CSO'nun bütüncül, dengeli eşliğinin katkısını da göz ardı etmemek gerek. Solist, yoğun alkışlardan sonra seslendireceği “bis” yapıtını İngilizce olarak anons etti. Bu Yahudi kökenli İsviçre/Amerikalı besteci Ernest Bloch'un (1880 – 1959) Prayer (Dua) başlıklı yapıtıydı. Solist, yapıtı depremde canlarını yitirenlerin ruhlarına yolladı. Bloch'un 1924'te bestelediği özgün olarak çello-piyano ikilisi , sonradan çelloya yaylı eşlik olarak düzenlenen parçayı Müller-Schott, özündeki duyguyu yansıtarak solo çello seslendirdi ve tıpkı anonsunda olduğu gibi inanılmaz alkış aldı.
Konserin ikinci yarısında Richard Wagner'in ( 1813-1883) iki önemli orkestra yapıtını; Tristian ve Isolde operasından Prelüd ve Final (Aşk Ölümü) ile Parsifal operasının Prelüdünü dinledik. İki yapıtın icrasında da, Can Okan'ın ( d.1986) şeflikte kendini ne denli geliştirdiğini ve orkestrayı ne denli iyi hazırlamış olduğunu gördük. Kendini ne denli iyi hazırladığının belirtilerinden biri de konçerto dışındaki üç orkestra eserinin program notunu da herkesin anlayacağı bir dille kaleme almış olmasıydı.
Can Okan, kendini yapıtlara ve orkestraya iyice yoğunlaştırabilmek için, dört yapıtın da partitürlerini belleğine almıştı, orkestrayı önünde nota sehpası olmadan, dört yapıtta da ezberden yönetti. Üflemeli ve yaylı gruplarının dengesi, uyumları, birliktelikleri mükemmeldi. Wagner yapıtlarındaki armoniyi ruhumuzun derinliklerinde hissettik.
Umuyorum, Can Okan'ın aranırlığı Türkiye ile sınırlı kalmaz, çünkü gelen kimi aynı kuşaktan yabancı şeflerle kıyaslandığında, Avrupa ve Amerika'da da rahatlıkla orkestra yönetecek, beğenilecek bir kapasiteye ulaşmış durumda.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
11 Mart 2023, Ankara