Uzun süredir yurtdışında sahneye çıkmayan Bilkent Senfoni Orkestrası, 23 Mayıs'ta Polonya’da Lancut Müzik Festivali'nde Viyana'da yerleşik Polonyalı şef Michael Maciaszczyk yönetiminde bir konser verecek. Bu konserin provası sayılabilecek programı 10 Mayıs 2019 akşamı Bilkent Konser Salonunda dinledik. İki Mozart eserinin arasına Rodrigo'nun gitar konçertosu Aranjuez yerleştirilmişti. Polonya'daki festivalde konçertoyu seslendirecek Krzysztof Meisinger'in (d.1984) tarihi uymadığı için, BSO bir “solist seçmesi” yapma yoluna gitti. Rodrigo çalacak bir gitarist aranıyordu. Yapılan dört başvuru arasından orkestra yönetimi Halil Deniz Karaduman'ı seçti. Diğer üç başvuru sahibi gizli tutuldu, açıklanmadı.
Konserde önce Mozart’ın Figaro’nun Düğünü operasının uvertürünü dinledik. Başkemancı sandalyesinde 1. keman grubundan Suzanna Bezhani oturuyordu. Ardından genç gitarist Halil Deniz Karaduman (d. 1997) sahneye geldi.
Önce Karaduman'ı kısaca tanıtalım: 2011'de daha önce kursiyer olduğu Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'na kabul edilerek Kadircan Özdemir’in öğrencisi oldu. Öğrenimi boyunca Gothemburg Combo (David Hansson & Thomas Hansy), Enno Voorhorst, Pavel Steidl, Pepe Romero, Costas Cotsiolis, Diego Leveric, Michael League gibi sanatçıların ustalık sınıflarına katıldı. Çeşitli solo resital ve oda müziği konserleri verdi.
2014'de Çağdaş Sanat Filarmoni Orkestrası eşliğinde Rodrigo’nun Aranjuez konçertosunu, 2016'da Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Orkestrasıyla Mozart' ın "Deh vieni alla finestra" (Don Giovanni) başlıklı eserini seslendirdi. 2019'da Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarının solist seçmelerinde başarılı olarak Rodrigo'nun Aranjuez konçertosunu konservatuvar orkestrası ile seslendirmeye hak kazandı. Halen D.E.Ü. Devlet Konservatuvarı lisans 4. sınıfta Kadircan Özdemir ile gitar, Prof. Tahir Sümer ile oda müziği çalışmalarını sürdürüyor.
Bu özgeçmiş notundan da anlıyoruz ki, Karaduman eseri daha önce bir orkestra eşliğinde seslendirmiş, aradan beş yıl geçtikten sonra da hem Dokuz Eylül Konservatuvar Orkestrası, hem de Bilkent Senfoni ile seslendirmek üzere seçilmişti.
Sahnede Karaduman'ı bu konçertoyu ilk kez bir profesyonel orkestra ile seslendirecek olmanın heyecanını yaşarken gördük. Gitaristlerin en büyük handikapı, orkestrayla çalma fırsatını çok az bulmalarıdır. Resitallerde solo giter eserlerini çalarken gösterdikleri etkinlik ve başarıyı, orkestra eşlikli olarak göstermeleri, deneyim ve fazlaca prova işidir. Gitarist hem kendi çaldığına yoğunlaşmak, hem orkestra eşliğini dinlemek, şefin işaretlerini de dikkatlice kollamak zorundadır.
İyi bir kumaşa sahip olan Karaduman'ın, BSO eşliğindeki Aranjuez seslendirmesinde bu handikapı yaşadığını gördük. Birinci bölümdeki bazı aksaklıklardan sonra, ikinci bölüme iyi başladı ama kadans ve eşlikli bölümde birkaç sorun yaşadı ve yeterince uyumlu bir seslendirme olamadı. Bunda şefin de, kendi çaldığına yoğunlaşmış soliste yeterince yardımcı olmamasının etkisi vardı.
Karaduman'ın tekniğini geliştirdiği kadar, müzikalitesini de geliştirmesi gerekiyor.
Konserin ikinci yarısında orkestra, Michael Maciaszczyk (d.1976) yönetiminde bu kez Mozart'ın en olgun işi olarak kabul edilen “Jüpiter” başlıklı 41. Senfonisini seslendirdi. Özgeçmişi kemancılıktaki başarılarıyla dolu olan Maciaszczyk'in şeflik kariyerinin henüz başlarında olduğunu düşündürten bir icra çıktı ortaya. Çokseslilik olarak zengin bir içeriğe sahip eser, üflemeli çalgı sololarının tek tek çok güzel duyurulmasına karşın, yeterince bütüncül algılanamadı. Umuyorum 23 Mayıs'ta Kale Müzesi Balowa Salonundaki festival konserinde 41. Senfoni çok daha iyi seslendirilecektir.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
10 Mayıs 2019, Ankara