Son günlerde gündemi oluşturan konulardan biri de Z Kuşağı. 1999 sonrasında doğan, yetişmekte olan yeni kuşak için kullanılan bu tanımın bazı kriterleri de geliştiriliyor. Bu kriterlerin ne olduğu, bazı başka tanımlardan anlaşılabilir. İnternet Kuşağı, Google Kuşağı, Zekî Kuşak, Milenyum Kuşağı diye tanımlara da rastlanıyor bilgisunar ortamında.
Çok konuşulunca öteki kuşakların hangi yılları kapsadığını merak ettim. Hadi, kendimizi biliyoruz, bize doğum tarihinden değil ama gençlik dönemimiz nedeniyle 68 kuşağı deniliyor. Ya bizim çocukların, genç sanatçıların kuşak mensubiyetleri neler?
Kızım 75 doğumlu, demekli X kuşağına giriyor, 1965-1979 arası doğumlular bu kuşağa dâhil ediliyormuş. İkiz oğullarım 80 doğumlu, biz onlara “12 Eylül bebesi” derdik, sıkıyönetim altında doğduklarından… Onlar Y kuşağına giriyor, 1980-1999 arasında doğdukları için.
Z Kuşağına değişik özellikler atfediliyor. Bana sorarsanız başlıcası, içine doğdukları teknolojik ortamı çok iyi kullanabilmeleri, bu ortamdaki yeniliklere hızla uyum sağlayıp öğrenebilmeleri, teknolojik olanakları hiç akla gelmeyecek alanlarda ve biçimde kullanabilmeleri. Yaratıcılıklarını sosyal medya kanalları aracılığıyla dünyayla paylaşabilmeleri, kendilerini yerleşik kurallara ve “geleneklere” bağlı görmeyip tercihlerini özgürce yapmaya yönelmeleri.
Beni bu yazıyı yazmaya ne yöneltti biliyor musunuz? Film müzikleri bestecisi Oscar ödüllü Enrico Morricone 91 yaşında öldü ya… Haber duyuldu, sosyal medyada çat diye bir paylaşım:
Piyanist AyşeDeniz Gökçin'den Morricone'nin “Cinema Paradiso- Cennet Sineması” filmine yazdığı müziğin piyano uyarlaması!
http://www.sanattanyansimalar.com/video-detay/morricone-anisina-cinema-paradiso/70/
Salgının en yoğun olduğu dönemde de, Amerika'daki konserleri iptal edince, yurtdışından geldiği için Ankara'da 14 günlük karantinaya giren, hemen her akşam tezgâhını kurup canlı yayınla konser veren AyşeDeniz'in bu son paylaşımını görünce, “İşte tipik Z kuşağı” dedim içimden. Ama sonra dur bakalım bir kontrol edelim deyince, gördüm ki çocukluğundan beri izlediğim AyşeDeniz çoktan Y kuşağı olmuş! Çünkü 1988 doğumlu. Ama Z kuşağına atfedilen özelliklerin çoğuna sahip! Demek ki Y ile Z arasında çok da keskin ayrımlar yapmamak lazım!
Daha yeni “Hey World” diye bir albüm hazırladı AyşeDeniz...
Mart 2020’de karantinadakiler için yaptığı canlı yayınlarda gelen istek eserlerden derleyivermiş. Bunları bir albüm haline getirip insanlar istedikleri zaman dinleyebilsin diye kaydetmiş. İçinde film müziklerinden klasik parçalara değişik çok şey var!
Babası Balamber, ODTÜ mezunu çok marifetli adamdır, 68 kuşağıdır, kameralara, bilgisayarlara meraklıdır, ne de olsa elektrik elektronik mühendisi… AyşeDeniz'in pek çok konserini o filme almış, video hazırlamıştır. Bu “Hey World” albümü çekimlerini de o yapıp kurgulamıştır diye tahmin ettim ama yanılmışım! AyşeDeniz kamerayı, bilgisayarı sırtlamış, tabii klavyeyi de, bir arkadaşının evinin balkonunda kendi yapıp kurgulamış kayıtları.
Hele Alman barok besteci Johann Pachelbel'in (1653-1706) , bu biçimin en önemli ve ünlü örneği Kanon'una yaptığı çekim ve kurguya bayıldım, yalın ve etkileyici. AyşeDeniz hem klavye, hem glokenspiel ile üç ayrı kıyafetle eserin kendi yaptığı uyarlamasını çalmış, ses ve görüntüyü kaydedip kurgulamış. Gel de Z kuşağı deme…
http://www.sanattanyansimalar.com/video-detay/pachelbel-canonu-hic-boyle-dinlediniz-mi/71/
Salgın öncesi müzik yaşamını Amerika, İngiltere ve Türkiye arasında sürdüren Londra Kraliyet Akademisi diplomalı AyşeDeniz Gökçin'in sosyal medyada hatırı sayılır takipçisi var. Çoğu da Türkiye dışında. Bu nedenle yayınlarının çoğunu İngilizce olarak yapıyor. Rakamlar az buz değil:
Facebook: 139,000 takipçi (follow), 111,000 seven (like eden)
İnstagram: 72,500 takipçi
Spotify toplam stream sayısı: 2,1 milyon, aylık 80,400 dinleyici
Apple toplam stream sayısı: 2,7 milyon, aylık 73,000 dinleyici
Sanal ortamdaki Hey Worl'den önce CD olarak da yayınladığı Motus başlıklı albümü, AyşeDeniz'in kendi kısa bestelerini içeriyor:
http://www.sanattanyansimalar.com/video-detay/nostalgia-motus/72/
Eylül'e yeni bir albüm hazırlığında, tümü kendi bestelerinden oluşuyor. Bakalım tarzı ne olacak? Çünkü AyşeDeniz hem klasik bestecileri çok iyi icra eden, hem ilginç uyarlama-besteleriyle ünlenmiş, hem de kendi değişik tarzlarda beste yapan bir piyanist.
AyşeDeniz gibi, uluslararası alanda serbest müzisyenler, bakalım salgının gidişatına göre kendilerine hangi yolları geliştirecekler?
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
8 Temmuz 2020, Kaş