Tiyatrocular arasında konuşulduğu anlaşılan bir duyum geldi. CSO'nun 1961' den bu yana kullandığı ilk ve tek konser salonu olan binaya Devlet Tiyatroları talip olmuş, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, 29 Ekim 2020'de açılması Cumhurbaşkanı talimatı olan binaya geçtikten sonra, konser salonunu tiyatro olarak kullanmak istiyorlarmış!
Doğru mudur, yanlış mıdır bilemem! Ama eğer doğru ise, eyvah ki eyvah! Tüylerim diken diken oldu. Olmaz bu, olmaması lazım. Tabii, “ben yaptım, oldu!” zihniyeti egemen olursa, ne desen boş. Niye olmayacağını, olmaması gerektiğini kısaca anlatayım.
Devlet Tiyatrolarının Ankara'da 12 tane sahnesi var. Ankara'da Devlet Sanat Kurumları'nın “konser salonu” olarak halka açık salonu ise sadece bir tane, o da CSO Salonu. Büyük Tiyatro'yu Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları birlikte kullanıyor, sahne haftada iki gün tiyatronun. Resim Heykel Müzesi Konser Salonu ise, uzun bir süredir konser etkinliklerine kapalı tutuluyor. Kabaca sayısal durum bu. Şura Salonu ise MEB'in kullanımında, çok yıprandı ama MEB tarafından sürekli popçulara, tiyatrolara, göstericilere kiralanıyor.
Teknik olarak bakıldığında, Cumhuriyet döneminde Başkent'e yaptırılmış iki “sergievi”nden biri olan, 1961'de son anda güreş salonuna çevrilmekten kurtarılarak salonu bulunmayan CSO'ya konser salonu olarak tahsis edilen bu binanın, yaklaşık 700 koltuk kapasiteli salonu ayakkabı kutusu şeklindedir, sahne sanatlarına uygun değildir. Orayı tiyatro yaparsanız, seyircinin yarıdan çoğu sahnede ne olup bittiğini seçemez, oyuncuların mimiklerini göremez, küçük hareketleri algılayamaz! Seyirci açısından bakıldığında, tiyatroda görsellik ve işitsellik yan yanadır, konserde ise öncelikle işitsellik gelir.
Bina tiyatro haline dönüştürmeye kalkışılırsa, bu büyük para ister. Sahnede “hediye” olan bir org bulunmaktadır, çalışır vaziyettedir. Sahne ve salon 2007 yılında Mimar Özgür Ecevit'in projelendirmesiyle Doğuş Holding tarafından o zamanın parasıyla 10 milyon TL'ye yeniden düzenlenmiştir. Bu büyük bir yatırımdı, 2007'nin parasıyla ve kuruyla 13 milyon dolar civarındaydı. Akustik özelliklere sahip bugünkü koltuklar yurtdışından ithal edilmişti. Tüm bunları çöpe atmaya kalkışmak, hem teknik, hem de mali olarak büyük bir israf olur. Ayrıca projeyi üstlenip parayı harcayan Doğuş Holding'e de büyük bir vefasızlık sayılır.
Ayrıca işin tarihi bir boyutu da var. O binada dünya çapında şefler, solistler Ankara'ya konuk olup resital vermiş, konser yönetmiş, CSO eşliğinde çalmışlardır. Orayı yıkıp tiyatroya çevirmek tarihe ve anılara da bir saygısızlık olacaktır. Tüm medenî ülkelerde, tarihe, anılara sahip çıkılır, bizde de böylesi beklenir.
Ayrıca işin Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bugünkü teşkilat şeması içinde bir idarî boyutu da var.
Bina, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü üzerinden bakanlığa bağlı CSO'nun kullanımındadır. Devlet Tiyatroları ise ayrı bir genel müdürlüktür. Mülkiyeti doğal olarak Hazine'de bulunan binanın kullanım hakkının el değiştirmesi başka sorunlara yol açabilir. Devlet Tiyatroları'nın Operaevi olarak kullanılan Büyük Tiyatro'daki haftada iki günlük sahne kullanım hakkından bile vazgeçmemekte nasıl direndiği herkesin malumudur.
Peki, temeli 1995'te atılan ve inşaatı, her yıl yeterli ödenek tahsis edilmemesi nedeniyle 25 yıldır (çeyrek asır!) süren yeni CSO binasının 29 Ekim 2020'de her tarafıyla tamamlanmış olarak bitirilerek açılabilmesi halinde, eski bina ne olmalıdır?
Ankara'nın konser salonu gereksinimi ortadadır. Binayı zaten Döner Sermaye Müdürlüğü, çeşitli ihtiyaçlar için kiraya vermeye başlamıştı. Bu salon, oda müziği konserleri, resitaller için kullanılır, böyle bir salona gereksinim çok büyüktür. Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nin pek çok etkinliği bu salonda düzenlenir. Devlet Çoksesli Korosu'nun daha sık ve düzenli konser vereceği salon ihtiyacı, bu bina sayesinde karşılanabilir.
Ayrıca binanın alt katında bir CSO Müzesi'nin oluşturulması, eski belge ve enstrümanların, afişlerin sergilenmesi, Cumhuriyetin ilk hârika çocukları İdil Biret ve Suna Kan için bu müzede birer özel bölüm hazırlanması uygun olacaktır.
Binanın yeni kullanım biçimini, umuyorum Kültür ve Turizm Bakanlığı da enine boyuna inceleyerek, eğer duyum doğru ise Devlet Tiyatrosu'nun talebine gözü kapalı evet demiyecektir.
29 Ekim 2020'de yeni binanın açılışı CSO'nun bir özel konseriyle yapılsa bile, orkestranın taşınma süreci yeni binadaki tüm ince işler bitmeden asla yapılmamalı, taşınma ve yerleşmeye gerekli özen gösterilmelidir. Bu konuda CSO yönetiminin de gereken duyarlılığı göstermesi gerekir.
ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN
28 Nisan 2020